Eski Amerikan filmlerindeki mutlu mutlu uyanan kadınlar gibi dans ederek büyük bir neşe ile kalktım. Gerçi pek uyuyabildiğim söylenemezdi.
Duyduklarımın gerçekliğini her sorguladığımda telefondan kayıtları açıp dinliyordum.
Herkes uyanmadan önce duşa girdim, girdim girmesine ama temiz kıyafet almadan girmişim. E ne olacak?
Tüh ya, bornozla dolaşmamak için mecbur odama girmem lazım. Orada da Vuslat çakalı uyuyor. Rahatsız etmeyeyim diye böyle dolanıyorum. Bornoz mu? Ya yıkanacaktı o, havlu vardı sadece.
Sinsi planımı tüm ayrıntılarıyla düşünüp yeni yıkanmış bornozumu kirli sepetine attım ve havluya sarınıp çıktım.
Mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya başladım. Birazdan uyanırlardı Kuzey'i okula bırakmaları gerekiyordu.
Çayı demleyip masayı kurmaya başladığımda açılan kapı sesi duymamla sırıtmamak için üstün çaba gösterdim.
Sesli bir şekilde alıp verilen nefesi duymuştum, Hicran'dan gelmeyeceğine göre benimkiydi. Yanlışlıkla havluyu mu düşürsem? Yok canım kalbine indirmeyelim şimdi durduk yere.
Elimdekini masaya bırakma bahanesiyle arkama döndüm ve taş kesilen Vuslat'la göz göze geldim.
"Günaydın." Dedim sırıtıp.
"Günaydın Ekin." Dedi boğazını temizleyip sonra buzdolabına yöneldi hemen. Tabi, neler kaçırdığını gördün üzerine bir bardak soğuk su içeceksin. Ancak keser.
Dolaptan su bardağı çıkarıp tezgaha koyduğumda şaşkınlıkla baktı.
"İçin yanmıştır diye düşündüm."
"Ya evet hava çok sıcak."
Bunu çok güzel yerlere çekerdim ama uzatmamak adına giyinmek için odama yöneldim ve Hicran'la koridorda çarpıştık.
"Oha üzerime karı düştü."
"Taştır o taş." Dedim sırıtıp.
"Kızım niye cıbıldak cıbıldak dolanıyosun sen?"
"Gece terlemişim sabah duş aldım ama seninkiler uyanmasın diye odaya girip giyinemedim." Derken biraz üzülmüş gibi yaptım.
"Kusura bakma hemen giyiniyorum."
"Ben kusura bakmam da, bakan bakmıştır... sana."
Son kelimelerini anlamadığımı sanarak mırıldandı ve hızla mutfağa gittiğinde hem onlara zaman tanımak için hem de giyinmek için odaya girdim.
Kuzey uyuyordu bu yüzden odadaki giyinme odası içinde giyindim ve programdan mutfaktaki kaydı açtım hemen."İç tabi soğuk suyu ancak keser seni."
"Ne diyosun Hicran sabah sabah?"
"Bana bak sapık gibi dikizlemedin kızı inşallah?"
"Yok Hicran direk üzerine atlayıp soydum. Bir tur seviştik sonra sen geldin."
Ben ağzım açık şok içinde Vuslat'ın cevaplarını dinlerken bir yandan da sapık bilinçaltım söylediği sahneleri oynatıyordu.
Yeniden mi duş alsam sanki lazım gibi de...Daha fazla uzatmadan yanlarına döndüm. Hicran uyanmaya çalışıyordu Vuslat ise az önce olanların hırsını çatal bıçaktan çıkarmaya çalışıyor gibiydi.
Demek sen de bana karşı boş değilsin öyle mi? Ama sırf Hicran uzak dur dediği için duruyorsun?
Acaba Hicran böyle bir olayı kabullenemeyeceği için mi uzak durmasını söylüyordu yoksa benden yana öyle bir şey beklemediği için mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT (GxG)
Romance'Kaymak üzerine bal gibi bence mükemmel oluruz.' diyordu Ekin ama Vuslat pek ikna olacak gibi değil. Bakalım Ekin kalbi aşka küsmüş olan bir kadını tekrar hayata döndürebilecek mi? Yoksa onunla beraber gömülecek mi bu aşka?