23

845 28 0
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Aşk, zayıfların değil, güçlülerin sınavıdır. Onun için savaşmazsan, aşk seni bir şekilde yok eder." — Viktor Volkov

(Viktor)

Ofise adımımı attığımda, amcamın dikkati hemen üzerimde toplandı. Bir süre konuşmadık. Volkov ailesi sessizliğiyle tanınırdı, ama bu sessizlik bizim için her zaman fırtına öncesindeki dinginlikti. Koltuklara geçtik. Amcam işlerini kenara bırakıp ciddiyetle bana odaklandı.

"Bu nasıl oldu Viktor? Ona âşık mı oldun?" diye sordu, kaşlarını çatarak. Volkovlar kolay kolay bağlanmazdı, bunu ikimiz de biliyorduk.

"Bir tesadüf eseri tanıştık. İlk gördüğüm anda âşık oldum." Sesim kararlıydı, tereddüt etmiyordum. Vera'yı düşündükçe bile içimdeki aşk daha da büyüyordu.

"Vera... Bana âşık olduğunu söyledi," dedim.

Amcam gözlerini kısmıştı. "Peki büyükbabanla büyükannesinin geçmişini biliyor mu? Olanları?"

"Geçmişiyle ilgili hiçbir şey bilmiyor. Onu bu yükü taşımak zorunda bırakmayacağım."

Amcam derin bir nefes aldı, elini yüzüne götürüp düşündü. "Bu nasıl bir kader Viktor? Vasiliev, Voronin ve Volkov... Bu ailelerin üçünün de yaşamları hatta kaderleri birbirine bağlanmış halde. Geçmişte yaşananlar, yarım kalmış hesaplar, ödenemeyen bedeller..."

Her gerçeğin farkındaydım, fakat benim artık tek bir gerçeğim vardı: Vera. Amcama doğru eğildim ve gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım. "Ondan vazgeçmeyeceğim, amca. Kimse beni Vera'dan uzak tutamaz."

Gözlerinde bir anlayış belirdi, bir Volkov'un aşk için neleri göze alabileceğini biliyordu. Birkaç saniye duraksadıktan sonra, "Seni her zaman destekleyeceğim. Ama Voroninler, özellikle Mikhail, asla pes etmez," dedi, sesi ciddiydi ve bu uyarının ne kadar önemli olduğunu biliyordum.

"Farkındayım. Mikhail şimdiden sabrımı zorluyor. Bu iş çoktan başladı bile," dedim kararlılıkla.

Amcam içini çekti. "Vasiliev, Voronin ve Volkov denklemi asla çözülemedi. Her defasında bu şeytan üçgeninde kaybolduk. Ya bu kez de başaramazsan?"

Gözlerimi ona dikerek, "Eski Viktor değilim, amca. Voroninler her şeyin hesabını verecek. Tıpkı Romanovlar gibi," dedim. Romanovlar'la yaşadığımız çatışmanın yankıları hâlâ üzerimizdeydi.

Başını salladı, dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. "Peki ya Vera? Onunla evlenmeyi düşünüyor musun?"

"Bana evet derse, hiç beklemem. Başka bir yol düşünemiyorum."

İlk defa samimi bir şekilde gülümsedi. "Gerçekten âşık olmuşsun, oğlum."

"Öyle," dedim içtenlikle. Ama bu hisle birlikte içimdeki kararlılık da hiç olmadığı kadar büyüyordu.

"Yuriy ile konuşmamı ister misin?" dedi, bu işin resmiyete dökülmesi gerektiğini ima ederek.

"Gerek yok. Annemin nişan yüzüğü ile teklif edeceğim." Yüzük, aile mirasımızın en değerli parçalarından biriydi.

"Ne zaman?" diye sordu merakla. "Biraz daha zamana ihtiyacı var. Onu korkutmak istemiyorum." Vera'nın hayatında zaten yeterince belirsizlik vardı; bir de bu ağır sorumluluğu hemen ona yüklemek istemezdim.

Amcam başını salladı. "Tamam evlat. Unutma, ben her zaman yanındayım. Bu arada, cumartesi akşamı saat sekizde sizi bekliyoruz. Anastasia da seni özledi."
Anastasia, kuzenimdi. İkimiz de ailedeki kaostan uzaklaştığımız nadir anlarda birbirimize tutunmuştuk. Hiçbir şey anlatmadan beni anlayabilen ender ruhlardan biriydi.

"Ben de onu özledim, amca. Cumartesi orada olacağız," dedim. Ayağa kalkarken, amcamın desteğinin her zamanki gibi arkamda olduğunu hissediyordum. "Görüşürüz, evlat. Bir dahakine bu kadar uzun ara verme," dedi, hafif bir gülümsemeyle. "Olur amca," dedim, kapıdan çıkarken.

Volk'a, yani bara adımımı attığımda, karanlık atmosfer beni hemen içine çekti. Andrei sessizce arkamdan geldi. Yıllardır yanımdaydı, en güvendiğim adamlardan biriydi. Ona kapıyı kapatmasını işaret ettim. Sözlerimi dikkatle seçiyordum.

"Voronin sorununu hemen çözeceğiz," dedim, gözlerimi barın loş ışığına dikerek.

Andrei, dudaklarının kenarında hafif bir tebessümle, "Planımız bu değil miydi zaten, Pakhan?" dedi, ama bu kez bir şeyler değişmişti, bunu hissedebiliyordu.

"Zamanımız yok, en kısa sürede halledilmesi gerekiyor," dedim. İçimdeki öfke, su yüzüne çıkmak üzere olan bir dalga gibiydi.

"Viktor?" diye sordu. Adımla seslenmesi nadirdi. Her şeyin ciddiyetini anladığını biliyordum. "İntikam alınacak. Ama sabırlı olmalı ve akılcı hareket etmeliyiz," diye ekledi.

"Vera'ya yaklaşırsa..." dedim, sesi tehdit doluydu.

"İzin vermem. Senin için ne kadar özel olduğunun farkındayım. Ona asla dokunmasına müsaade etmem," dedi kararlı bir şekilde.

"Onunla evleneceğim," dedim. Bu seferki kararım her zamankinden daha kesin ve netti.
Andrei gülümsedi. "İddiaya girmiştik."

"Ne iddiası?" diye sordum, kaşlarımı kaldırarak.

"Altı ay içinde evleneceğini söylemiştim." Ona ters bir bakış attım ama içimdeki gülümsemeyi bastıramadım. "Öyle görünüyor."

Masaya geçtik ve ciddiyetle planları gözden geçirdik. "İşi hızlandıracağım, ama akıllıca davranacağız," diye uyardı.

"Sana güveniyorum," dedim onu onaylayarak.

"Da, Viktor," dedi, dostluğumuzun ve sadakatimizin yıllara dayandığını bir kez daha vurgulayarak. " Ty moya sem'ya" (Sen benim ailemsin).

Tutku ve Dans: VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin