🕊
DÎL DÎSOJE
Bölüm: 5 - Ufak Tefek Yalanlar!
🕊
Evliliğin oryantasyon sürecinde ilk günde sınıfta kalmıştı Dila. Eh, evlilik kurumu çok zor bir müesseseydi, ilk günlerde zorlanması da gayet normaldi. Mühim olan büte kalsa da o dersleri bir şekilde geçmeyi başarmasıydı ki bu da şu anda bir hayli zor görünüyordu.
Nitekim Dila koltuk tepesinde kocasını beklerken uyuyakalmış, Ciwan karısını sinir bozucu tavırlarından ötürü onu cezalandırmak istediği için otelde kalmıştı. Çiftlerden biri henüz çok toydu, diğeriyse öfkesiyle hareket ediyordu. Birbirlerine alışmaları da bir hayli zaman alacaktı.
Gözlerini kırpıştırarak açtı Dila. Koltuk tepesinde uyuduğu için boynu taş kesilmişti ki birkaç dakika boyunca kafasını kaldıramadan öylece kalakaldı. Dünü düşündüğünde, evliliğinin ilk günü yaşadıklarını ona hülasa hatırlattı zihni. Bilgilendirmeden sonra sinirle nefesini bıraktı Dila.
Kocası eve gelmemişti!
Hem sinirleri altüst olmuş hem de kasları sızlıyordu şu anda. Sinirlerini kocası olacak öküz hırpalamış, kaslarını ise kendi aptallığı.
Bok var koltuk tepesinde uyuyorsun Dila?
Üzerindeki kırmızı renk saten geceliği onu sıcak tutmak için yeterli olmamıştı ki sabaha kadar Dila'nın bedeni buz tutmuştu. Oralar bura gibi değil, soğuktur, diyen annesinin sesi kulağında çınladı. İç çeker gibi nefes alıp verirken iki büklüm yattığı koltukta zorlukla da olsa doğrulmayı başardı. Nihayetinde ayağa kalktığında yavaş hareketlerle bedenini esnetmeye çalıştı.
Sıkıntılı bir şekilde nefesini vererek hiç bozulmamış olan yatağına baktı. Kocası evliliklerinin ikinci gecesinde eve gelmemişti. Dila soru soracak ev halkına bunu nasıl söyleyeceğini kara kara düşündü. Hiç kuşkusuz kaynanası ona kocasını soracaktı, ne cevap verecekti ki?
Düşündükleriyle suratı asıldı Dila'nın.
Evliliğin sorumlulukları ikinci günde daha da zorlamıştı onu. Normalde olsa kim eve gelmiş kim gelmemiş zerre umursamazdı. Ancak şu anda ne yazık ki böyle bir şansı yoktu. İnsanlar ona soracaktı, yersiz yorumlarda bulunacaklardı ya da canını sıkacaklardı saçma sapan bakışlarla.
Ciwan ağa karısından ilk günden sıkılmış olacak ki eve gelmemişti!
Sinirle homurdandı ve ayaklarını sürüye sürüye banyoya gitti Dila. Boynu tutulmuş, vücudu buz kesilmişti. Sıcak bir banyo yapması hem sinirlerine hem de bedenine iyi gelecekti.
Üzerindekilerden kurtulduğu gibi açtığı sıcak suyun altına geçti Dila. Tahmin ettiği gibi sıcak su daha başından dökülmeye başladığı anda bir rahatlık çöktü üzerine. Kasları gevşedi, buz tutmuş bedeni ısındı, harap olmuş sinirleriyse biraz da olsa yumuşadı.
Yarım saatin sonunda banyodan çıkmış, üzerini giymiş, aynanın karşısına geçmiş saçlarımı kurutmaktaydı Dila. Saat sekiz buçuğa gelmek üzere olduğundan elini olabildiğince hızlı tutuyordu.
Özenle kuruttu saçlarını, üşenmeden bir güzel de şekillendirdi Dila. Hafif bir makyaj yapıp, altınlarını taktı. Şalını saçlarına örttü. Ayağa kalktı ve boydan aynanın karşısına geçti. Üzerinde bordo renk belinde tam oturan, dizlerinde biten bir elbise vardı. Göğüs kısmında hafif bir dekoltesi vardı ancak fazla göze batmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÎL DİSOJE ✔️
Ficción General• "Ben düşmanımın kızını kendime eş etmem, koynuma almam, çatımın altında da yaşatmam!" ° Hükümle başlayan masalsı bir aşk! Tüm hakları saklıdır!