Multimedya >>>> Gökhan (Arya'nın abisi.)
♛
''Abi! Burası çok güzelmiş lan.''dedim etrafıma bakınarak.
''Evet güzelmiş.''
Dejavu is loading... Bu konuşma daha öncede aramızda geçmişti.
Piknik yapmaya gelmiştik. Aslında sadece piknik yapacaktık ama benim uzun ısrarlarım sonucu kampta yapmaya karar verdik. Omuzumda çanta, bir elimde mangal için kömür, diğer elimde ise kamp için çadırım vardı. Durdum kendime bir baktım. Olum bunlar her şeyi bana kakalamış. Bizim gruba baktım elinde bir veya iki eşya vardı. Bende amele gibi geziyordum. Yukarı bakıp 'Eşşek bile yaptılar beni gör kulunu.' dedim. Bir taşa takılıp yere kapaklandım.
Şuan berbat bir durumdayım. İlk öpücüğümü yer almıştı. Resmen yeri öptüm! Ben o taşı oraya koyanın... Küfür etmeyeceğim bikauz imanlıyım.
Yerden zar zor kalktım. Etrafıma baktığımda kimse yoktu. Biri bile beklememiş beni. Gevurun tohumları (Babannemi saygıyla anıyorum..)
Yürümeye başladım. Biraz ilerde abimleri gördüm. Yürümekten depara kalkıştım. O eşyalarla nasıl koştum bende bilmiyorum, neden koştum onuda bilmiyorum. Tanıdık biri görünce kornaya tecavüz eden ülkemin güzel insanları gibi hissediyorum.
Abimlerin yanına geldim. Takmadı bile beni.
''Alacağın olsun abicim, bıraktın beni arkada. Ya ayılar beni öldürseydi!.. Ya seri katilin birine yakalansaydım da beni deşseydi. Ya organ mafyası yanıma gelip şekerle kandırsaydı.''diye sitem ettim.
''Organ mafyasının ormanda neşi var?! Hem şekerle kancak kadar salak mısın sen?!''dedi güzel(!) abicim.
''Bilemem artık şekere bağlı. Güzel bişi verirse atlarım kollarına.''
Abim gözlerini devirdi ve yanımdan gitti. Bende ellerimdekini attım yere. Çantamıda bir kenera fırlattım. Tamam şimdi rahatladım. Bütün eşyaları kakalamışlardı bana. Eşek gibi geziyordum. Etrafıma baktığımda abimle Ayaz çadırlarını kurmaya çalışıyordu. Irmak ve Bora etleri hazırlıyordu. Ediz etrafta yoktu. Ben de yemeğin hazır olmasını bekliyordum. Bikauz yorgunum. Yere Garfield gibi uzanırken abim kaşlarını çatıp bana baktı.
''Arya kıçını kaldır da yardım et.''diye böğürdü. Üfleye püfleye çadırımı aldım ve kurmaya başladım. Ama tabikide kuramadım saçmalamayın.
Çadırın altından girdim üstünden çıktım. Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama karman çorman bir şey olmuştu. Ayakta da duramıyordu zaten. Çadırın muşambasıyla debelenip dururken yere kapakladım ve muşambaya dolandım.
''Abi! Ölüyorum. Muşamba yedi beni!''diye böğürdüm.
''Gerizekalı bu nasıl çadır kurma şekli. İlk çubuklarını dikmeliydin.''diye beni azarlarken üzerimden o salak şeyi aldı. Çadırın neden ayakta durmadığını şimdi anladım. Meğerse çubuk koycakmışız. Bende onlar gereksiz diye atıvermiştim bir kenera.
''Ne biliyim ben abi, bu şeyin ilk çubuklarla yapıldığını. Bir saattir debelenip duruyorum.'' Abim bana 'evlatlıksın' bakışları atarken Bora yanıma geldi.
''Bende çadırı kuramadım lan," utanarak kafasını kaşıdı. "çubukları unutmuşum.''der demez bastım kahkayı. Valla çok benziyoruz, mallığımız bile aynı. Bora'nın omzuna elimi koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New York'a Giden Çılgın Türk
Comédie❌LÜTFEN HİKAYEYİ OKUMADAN ÖNCE DUYURU BÖLÜMÜNE BAKIN❌ ♛ Anırmak güzeldir. ♛ *** Abimin odasına doğru ilerledim. Kapıyı çalmadan direk daldım. ''N'apıyorsun lan! Daldın odaya, kapı çalsana!''dedi. Şimdi kapı çalmakla filan uğraşamıcam abicim...