14. Bölüm

1.5K 111 10
                                    

Aman aman nerelere geldik efenim.

Bugünün tarihi, yani daha doğrusu bu bölümün yazıldığı tarih 11 Eylül 2024.

Biraz geç yayımlıyorum çünkü her gün bölüm yazmaktan üşenirim diye bölüm biriktiriyorum.

Ayrıca bu sene on ikinci sınıf oldum :(

Eğer Yks'den önce bu bölümü okursanız bana dua edin tamam mı :(((

Saçlarımda dolanan bir el hissettim. Bu elin sahibinin parfümü çok yoğun ve fazla erkeksiydi.

Hafifçe kaşlarımı çatarken rahatsızca yerimde kıpırdandım. Gözlerimi açmadan önce babamın "Su getirin." dediğini duydum.

Etrafta bir koşuşturma sesi olurken sokulduğum sıcak göğse biraz daha yaslanırken babamın yine "Verda'm. Aç gözlerini prensesim." dediği duydum. Sanırım babamın göğsünde yatıyordum.

Bir kaç mırıldanmadan sonra gözlerimi açtım. Görüş açıma ilk babam girerken sessizce toparlanmaya başladım. Sırtımı bu sefer yatak başlığa koyarken babam yanıma geçti ve elindeki suyu bana içirdi.

Odaya bir göz attım. Babam yanımda oturuyordu. Annem ise bir köşeye geçmiş sessizce ağlarken Selin abla ve Dante abi karşımızdaki koltuğa geçmiş endişeli şekilde bizi izliyordu. Yağız hemen diğer tarafımda otururken odadaki doktor ise eşyalarını topluyordu.

Sessizce babama döndüm. "Ne oldu bana?" diye sordum pürüzlü bir sesle. "Niye buradayım ben?"

Yani aslında tahmin etmek zor değildi ama ben gerizekalı taklidi yapmayı seviyordum.

Babam saçlarıma bir öpücük kondururken "Sadece bayıldın, benim güzelim. Ama şimdi kendini iyi hissediyorsun değil mi? İstersen-"

Hemen sözünü kestim. "Ben iyiyim baba ama sen... Pek iyi gibi değilsin." Anlık anneme bakıp yine babama döndüm. "Bana herşeyi yeniden anlatır mısın?"

Babam istemsizce boğazını temizledi. "Annen... Annen bizden önce başka biri ile evlenmiş ve ondan bir oğlu varmış."

Bunu daha önce duymama rağmen yine kendimi kötü hissettim.

Babam devam etti. "Elbette daha önce evlenmesi ya da bir oğlu olması benim için asla sorun değil. Hatta oğluna bile babalık yapardım ancak o bunu bizden gizlemeyi tercih etti. Annenle evlenirken tamamen bekar olduğunu daha ne evlendiğini ne de bir çocuğu olduğunu söyledi. Bunu bizden nasıl becerdiyse yıllarca sakladı. Ona güvenim tam olduğu için asla özeline dahi girmedim ya da onu asla araştırmadım." Alayla güldü. "Meğerse Meryem hanım yıllardır oğlu ile görüşüyormuş ve her gün onunla telefonda konuşuyormuş."

Babam çenesini sıkarken sessizce yere bakmaya başladı. Sanki bu şeyler onun için çok zor geliyormuş gibiydi. Koskoca dağ gibi adam bu güne kadar asla yıkılmamıştı. Onu bugüne kadar yıkan tek şey ise anneme olan sevgisiydi.

Birini sevince insan yıkılır mıydı? Halbuki asıl sevgi enkazı toplayan şey değil miydi? Birine güvenirdin, sonra ise enkazın altına ona güvenerek tüm yıllarını feda ederdin. Çünkü biliyordu insan. Elbet biri gelip onu enkazın altından kurtaracak biri olurdu.

Annem ise babamı enkazdan kurtardıktan sonra onu uçurumdan atmayı tercih etmişti.

Sessizce babama sokulurken dolan gözlerimi kapattım. Ağlamak istemiyordum. Artık annemin yüzüne de bakmak istemiyordum.

Eskiden Kırık Kalp | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin