Ellerimde çiçeklerle gelmeyi çok isterdim ama alacağım 'ne alaka' sorusunu cevaplayamayacağım için çiçek yerine maydanoz ve dereotuyla girmiştim eve. En azından detoks yapardık.
Gece annemde kalmıştım halbuki aklım fikrim evdeydi. Kendimce planlar yapmıştım, tek misafir odam var diyerek Vuslat'ı odamda yatağımda yatıracaktım ama şu an nerede uyuduğunu bile bilmiyordum.
Duyduğum adım sesleri ile arkama döndüğümde uykulu bir şekilde gözlerini ovuşturarak gelen Vuslat'ı gördüm ve gülümsedim.
"Günaydın." Dedim ama öyle uykulu duruyordu ki duyup duymadığını anlamamıştım.
"Günaydın Ekin ne zaman geldin?" Diye mırıldanırken benim gözler hemen esnerken meydana çıkan karnına kaydı tabi.
"Yeni geldim bir kaç dakika olmadı." Dediğimde başını salladı ve gözlerime bakmaya başladı. Yemek masasına oturmuştu ben de kendime yaptığım kahveyi ona ikram ettim.
"Teşekkürler."
"Rahat edebildiniz mi?"
Sıcak kahveden bir yudum alıp kafasını salladı, o bardağı bir daha hiç yıkamayacaktım çünkü dudakları değmişti ve elleri...
"Sana ne kadar teşekkür etsem az, her şey için."
Omuzlarımı silktim.
"Kim olsa aynı şeyi yapardı."
"Hayır Ekin yapmazdı. Kimse bunu bir başkası için yapmazdı." Dedi kaşlarını çatıp. Sorgulayacaktı sebebini biliyorum, sadece Hicran'ın ablası olmasından dolayı yaptığımı söylesem inanır mıydı?
"Hicran benim kız kardeşim sayılır, bu yüzden onun üzülmesine müsaade edecek değildim."
"Sadece bu kadar mı?"
Hayır Vuslat sana aşığım o yüzden yaptım.
"Elbette başka ne olabilir ki?" Dedim omuz silkip. Normal davranmalıydım bir şey anlamamalıydı.
"Tabi ya, başka ne olabilir ki?" Dedi biraz gülüp.
Altında bir anlam aramalı mıydım bilmiyorum ama bunu pek yememişe benziyordu.Aklıma takılan bir şey vardı ama Vuslat'a nasıl soracağımı bilmiyordum. Engelli olduğunu söylemişti ama ben şimdiye kadar bir şey fark etmemiştim. Önemli değildi elbette bu ona olan duygularımı etkilemeyecekti, benimki sadece meraktı.
"Öğleden sonra boşanma kağıtları imzalanmış bir şekilde elinde olacak." Dediğimde sevinçle ayağa kalkmıştı.
"Ne? Nasıl?"
"Babam Hüseyin'e götürüp bizzat imzalatacak ve o artık karşınıza bile çıkamayacak."
Gözlerini kapatıp öyle derinden bir iç çekti ki sanki yılların ağırlığını yorgunluğunu atarcasına. Bir kaç adım atıp yaklaştığında ve kokusu içime işlemeye başladığında heyecandan elimdeki kupa titremeye başlamıştı, anlamasın diye hemen tezgaha koydum.
"Beni nasıl bir esaretten kurtardığının farkında mısın Ekin?" Dediğinde gözlerinde ufacık yaşlar vardı.
"Benim merak ettiğim neden bunca sene katlandın ki?"
Sorumla beraber yüzü düşmüştü ve çoktan sorduğuma pişman olmuştum.
"Hicran yüzünden." Dediğinde kaşlarımı çattım. Ne alakası vardı ki?
"Biz trafik kazasında ailemizi kaybettiğimizde ben 17 Hicran da 13 yaşındaydı. Zaten kimsemiz yoktu ve anne babamız da gidince iyice yalnız kalmıştık. Kira ödememiz gerekiyordu ve Hicran'ın okuluna devam etmesi. Ben üniversiteye gitmedim hemen bir lokantada bulaşıkçılığa başladım, kimse iş vermiyordu ilk başlarda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT (GxG)
Любовные романы'Kaymak üzerine bal gibi bence mükemmel oluruz.' diyordu Ekin ama Vuslat pek ikna olacak gibi değil. Bakalım Ekin kalbi aşka küsmüş olan bir kadını tekrar hayata döndürebilecek mi? Yoksa onunla beraber gömülecek mi bu aşka?