Karargahta hepimiz hazır, bekliyorduk.
İçeri giren Albay hepimize baktıktan sonra Selim'de duraksadı.
"Oğlum sen neden geldin?"
"Görev varmış komutanım."
"İki saatlik eşini, düğünde mi bıraktın?"
"Geldim bile komutanım."
Derin bir nefes aldı.
Biz Tetik timiydik. Akıllı adamın burada işi yoktu.
"Göreviniz Yüzbaşı Kağan Akhan'ı gidip almak."
Bunu hepsi anlamıştı.
"Yüzbaşı Akhan dört aydır, gerçek Ejder'in peşindeydi."
Tüm tim Albay'a şaşkınlıkla baktı.
Bunu bilen tek bendim.
"Evet... Ejder diye etkisiz hale getirdiğiniz Theo, tamamen bir kandırmacaymış."
Albay, konuşmam için bana baktı.
"Asıl Ejder ise Theo'nun sağ kolu diye tanıdığımız Matthew Davis. Yakalanma riskini göze alamadığı için böyle bir oyun oynamış ve uzun bir süreye kadar kendi müttefikleri dahi onu tanımıyordu."
"Bu Ejder denilen it, Kağan Yüzbaşı'yı daha önce gördü. Sorun olmadı mı?" diye sordu, Devran.
"Ejder şu anda yurdışında. Kağan Yüzbaşı buradaki tüm ağını çökertmek için buradaki itlerinin arasına girmişti."
Mehmet Abi korksa da hepimizin aklındaki soruyu sordu.
"Şimdi neden birden onu almaya gidiyoruz komutanım?"
"Ejder'in çocuk pazarladığı, Suriye sınırımızda terör eylemleri ile bilinen bir grup var. Başlarındaki adam..."
Albay, dev ekrana yansıyan adamı gösterdi.
"Nihat Baran."
Ellili yaşların sonunda, altmışlı yaşların başında bir adamdı.
"Ejder'in kendisine yaptığı çocuk sevkiyatı bittiğinde araları açıldı. Yarım saat önce aldığımız bilgilere göre Ejder'in buradaki en güvendiği adamının mekanına baskın düzenlemiş."
"Kağan da oradaydı." dedim.
"Sizden istediğim oraya gidip Kağan Yüzbaşı'nızı sağ salim buraya getirmek."
"Emredersiniz komutanım!"
Albay, yanındaki askerine baktı.
"Konum tespiti yapıldı mı?"
"Evet komutanım."
Albay bizlere baktı.
"Sıra sizde."
Ayağa kalktık hep birlikte. "Emredersiniz komutanım."
Selam durup odadan çıktığımızda Albay da arkamızdan geliyordu.
Helikopterin yanına geldiğimizde Albay'a baktım.
Hepimiz onun emrini bekliyorduk.
"Tetiğiniz sessiz olsun. Düşmana mermi sesiniz duyulmadan korku salsın."
"Sağ ol!"
Albay, Selim'e baktığında Selim, "Tetik timi! Helikopter bin!" diye bağırdı.
Sırayla helikoptere bindiğimizde korkuyordum.
Onu kurtaramazsak diye korkuyordum. Onu kaybetmekten korkuyordum.
Helikopter havalanırken alıştığım pervane sesini bildiğini duymadım. Aklım, odağım sadece Kağan'daydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Tetik 2
General FictionGeçmişiyle geleceğini birleştiren Asena yeni yuva edindiği Tetik timi ve dostlarıyla yeni hayatına bir adım atmıştı ki hayal ettiği geleceğinin tehlikede olduğunun farkına varır. Nerede olduğunu bilmediği sevdiği adam, kayıplar, mücadeleler...