Gözlerim açılırken hostes uçağın iniş yapacağı hakkında beden dilinde açıklama yapıyordu. Dediklerini yaptıktan 10 dk sonra uçak iniş yaptı. Valizlerimi alırken Uşak'ı düşündüm. Daha şimdiden özlemiştim.
Melih bizi bir taksiye bindirirken hep beraber bizi nereye götüreceklerine bakıyorduk. Annem Kürtçe bir şeyler dedi ve araba yola çıktı. Uzun yollar sonra bir eve geldik. Ev iki katlı müstakil bir evdi. Oldukçada güzeldi.
Evin kapısında valizlerle beklerken kapıyı çaldık. Kapı bir süre sonra açılırken içeriden genç bir kız çıktı. İlk annemei görüp sarıldı.
"Anne! Sonunda geldin!"
Demek kız kardeşim bu kızdı. Ona buruk bir gülümsemeyle baktım. Anneme içten sarılıyordu.
En sonunda bana döndü. Kahverengi saçları benimkinin aynısıydı, dalgalı ve hacimli. Benden daha esmer bir teni vardı. Gözleride kehribar rengiydi. Bana bakarken şey gibi bakıyordu, nefret eder gibi...
Arkadan bir erkek çocuğu koşarak çıkınca annemden ayrıldı. Erkek çocuğu anneme sarılırken, 'kız kardeşim' benden en uzak yere geçti.
"Fırat!" Dedi annem çocuğa sarılırken.
"Anne! Ablam geldi mi?" Dedi sevinçle.
"Geldi, oğlum." Dedi annem.
Fırat annesinden ayrıldı ve hepimize bakmaya başladı. İlk Ebru'ya baktı, benim olmadığımı anlayınca Ebru'ya döndü. Ondan da bana döndü. Gözlerimin içine baktı ve koşarak bana sarıldı, bacaklarıma sarılırken ne yapacağımı bilemedim.
Nadire kimseye çaktırmadan bana sarılmamı işaret etti. Onu dinleyerek sarıldım. Sarılırken biraz eğilmiştim. Gözlerimi kapattım.
İlk defa bir kardeşime sarıldım. Gözlerimi açtım ve kız kardeşimin bana kıskanç bakışlarını gördüm. Erkek kardeşini benden kıskanıyor olamazdı değil mi?
"Sen İlkin abla mısın?" Dedi Fırat.
"Evet." Dedim sadece.
Benden ayrıldı ve diğer ablasının yanına koştu. "Abla! Bak, İlkin abla gelmiş!" Dedi.
"Gördüm, Fırat." Dedi neşeyle. Onun neşesi bana değildi. Onun neşesi erkek kardeşineydi.
"Hadi içeri girelim." Dedi annem.
Beraber içeri girerken kız kardeşimin bana attığı öldürücü bakışların farkındaydım. Bana karşı hırs dolu olmasının nedenini gerçekten merak ediyordum.
"Sevgi Gökhan daha gelmedi mi?" Gökhan kimdi?
"Yok anne daha gelmedi. Biliyon onun saatleri bizden bir saat daha çok."
Dinlenelim diye annem hepimize birer o da açtı. E tabii o kadar o da olmayacağı için beni Sevgi'nin odasına, Nadire ve Ebru'yu bir misafir odasına, Melih'i de Gökhan denen çocuğun odasına gönderdi. Sanırım ben ve Sevgi aynı yerde kalacaktık.
Odaya girerken gözlerimin dolduğunu hissettim. Büyüdüğüm şeyleri terk ettim, üstüne yıllar sonra kardeşlerimle tanıştım, en kötüyse hayal kırıklığına uğradım.
Şu an depresyonuna gibiydim. Uzun süre kendimi tamamıyla bulamayacağımı emindim.
Kapının tık tıklanması ile hafif doğru oldum. "Gelebilirsiniz." Dedim kibar bir sesle.
Kapı açıldı ve içeriden annem geldi. Bana baktık ve gülümsedi. Yatakta yanıma otururken yüzüne bakıyordum.
"İlkin'im benim seni çok özledim." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEŞALE- (ASKIYA ALINDI)
Action"Seni polise vermemem için sadece tek bir sebep söyle." Dedi sakince. . . . Sokakda yaşayan 3 kız Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamasında kimseye fark ettirmeden araklama yapacaktır. Kimisinin çocukluk aşkları kimisinin ise geçmişi onu tekrar bulaca...