Bölüm 8 : Hisler ve Gerçekler

11 4 1
                                    

Söylenecek çok söz vardı ama söyleyecek hiçbir sözümüz yoktu. Bu hayat bize sadece acı getirmişti. Tek iyi yanıysa bize bu acılarla yaşamayı öğretmesiydi.

Mete'den.

"Söylesene Kırca, sana verilen lanetin bedellerini neden ailene ödettin?"

"Neyin lanetinden bahsediyorsun? Açık konuş."

Çok korkuyordum, hem de ölesiye korkuyordum. Karşımda öyle korkunç bir mâhlukat vardı ki gözlerim gördüklerini kabul edemez olmuştu.

"Elbette, Kırca. Babanı öldürdüğünü ne zaman unuttun?"

Kulaklarım duyduklarını reddetmek istiyordu. Bu yaratık bu olayı nereden biliyordu?

"O benim kendi isteğimle yaptığım bir şey değildi."

"Annene eziyet ettiği gerekçesiyle baban Kerem Kırca'yı öldürmediğini mi söylüyorsun Kırca?"

"Evet, öldürdüm. Bin kere de olsa bir daha yapardım. Asla pişman değilim."

Bu ülkede her geçen gün her 3 kadından 1'i bir câninin suikastine kurban gidiyordu. Oysa kadınlar olmasa biz de var olamazdık. Sırf kadınlar olduğu için biz erkekler bu hayatta vardık. Bugün bir insanın canına kasten zarar vermek çok kolaydı. Suçu işleyen kişi mahkeme karşısında takım elbise giydi diye cezada indirim alıyordu. Kesinlikle karşı olduğum bir konuydu. Madem bu dünyada adalet varsa o hâlde terazileri yanlış tartıyor olmalıydı.

"Günahlarının bedelini ödeyen masum abin için de mi üzülmedin Kırca?"

Geçmişten. / Yazarın anlatımı ile.

"Leyla! Yemekler nerede kaldı lan?"

"Kerem eğer susarsan gördüğün gibi pişiriyorum yemekleri!"

"Lan Leyla bak benim sinirlerimle oynama yemin ediyorum seni ölmekten beter ederim! Duydun mu beni?"

"Sen de yettin artık Kerem! Anca konuşuyorsun. Keşke baştan seninle evlenmeseydim. Şimdi senin yüzünden hayatımın mahvolmasını izliyorum."

"Beni delirtme Leyla! Sen benimle evlenmek zorundaydın. İsteğinle olmuş veya olmamış umurumda değil. Babanın bana olan borcu yüzünden benim yanımdasın ve hâlâ bana borcunuz bitmedi."

"Borcunun da senin de Allah belanı versin Kerem."

"Lan sen çok oldun ama! Gel lan buraya!"

Leyla ve Kerem kavga ederken evin kapısı açılmıştı. Gelen ise Mete'nin abisi Tunç'tu. Sesleri duyar duymaz mutfağa doğru koşmaya başlamıştı. Annesinin çığlıklarını duydukça sanki canından bir parça eksiliyormuş gibi hissediyordu.

Tunç, mutfağa girdiğinde gördükleri karşısında şoka girmişti. Babası, annesine şiddet uyguluyordu. Leyla ne kadar karşı koymaya çalışsa da Kerem buna izin vermiyor ve daha fazla vurmaya başlıyordu.

"Baba! Sen ne yaptığını zannediyorsun?"

"Sana ne lan itin doğurduğu? Bir de hesap mı vereceğim sana?"

"Gerekirse vereceksin, bırak annemi!"

"Bırakmıyorum lan! Önce o anan bana karşı saygılı davranmayı öğrenecek!"

"Sen daha kendin saygı görmezken başkaları sana neden saygı göstersin Kerem Kırca? Hemen bırak annemi yoksa seni polise şikayet ederim."

"Lan it! Sen kim oluyorsun da benim karşımda böyle konuşuyorsun lan?"

ZAMANIN KIRBACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin