🕊
DÎL DİSOJE
Bölüm: 23 – O kız bu eve gelin gelecek.
🕊
Kul kurar, kader gülermiş. Hayatının neresinden tutarsa tutsun bulunduğu konum itibariyle böyle bir son düşünmeyi geç, bu yaşanılanları aklının ucundan dahi geçirmemişti Dila. Ne çocukluğunda ne ergenliğinde ne de olgunluğa adım atmaya başladığında kendini evli ve çocuk beklerken düşlememişti. Hayatı lay lay lom yaşayan biriyken, evlenip sorumluluk almak çok de cezbedici değildi nihayetinde.
Gelgelelim bugün karnı burnunda, ezelden beri ailesini düşman bilen bir adamla evli ve mutluyken; yine onlarla asla konuşmayacak ve görüşmeyeceksin diyen kocasının birkaç adım ötesinde ailesiyle konuşuyordu. Ailesi ve kocası birbirleriyle muhatap olmasalar da en azından arada kalan olmaktan çıkmıştı, Dila. Yaşadıklarından sonra buna bile razıydı!
Yapımı tamamlanan odalarına geçeli bir ay kadar oluyordu. Ciwan hemen içeride olan yatak odalarında uzanmış telefonuyla uğraşırken, Dila çocukların odasında annesi ve yengeleriyle görüntülü konuşuyor, çocuk odası ve gelişi dört gözle beklenen bebekler hakkında sohbet ediyordu.
Yedinci ayını bitiren Dila sekizinden gün almıştı ki üçüz çocukları taşımanın verdiği o yorgunluğu dolu dolu hissediyordu. Eh, bu da nazlanmayı ona hak kılıyordu ki bu nazlanma evresinden gerek kocası gerek ailesinin diğer fertleri bol bol nasipleniyordu. Gün içerisinde konaktakileri bol bol sık boğaz ettiğinden sırada kendi ailesi vardı, peşinden kocasına yönelecekti. Geceleri uyumakta güçlük çeken Dila için zamandan bol ne vardı!
"Kızım tek büyük bir karyola mı yaptırsaydınız acaba?" Odanın içinde gezinen kamera yön değiştirip Dila'yı bulduğunda açıklamaya koyuldu, Gule Hanım. "Üçüzler ya hani onlar, birbirinin sıcaklığından kopmasınlar diye dedim ben. Alışmışlardır şimdi birbirlerine, yadırgamasınlar."
"Ben de öyle düşündüm de Ciwan ayrı ayrı olsunlar rahat etsinler dedi anne." Gözlerini kısarak köşedeki boşluğa baktı. "Ama şu köşeye bir yatak yaptırabiliriz sanki, ne dersin anne?"
"Yok Dila, hiç o topa girme. Üç ayrı beşik yaptırmanız iyi olmuş hatta," dedi Ronayi tecrübesini aktarmak için konuşmaya başladığında. "Yan yana olsalar biri uyanır diğerini de uyandırır, o da diğerini..." Dudağını ısırarak kadına baktığında bir üzülmedi değil. "Dila sen bu bebeleri ayrı odalarda mı yatırsan? Biri ağlasa diğer ikisi de ağlayacak, hangi birine koşacaksın kurban olduğum? Narin tek başına canıma okudu, üç tane Narin olsa kafayı yerdim ben, sen ne yapacaksın?"
"O kadar zor mu ya?" diyen Dila korkulu rüyasını anlatan yengesine ağlamaklı ifadesiyle baktı. "Geçenlerde buna benzer bir rüya gördüm, kafayı yedim anne. Oturdum yarım saat buna ağladım, Ciwan'ı da uykusundan ettim..." Alt dudağını öne doğru bükerek annesine baktı. "Hepsi birden ağlarsa ben hangi birini kucaklayacağım anne? Ya yetişemezsem ya hepsine bakamazsam ya ihmal edersem? Anne..."
Kızını korkutan gelinine ters bir bakış atan Gule Hanım tekrardan ekrana döndüğünde, "Korkma kızım," dedi yatıştırıcı sesiyle. "Tek başına olmayacaksın ki! Kocan var, kaynanan yanında olacak. Onlar sana yardım ederler elbette. Hem öyle korkulacak bir şey yok ki! Sen üçüne de çok güzel bakarsın güzel kızım benim."
Söz konusu Zerya Hanım'sa eğer bu konu tartışmaya dahi kapalıydı, nitekim daha şimdiden etrafında pervane olan kadının doğumdan sonra onu yalnız bırakacağını sanmıyordu Dila. Ancak yine de yetememe duygusu anne olarak içine dert olmuş, kabuslarına konu olmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/367156930-288-k831583.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÎL DİSOJE ✔️
General Fiction• "Ben düşmanımın kızını kendime eş etmem, koynuma almam, çatımın altında da yaşatmam!" ° Hükümle başlayan masalsı bir aşk! Tüm hakları saklıdır!