Her zaman

103 17 23
                                    

Kağan'dan Devam

"Ey aziz Hikmet! Nedendir bu eli sukut? Facia-yı gayrı kabil-i müdahale-yi bihudut. Beşeriyetin vefatını hayal ederdin. Sukutu ile meşhule dercoldu derdin..."

Kitap bittiğinde yavaşça kapattım ve içine bugün hastaneye gelirken Asena için aldığım nergislerden birini koydum. 

Asena'nın bana okumaya başladığı kitabı ben bitirmiştim. 

Aldığım nergislere baktım.

"Biliyor musun? Nergis, umut demektir. Yeni bir başlangıç, demektir."

Gözümden bir yaş süzülürken Asena'nın elini tuttum. 

"Bugün biraz orantısızım sanırım. Oğuz Atay'ın son sayfalarda yazdığı o şiir gibi hissediyorum. O şiir gibi çaresiz hissederken sana umut olsun diye nergis getirdim."

Şiiri tekrarladım. 

"Umutsuzlukla bir sona yaklaştığını, çaresizlikle boğulduğunu anlatıyor. Bir facianın sınırının aşıldığı, müdahalenin artık bir anlamının kalmadığı anlatıyor. Bu belki de içsel bir sessizlik, bilinmez bir sona doğru sürükleniştir."

Asena'nın saçını okşadım. 

"Ama ben bir anlamı kalmasa da senin için her şeyi yaparım. Çünkü kalbimde taşıdığım aşkın beni ayakta tutuyor." 

Saçlarının üstüne bir öpücük kondurdum. 

Ayağa kalktım ve odadaki dolaptan getirdiğim tarağı aldım. 

Asena'nın baş ucuna oturduktan sonra saçlarını dikkatle taramaya başladım. 

"Senin için saç örmeyi öğreneceğim, demiştim. Kumru'nun üstünde denedim birçok kez ve öğrendim sayılır."

Dayanamıyordum. 

Bir ay olmuştu.

Bir aydır hiçbir tepki yoktu. 

"Alihan ile Kumru'nun görüşmesine de izin veriyorum. Sen gözlerini her açmadıkça anlıyorum ki sevenlerin önüne hayat zaten engel koyuyor. Ben de koymayayım. Birbirlerini sevsinler, değerlerini bilsinler."

Tarağı bir kenara bıraktım.

"Bana yine ela gözlerinle bak istiyorum. Elimi tut istiyorum."

Gözyaşlarım akıp giderken dudağım titriyordu. 

"Evimize hala girmedim. Göreve gitmediğim müddetçe burada takılıyorum genelde ama gelmediğim zamanlarda Tolga'nın evindeyim. Yani hala onunla ev arkadaşı gibiyim..."

Ağlamam şiddetlenirken başımı göğsüne gömdüm. 

"Yanlış anlama ama... Sadece duş almaya ya da üstümü değiştirmeye oraya gidiyorum. Onun haricinde hep buradayım. Yemeğimi de burada yiyorum, burada uyuyorum. Seninle yaşıyorum Asena."

Gözyaşlarım boynuma kadar akıp beni boğarken derin bir nefes almaya çalıştım.

"Ben seninle hayata tutunuyorum ama yaşayamıyorum. Ben sensiz nefes bile düzgün alamıyorum. Uyan artık, uyan."

Yanağını okşarken ellerim titriyordu. 

"Ben evde, görevde, her yerde senin ela gözlerini görmek isterken sen nasıl beni bir ay bu gözlerden ırak bıraktın?"

Telefonum çalmaya başladığında gözyaşlarımı sildim ve arayana baktım.

Albay arıyordu. 

Telefonu açtım. 

Sessiz Tetik 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin