10

194 24 2
                                    

(Ünlem koyduğum kısımda şiddet bulunuyor. Rahatsız olanalar lütfen atlasın❤️)

Salonda derin bir sessizlik hâkimdi. Masaların arkasında, kimisi şaşkın, kimisi endişeli bakışlar Jungkook'un üzerine çevrildi. Biraz önce, oturumu beklenmedik bir şekilde sonlandıran bu genç adamın ne söyleyeceği konusunda kimse emin değildi. Ancak herkes biliyordu ki, Jungkook'un ani çıkışları hep büyük yankı uyandırırdı.

Jungkook ağır adımlarla kürsüye ilerlerken, kimsenin gözlerine bakmamaya çalışıyordu. Her zamanki gibi derin bir nefes alarak kendini topladı. Sesi yüksek, kararlı ve sarsılmazdı. "Bugün buraya, uzun süredir içinde olduğumuz bu mücadelenin, gerçek destekçilerini açıkça dile getirmek için geldim," dedi. Sözleri odada yankılandıkça, herkesin dikkatini daha da yoğunlaştırdı.

"Bu komisyon, ülkemizin geleceğini, adaletini ve insan haklarını savunmak için kuruldu. Bu mücadelede, başından beri yanımda duran birçok değerli insan oldu." Birkaç saniye duraksadı. Sessizlik gittikçe ağırlaşıyordu. Jungkook, konuşmasının etkisini artırmak için bilinçli olarak bu sessizliğin içinde düşüncelerini toparladı.

İlk adı söylerken gözlerini Namjoon'un oturduğu yere çevirdi. "Kim Namjoon," dedi güçlü bir tonla. Namjoon, gözleriyle kısa bir an Jungkook'la temas kurdu. Kendini saklamaya çalışmayan bir duruş sergilemeye gayret ediyordu, ama içinde yaşadığı gerginlik yüzünden okunabiliyordu. "Başından beri yanımda olan, bu mücadelenin en büyük destekçilerinden biri. Kendisini gizlemedi, korkmadı."

Jungkook'un gözleri odadaki diğer üyelerin üzerinde gezindi. Her birinin içinden geçenleri adeta görür gibiydi. Onların tereddütlerini, korkularını ve bazılarının destekleriyle gurur duyduklarını biliyordu.

"Sadece Namjoon değil," dedi devam ederek, "Yoon Seok, Jung Hoseok ve daha birçok isim. Bu insanlar, ne pahasına olursa olsun adaleti savunmaya ant içmiş kişiler. Korkmadılar, geri adım atmadılar. Onlar utanç duymadılar."

Bir an duraksadı. Sözlerinin herkes tarafından hazmedilmesini bekler gibi bir ifadeyle bakışlarını salondaki yüzler üzerinde dolaştırdı. Ardından kaşlarını çatarak, sesini biraz daha yükseltti. "Ama bu mücadeleye yalnızca gerçekten inanarak ve cesaretle devam edebiliriz. Burada olan herkese söylüyorum; bu mecliste utananın, gizlenenin, korkanın yeri yok! Eğer bu savaşı kazanmak istiyorsak, herkesin gerçek yüzünü göstermesi gerek. Aksi takdirde, sizleri aramızda görmek istemiyorum."

Sözleri bir tokat gibi yankılandı. Bazıları oturduğu yerde kıpırdandı, kimisi göz temasından kaçındı. Jungkook, bu kişilerin kimler olduğunu tek tek zihninde işaretliyordu. Onların yüzleşmek istemediği gerçeklerle bir gün mutlaka karşı karşıya geleceklerinden emindi.

Son cümlelerini daha sakin, ama bir o kadar kararlı bir tonda dile getirdi. "Adalet ve eşitlik için verilen bu savaş, utancın ya da korkunun gölgesinde kazanılmayacak. Eğer inanmıyorsanız, burayı terk edin. Ama inanıyorsanız, bizimle yürüyün. Başka bir seçenek yok."

Salondaki herkes adeta buz kesmişti. Fısıldaşmalar duyuluyor, kimileri rahatsızlık içinde yerlerinde kıpırdanıyordu. Namjoon'un isminin bu listede geçmesi, başta ondan beklenmeyen bir hamleydi. Meclisin uzun yıllardır sessizliğini koruyan üyeleri, şimdi onun nasıl böylesine açık bir duruş sergilediğini sindirmeye çalışıyordu. Ancak salondakilerden biri, başkalarının düşündüğünden çok daha farklı bir şeyden etkilenmişti.

Taehyung, sessizce oturduğu yerden Jungkook'u izliyordu. Diğerleri Namjoon'un şaşırtıcı desteğiyle meşgulken, Taehyung'un zihni bambaşka bir yerdeydi. Jungkook'un konuşma tarzı, onun cesareti... Bu kadar açık ve korkusuzca her şeyi ortaya dökmesi... Taehyung, böylesi bir açıklığın ve cesaretin ne denli güçlü olabileceğini ilk kez fark ediyordu.

Duel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin