Görmeyerek unutacağımı sandığım Vuslat beynimin her köşesinde yankılanırken hayatımı bildiğim gibi sürdürmeye çabalıyordum.
Özlediğini söyleyen annemi iş çıkışı ziyarete gitmiştim. Babamın arkasından ağlayacak değildi o da yeniden evlenmişti. İhsan abi iyi kalpli ve sessiz sakin bir adamdı. Benim yaşlarımda bir oğlu vardı arada sırada görüyordum, evliydi ve kendi evinde yaşıyordu. Ne zaman bir şeye ihtiyacım olursa arayabileceğimi söylüyordu, kendince abilik yapıyordu.
Babamdan sonra kötü bir insanla evlenseydi üzülürdüm gerçekten ama annem kendini seven ve değer veren bir adama denk gelmişti neyse ki.
Annemin anlattıklarının yarısını dinlememiştim bile. O da halimin farkına varıp susmuştu ve bu sefer neyim olduğunu öğrenmeye çalışıyordu.
"Benden bir şey saklamıyorsun değil mi Ekin?"
Annemle arkadaş gibiydik her şeyimi anlatırdım ona ama kusura bakmasın bu anlatılacak bir şey değildi.
"Saklamıyorum neden saklayayım?"
"Ben anneyim anlarım. Senin bir gönül meselen var." dediğinde kahve fincanını ağzıma götürememiştim bir türlü.
"Zayıflamışsın, göz altların çökmüş. Bakışların dalgın belli ki gönlün kadar aklını da meşgul ediyor."
Eh madem açığa çıkmıştı sınırlar içerisinde anlatabilirdim.
"Olmamam gereken birine aşık oldum sanırım anne." dediğimde gülümsemesini beklemiyordum.
"Olmaması gerekseydi eğer olmazdı. Hayatımıza giren her insanın bir vasfı bir görevi var. Sadece biz bilemeyiz zamanı geldiğinde. Eğer o kişi kader çizginde yer almışsa yerin dibine bile girsen yine de karşılaşırsın."
"Ama... Bilmiyorum anne. Onu unutmam gerekiyor."
"İyi de neden? Evli mi yoksa yaşı mı çok büyük?"
Bunlar annemin 'asla bana bunlarla gelme seni reddederim' dediği kriterlerdi. Kendisi de zamanında darbe yediği için aynı acıları çekmemi istemiyordu. Ama Vuslat'ı anneme nasıl anlatabilirdim ki?
"Onu ilk gördüğümde evli olduğunu bilmiyordum, yemin ederim anne bak şu kapıdan çıkmak nasip olmasın ki."
Bu annemin hassas noktası olduğu için kızacağını düşünmüştüm ama aksine kötü bir tepki vermedi.
"Tamam, bilmiyormuşsun. Öğrendikten sonra da unutmaya çabalıyorsun. Biraz acı çekeceksin ama unutmalısın Ekin."
"Biliyorum anne." diye mırıldandım, sanki tek sorun buymuş gibi.
"Asla öyle bir şey yapmam biliyorsun." deyip yine de içini rahatlatmak istedim.
"Ben sana güveniyorum sen yanlış bir şey yapmazsın kızım."
Biraz daha oturup kalkmıştım. Oğuz görüşmek istemişti ama hiç onu çekecek kafada değildim zaten kızgındım da ona. Hicran ile neredeyse 2 gündür görüşmemiştik ve artık büyük bir patlama olacağını hissediyordum. Bizim değil 2 gün 2 saat bile konuşmamamız normal değildi. Bende bir haller olduğunun farkındaydı ama şaşırdığım bir şekilde üsteleyip sormuyordu bile.
Ofisime girdiğimde biraz kafa dağıtmak için planları inceledim ama Oğuz sağ olsun rahat vermemişti. İstenmeyen tüy gibi her yerde bitiyordu çocuk.
Oğuz: Telefonlarımı açmama sebebin seni pavyona götürmem mi yoksa müsait olmaman mı?
Ekin: Sence?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT (GxG)
Romantizm'Kaymak üzerine bal gibi bence mükemmel oluruz.' diyordu Ekin ama Vuslat pek ikna olacak gibi değil. Bakalım Ekin kalbi aşka küsmüş olan bir kadını tekrar hayata döndürebilecek mi? Yoksa onunla beraber gömülecek mi bu aşka?