Bölüm: 6 - İlk Ayrılık!

10.7K 586 87
                                    

🕊

DÎL DÎSOJE

Bölüm: 6 - İlk Ayrılık!

🕊

İnsanoğlu kolay alışan bir canlıydı. Ölüme alışıyordu, doğuma alışıyordu, yalnızlığa alışıyordu, kalabalığa alışıyordu, boşanmaya alışıyordu, evliliğe alışıyordu... Zorlu bir süreçten geçiyordu belki ancak alışıyordu bir şekilde.

Dila da alışmıştı. Ailesinin yokluğuna, kimsesiz olduğu şehirde yaşamaya, düşman dedikleri insanları aile bilmeye ve de onu güldüren kocasına...

İki hafta çok kısa bir süreydi, belki de çok uzun. Nereden bakıldığında bağlıydı. Lâkin Dila için bir hayli sancılı geçen bir zaman dilimiydi ki bu süreçte gerçek duygularını bir an bile yansıtmadan geçirmişti.

Gecenin bir yarısı bazen uykusundan kalkıp balkona atardı kendini, hasretten cayır cayır yanan yüreğini ayaz havayla bastırmaya çalışırdı nafile bir çabayla. Faydasızdı, hiçbir işe yaramıyordu. Annesine, babasına olan özlemini bastıramıyordu. Nitekim düşünmekten delireceğini fark ettiği anda soluğu yine kocasının kollarında alıp uyumaya çalışıyordu. Ciwan varlığıyla yaralarını sarıyordu bir şekilde.

Tıpkı şu anda odayı inleten kahkahalarına sebep olduğu gibi!

"Yapma, yapma gıdıklanıyorum," diye cıvıldadı Dila kahkahalarının arasından zar zor iki kelime edebildiğinde.

Saat gecenin üçüydü ve karı koca hâlâ ayaktaydılar, yataktaydılar ve fazlasıyla da çıplaktılar.

"Ağam yapma," diye inledi Dila, kahkahalarının arasından bir kez daha. Kocasının belinde gezinen ellerini zar zor tuttu ve soluk soluğa doğrulup oturur pozisyonuna geçti Dila. Nevresimi göğsüne bastırırken olabildiği kadarıyla uzaklaştı kocasından.

"Bir daha Ağam dersen sabaha kadar gıdıklarım seni," dedi Ciwan, karısına gözdağı vermek ister gibi.

"Ama Ağam," demişti ki tehlikeli bir şekilde tek kaşını kaldıran kocasıyla, "Yani Ciwan," diye düzeltti anında.

"Ha şöyle, yola gel!"

"Bu yaptığın haksız rekabete girer Ciwan," dedi bilmiş edasıyla kocasına bakarken. "Gıdıklandığımı bildiğin hâlde yapıyorsun. Bildiğin zayıf yönümü kullanıyorsun."

Ah hayır, karısının o eşsiz gülüşünü izlemek, büyüleyici tınısını dinlemek için yapıyordu Ciwan.

"Bir şey yapmıyorum ki!" dedi Ciwan gayet ciddi bir şekilde.

"Nasıl yapmıyorsun?" diye sızlandı Dila. "Gülmekten nefesim kesildi benim!"

"Karımın beline sarılıp, onu kollarımın arasına hapsetmek istedim sadece! Ancak karım zır delinin teki olduğundan daha elimi attığım anda çığlık atarak kaçıyor," dedi Ciwan tüm ciddiyetiyle. "Yapacak bir şey yok, eş diye aldık bir kere, çekeceğiz el mecbur!"

Gözlerini kocaman açmış, hayretler içerisinde kocasına bakıyordu Dila. "Zır deli mi?" diye sordu hafif kızgın bir tınıda. "Karını zır delinin teki olarak görmen gözlerimi yaşarttı Ciwan ağam. Gerçekten takdire şayan bir hareket!"

Allah'ın zırtapozu! Eh, bunu sesli bir şekilde söylemeye cesareti yoktu.

Dila sinirle solumaktayken, o sırada Ciwan'ın keyfi gayet yerindeydi, sırt üstü uzanmış gülerek karısını izliyordu. "Öylesin ama," diye tekrarladı Ciwan, Dila'nın inadına yapar gibi! "Hem benim karım zır delinin teki de olsa benim kabulüm, dedim ya!"

DÎL DİSOJE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin