Bizim renkli hayatlarımızı siyahlara mâhkum ettiler sevgilim. İçimizde ateşler yanıyordu söndürmediler sevgilim. Hayattan kopuyorduk elimizden tutmuyorlardı sevgilim.
Buğlem'den.
Sonunda Rhode Adası'na tatile gideceğimiz için çok mutluydum. Burayı çok araştırmıştım. Telefonlar doğru düzgün çekmiyordu ve evlerde değil de bungalovlarda kalıyorduk. Kaynaşmak için harika bir yerdi.
Ayırttığım bungalovlar ikişer kişilikti. Üç tane bungalovumuz vardı ve üçüde denize neredeyse sıfırdı. İlk odayı Alin ve Kutay'a ayırmıştım. Sevgili değillerdi ama yapışık ikiz gibilerdi. Onları ayırmak hayatıma mâl olabilirdi resmen.
İkinci bungalovu da Esila ve benim için ayırtmıştım. Sonuncu ise Mete ve Yiğithan'a aitti.
İlk defa hep beraber güzel bir tatile çıkıyorduk. Umarım hepsi bu adayı çok beğenirlerdi...
Kutay'dan.
Yolculuk bir türlü bitmek bilmiyor gibiydi. Rhode Adası, Türkiye'ye çok uzaktı. Uzun yollardan pek hoşlanmazdım. Böyle zamanlarda genelde hep Alin'le konuşurdum fakat Alin kolumda uyuyakalmıştı. Bu hâliyle çok güzel görünüyordu. Simsiyah giyinmiş peri kızları gibiydi. Onu uyandırmaya kıyamıyordum fakat havalimanına varmak üzereydik.
Alin'i yavaşça alnından öperek uyandırdım. Benim aksime uykusu çok hafifti.
"Günaydın şekerlik, havalimanına vardık mı?"
"Vardık denilebilir güzelim çok az bir yolumuz kaldı."
"Peki bakalım şekerlik. Benimle güzel bir tatile hazır mısın?"
"Doğuştan beri güzelim."
Alin isterse dağları bile fethedebilirdim fakat o bunun farkında değildi ve bana gelmiş tatile hazır mısın diye soruyordu. Bilmiyordu ki onunla bir ömür geçirmeye hazır olduğumu...
****
Alin'den.
Havalimanına en sonunda varabilmiştik. Bu yaz çok eğlenceli geçecek gibiydi. 3 saatlik bir uçuşumuz vardı ve sonra Rhode Adası'na varmış olacaktık.
Kutay'la beraber bilet işlerimizi halledip çoktan bir köşeye oturmuştuk. 20 dakika sonra uçağımız kalkacaktı. Yavaş yavaş anonslar duyuluyordu bile.
Çok geçmeden ikimizde ayaklandık ve uçağımıza doğru ilerledik. Hepimiz koltukları bulunca oturduk. Artık yapmamız gereken tek şey seyahat etmekti.
****
Rhode Adası gerçekten güzel bir yerdi. Buğlem bize 3 tane bungalov ayırtmış ve birisini Kutay ve bana vermişti.
Kutay ile ikimiz hemen eşyalarımızı yerleştirip dışarı çıktık. Bizden birkaç dakika sonra da diğerleri gelmişti.
Hepimiz toplandıktan sonra söze ilk olarak Esila başlamıştı.
"Evet ahali ben diyorum ki bir oyun oynayalım."
Eğer Esila böyle demişse yanmıştık. Ama eğlenceli de geliyordu. Bu yüzden bu sefer konuşan ben olmuştum.
"Ne oynayacağız peki Esila?"
"Hemen açıklıyorum Alinciğim. Elbette şişe çevirmece oynayacağız. Zaten hepiniz kuralları biliyorsunuz. Ama kimse yalan söylemeyecek anlaştık mı?"
Hepimiz Esila'yı onayladıktan sonra bir şişe bulmuştuk. Şişeyi ilk çeviren Esila'ydı.
Esila'nın çevirdiği şişenin uçları Mete ve Buğlem'e bakıyordu. Soruyu Mete soracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANIN KIRBACI
Horror"Hissetmek yok göz göze gelmek yok. Zamanın Kırbacı'na Hoş Geldiniz."
