"Sen kimsin?"
Yüksek sesli bir kahkaha kopardı. "Bunu başta sorman gerekmiyor muydu?" Masadaki sigarasından bir dal alıp yaktı. Gözlerini kısarak bana baktı kehribar gözleri birer mum ateşi gibi dalgalanıyordu.
"Ben şimdi soruyorum" kafasını sallamış yanağını içine çökerten bir nefes almıştı zehrinden. "Sadece iş adamıyım de kendi şuradan atayım." Terasın korkuluklarına işret ederek konuştum. "Peki, atma kendini silah ticareti de yapıyorum" gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.
"Teröre satıyorum de ilk seni sonra kendimi atayım" yine bir kahkaha kulaklarımı huzurla doldurdu. "Hayır tabi ki günün sonunda ikimizide öldürme niyetinde değilsen anlatayım." Kafa salladım ve sessizce dinledim.
"Öncelikle Amerika'da silah gibi makine eğitimi gördüm zaten aileden kalan bir meslek her türlü bilgi sahibi olmak zorundaydım. Yeni makinalar vs. Öğrendim. Şimdi devlet ile ticaret yapıyorum terörle değil." Kahveden bir yudum aldım "devletle pek aranız yok sanıyordum" sigarasını içmeye devam ederken "hükümet farklıdır devlet farklı" "elbette" "öyle işte ama silahı teröre satan var elbet bu yüzden bulduğumu indirmemde sıkıntı yok" kaşlarımı çattım "kim bunlar?" "Bizzat bu Duranlar yapar bunu bir kanıt bulmaya çalışıyorum aylardır" sigarayı tutan elini kafasına dayamış gözlerini kısmıştı. "Çok kötü" gülmüştü. "Sadece silah değil uyuşturucu ve bir nevi terör yetiştiriyorlar, ayaklanmalar için vs. Bunu sadece halka yapıyorlar kendi aileleri herşeyden uzak yetişmeli ama oğulları yoğun derecede madde bağımlısı" "iğrenç" "maalesef"
"Ne olcak peki" yavaşça sırıtmıştı "ölecekler" bunu o kadar soğuk kanlı bir şekilde söylemişti ki öylece yüzüne bakakaldım. Sigarasını söndürmüş ciddiyetle yüzüme baktı "birilerinin böylelerini halletmesi gerekiyor ve bunu yaparken gram vicdanım sızlanıyor. Devlet dokunmazlığım olduğu için de sıkıntı olmayacak, üstelik devlete diğer her türlü yardım ve desteği sağladıktan sonra kimse böyle bişey yapamaz"
Ne demem gerektiğini bilmiyordum. Hiç bişey hissetmiyordum. İnsanlar birbirlerinin hayatını hiç Umurlarında olmaksızın yok ediyordu kimseye üzülmek istemiyordum.
"Peki senden niye çekiniyorlar neredeyse herkes" "bunu bilmek istmezsin" kaşlarımı tekrar çattım "hayır istiyorum" tekrar sigara çıkarırken bana alttan bakış atmıştı. Bu sefer yanan mumlar birden kesili vermişti sanki. Bakışları yoğunlaşmış donuk bir hal almıştı. Sigarayı yakarken "babamı öldürdüm" işte buna fazlasıyla şaşırmıştım. Öylece yüzüne baktım bir süre ciddiyetini ölçercesine ama hiç olmadığı kadar ciddiydi şuan Çınar "neden?" Bir fısıltı gibi çıkan sesle yarım ağız gülümsedi "uyuşturucuya bulaştı defalarca uyardım insanların hayatını karartma diye her seferinde söz verip devam etti. Bende kendi verdiğim sözümde durdum. Şuan ise çoğu doğu bölgesi işlerini güya gizleyerek yapıyorlar. Oysa ki rastgele çocuklarının konuştukları kafelerden bile ne yaptıklarını biliyorum. Kendi babasına acımayan birisi onlara neden acısın"
Uzun bir sessizlik etrafı sardı. Uğuldayan rüzgar ile hava karamaya yüz tutmuştu. Çınar ağzını tekrar açacakken durdurmuştum. "Bugün öğrendiklerim benim için yeterli şuan." Kafa sallamış ve susumuştu. Sessizce oturmaya devam etmiş rüzgarlı hava uykumu getirmişti. Rüzgarla birlikte esen Çınar'ın kokusu beni mest ediyordu. Gözlerimi kapamış az önceki konuları yok sayarak dinlenmeye çalıştım. Bir yarım saatte öyle ölürken. Çınar bilmem kaçıncı sigarasını ateşlemişti.
"Gidelim mi artık?" Sorduğum soru ile bakışları beni bulmuştu. "Annenler çıkacak yola evde olmamamız hoş olmaz". Kafa sallamış ayaklanmıştık. Ceket omuzlarımda kalmıştı. Ne o almıştı ne de ben vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞMAK (BXB)
ChickLit"...bu evliliğin gerçek olmasını istiyorum" evlenmek zorunda kalan bir çifti konu alıyor, nefret içerikli bir ilişki değil