Bölüm : 8 - Güzel Anılar...

8.8K 550 134
                                    

🕊

DÎL DÎSOJE

Bölüm: 8 - Güzel Anılar!

🕊

Bir ah etse, hüznün kollarında soluklanırdı Dila. Ne gecesi belli olurdu ne de gündüzü. Lâkin iyi olmak istiyordu, gülmek istiyordu, imkânsızdı ama tamamen mutlu olmak istiyordu.

Dünya, kollarının arasında olduğu adamdan ibaret olsaydı eğer mutlu olurdu da! Nitekim kocasını gerçekten de sevmeye başlamıştı, Ciwan'ın yanında huzurluydu, mutluydu, eğleniyordu...

Gel gör ki bir yanı hep eksikti!

Yitik kalmıştı kimsesizler diyarında. Annesini özlüyordu, babasını görmek istiyordu, abileriyle konuşmak, onlarla uğraşmak istiyordu yine, ablasıyla dertleşmek istiyordu, yeğenlerine sarılıp öpmek istiyordu... Lâkin şu süreçte tüm bunlar imkânsızdı!

Ciwan'ın öfkesi sandığı kadar kolay geçmeyecek, kini, nefreti dinmeyecek, Dila'yı sevse dâhi bencilliği ağır basacaktı belli ki! Esasen küçük karısının ailesini unutup sadece onu aile bilmesini istiyordu Ciwan Nezirxan.

Sıkıntılı bir şekilde nefesini verdi Dila. Parmak uçlarıyla kocasının sevilesi yüzünü okşarken uzanıp tüy gibi bir dokunuşla dudağının kıyısını öptü. "Ciwan," diye seslendi hâlâ uyumakta olan kocasını uyandırmak için.

"Hımmm?"

"Ciwan uyanmayacak mısın?"

"Hayır," cevabını ağzının içinden mırıldanarak verdi Ciwan.

"Bugün işe gitmeyecek misin?" diye fısıldadı Dila uykuyla uyanıklık arasında gidip gelen kocasına doğru.

"Çok yorgunum Dila'm," dedi Ciwan gözlerini bir an bile açmadan. "Uyuyacağım."

"Tamam Ciwan'ım," dedi Dila nazlı edasıyla. "Uyu sen, burada nöbette olacağım ben. Kimseler rahatsız etmesin kocamı diye, gözümü kırpmadan bekleyeceğim."

Böylece aşağıya inmek zorunda da kalmayacağım!

"Kocan yer seni," dedi Ciwan uyku sersemi haliyle gülümserken. "Ama çok uykusu var." Sabaha karşı uyduğundan gözünü açmaya dâhi takati yoktu ki karısının cilvesi bile onu uyandırmaya yetmemişti.

Bir süre kocasını izledi Dila. Sonra uzandığı yerden oturur pozisyonuna geçti, sıkıntıyla etrafına bakındı. Şimdi ne yapacaktı? Kocası uyuyordu, kendi de aşağıya inmek istemiyordu. Oyalanacak bir şey aradı arayıştaki gözleri, kocasının telefonunu görünce kocaman sırıttı.

Belki birazcık dedektiflik oynayabilirdi.

Kocasının üzerinden yatağın öbür tarafında kalan komodine doğru uzandı Dila, saçları kocasını huylandırmış olacak ki homurdanmaya başladı Ciwan.

"Uyu sen Ciwan," dedi Dila telefonu alıp gerisin geri eski yerine otururken. "Hiç uykunu bölme, bir şey yok," dediğinde eğilip kocasının yanağına dudaklarını bastırdı.
"Uslu uslu yanında oturuyorum."

Hevesle ekranı yana kaydırınca önüne çıkan şifreyi gir engeliyle homurdandı Dila. Tabii ki kocasının telefonunda da şifre olacaktı. Telefona şifre koymaya karşıydı, Dila. Kendi telefonuna asla şifre koymazdı, nitekim sonra unutuyordu. Yüz tanıma yöntemini de sevmemişti, zaten hata veriyordu telefonu. Bundan sebep şifre koymuyordu.

Onun aksine evdeki herkesin telefonu şifreliydi ve Dila bundan hiç hazzetmezdi. İstediği zaman açıp bakmak istiyordu herkesin telefonuna. Meraklıydı, çok fazla hem de!

DÎL DİSOJE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin