Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı, şanssız Ekin'i de çevresi bir güzel... Denk getirirmiş.
Tüm evren seks hayatıma karşıydı onu anladık, o gece reddetmeyecektim işte hep onun günahını çekiyorum.
Genelde Kuzey tarafından baltalanıyordu bu bir kez da babam bozmuştu. Hicran sanırım 3 ya da 4'tü bir yerden sonra saymamıştım.
Neyse ki bunu çok sorun etmiyorduk. Ertelenebilirdi. Şu an odaklanmamız gereken daha mühim bir mesele vardı, Oğuz'un asker eğlencesi ve ona hazırladığımız sürpriz.
O sanıyordu ki ben ona karılı kızlı pavyonlu bir şey ayarlayacağım, çok görürdü.
Oğuz'un anne ve babasıyla da görüşerek, sürekli olarak aklımdaki organizasyonlara gezen bir grupla anlaşmıştık. Yemekler de dahil her şey onlara aitti.
Mekan olarak kendi evlerinin bahçesini belirlemiştik. O heyecanla hayal kurup duruyordu, kıyamam. Bu gece binip gidecekti ve biz de sabah erkenden kalkıp tatile gidecektik.
Yanımda uyuyan güzelliklere baktım mutlulukla. Salak olduğum için Kuzey'e birlikte uyuyacağız sözü vermiştim ve cinsel hayatımın fişini kendim çekmiştim aslında, başkalarına suç atana kadar kendime baksam da yeterdi.
İlk gün bunu unutup kendi evime gitmiştim ve gecenin bir yarısı Vuslat'ın telefonuyla uyanmıştım. O saatte arayınca da insanın ödü kopuyordu haliyle.
"Vuslat ne oldu?"
"Ekin rahatsız etttim ama Kuzey seni sayıklayıp duruyor. Gelemeyeceksen sorun değil ama..."
"Tabi ki gelirim sevgilim o ne demek, ama ne olmuş ki kötü bir şey mi görmüş?"
"Gece bir ara uyanmış duvardaki gölgeyi babasına benzetmiş. Ondan sonra Ekin abla gelsin diye tutturdu. Ben de anlamadım, uyumamakta da direniyor."
İşte o zaman söz verdiğimi hatırlamıştım ve o günden sonra eve uğramaz olmuştum. Birlikte uyuyorduk, Hicran'a ablasını peşinden sürüklediği için kızıyordum. Bir şey değişmemişti çünkü.
"Olsun dibimde olursunuz kurt ve kuzu yapayalnız bir evde olmaz." Deyip duruyordu. Bu hikayedeki kurt Vuslat, kuzu bendim ona göre. Ablasına karşı beni koruması hoşuma gitse de kuzu olacak kadar da masum değildim.
Şimdi göğsümün bir tarafında sarı saçları dağılmış olan Vuslat, öbür tarafta da sussun da uyusun diye eline verdiğimiz şimşek McQueen oyuncaklı Kuzey.
Bu güzel kadını ve bu akıllı çocuğu nasıl sevmediler, istemediler ve hayatı onlara zehir ettiler hâlâ aklım almıyordu ama çok iyi olmuştu. Bana kaldılar böylelikle, benim oldular.
Vuslat kıpırdamaya başladığında her sabah yaptığım gibi dudaklarına değdirdim dudaklarımı ve fark edip o sersemlikle öpmesini bekledim.
Sadece bir kaç saniye sonra yüzümü avucuna almış öpmeye başlamıştı bile. Elimi atletinin altından sokup çıplak göğsünü sıktığımda inledi ve gözlerini açtı yavaşça. Uyurken sütyen takmamasına bayılıyordum...
"Bu ne güzel bir sabah." Diye mırıldandı ve ben uykulu sesine bittim. Dudaklarımız bir kez daha birleşirken elimi göğsünden çekip sırtına oradan da kalçasına doğru indirdim.
Ama bekliyordum, şimdiye kadar iyi gitmiştik ve ilerleme vardı. Bu kısma gelememiştik daha önce.
Elimi çamaşırının lastiğine attığımda elime vurdu. Dudaklarımı çekip üzgünce baktım."Ne bozuyorsun keyfimi tam da en heyecanlı yerde?"
"Kuzey uyanıyor, baksana kıpır kıpır."
Ben kafamı yastığa koyup geri yatarken o da bacağını takıyordu. Her seferinde çıkarmasının sebebini sormuştum, çok fazla dönüp katladığı için rahatsız ediyormuş ve rahat uyumasına engel miş. O yüzden uyurken ve uyanırken sürekli uğraşmak zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT (GxG)
Romance'Kaymak üzerine bal gibi bence mükemmel oluruz.' diyordu Ekin ama Vuslat pek ikna olacak gibi değil. Bakalım Ekin kalbi aşka küsmüş olan bir kadını tekrar hayata döndürebilecek mi? Yoksa onunla beraber gömülecek mi bu aşka?