0.1

64 8 5
                                    


Yağmur, pencereden süzülen sessiz gözyaşları gibiydi. Betül, eski bir anı gibi rüzgarın hafifçe salladığı perdeye bakarken gözleri doldu. O gece, bir kez daha Semih'i düşünmeden edemedi. Zaman aralarındaki mesafeyi büyütse de anıları hala taptazeydi. Birlikte paylaştıkları gülüşler, dokunuşlar, bir zamanlar kalbini ısıtan o anlar... Her şey şimdi daha uzak ve soğuktu.

Bir adım ötede duran sehpadaki fotoğraf, ona o mutlu günleri fısıldıyordu. Parmakları, yıllar önce çektirdikleri o fotoğrafın üzerinde gezindi. Semih'in gülümsemesi, o an için bile olsa her şeyi unutturan bir huzur getirirdi. Betül, içinden "Neden her şey böyle olmak zorundaydı?" diye sordu kendine.

Semih'i özlediğini her seferinde inkar etmeye çalışsa da, bu gece inkar etmeye gücü yoktu. Ona kızgındı, evet, ama aynı zamanda bir yanını hala ona ait hissediyordu. Ellerini karnına götürdü. O gece, hayatında yeni bir yol açılmıştı-ama Semih olmadan. Kızları Kayra doğduğunda, Semih'in yanında olmaması onu parçalara ayırmıştı. O minik eller, Betül'ün içindeki boşluğu bir nebze doldursa da, geride kalan gölgeler her geçen gün daha da büyümüştü.

Geceleri Kayra'nın yanına oturup, sessizce onu izlediği zamanlarda, Semih'e söyleyemediği o kadar çok şey birikmişti ki... Her bakışında babasının gözlerini taşıyan bu küçük kız, iki eski sevgili arasındaki kopmayan bir bağdı. Kayra, Semih'in ruhunu yansıtan bir aynaydı; o güçlü ama kırılgan bakışlar, Betül'e geçmişi her gün yeniden yaşatıyordu.

Telefonunun titreşimiyle irkildi. Gözleri yavaşça ekrana kaydı. Gelen mesaj Semih'tendi. Kalbi bir anlığına hızla atmaya başladı. Gözleri buğulu ekrana sabitlenirken mesajı açtı. İçinde sadece iki kelime yazıyordu:

"Affet beni."

Betül derin bir nefes aldı, ama o nefes ciğerlerine ulaşmadı sanki. Yıllarca kaçtığı, korktuğu o an kapısına dayanmıştı. Semih, geri dönmek istiyordu. Ama Betül, yaralarını sarmaya hazır mıydı?

Ellerini yumruk yapıp gözlerini kapattı. Geçmişin yükü ağırdı ama... kalbi hala onun adını fısıldıyordu. Semih'in sesini, Kayra'nın gülüşünü düşündü. Bir an, o eski günlerin sıcaklığı geri geldi; gençliklerinin o saf coşkusu, hayalleri, birbirlerine olan inançları... Sonra, yeniden kalbinin derinliklerinde sakladığı acı yankılandı. Semih'in onu yalnız bıraktığı anlar. Her şeye rağmen, bu mesajla yeni bir umut doğmuştu.

Tam o sırada, Kayra'nın minik adımları koridordan duyuldu. Betül gözlerini araladı, küçük kızının tatlı, uykulu yüzüyle karşılaştı. Kayra, annesinin yanına sokulurken fısıldadı:
"Anne, rüyamda babamı gördüm. Gerçekten gelir mi dersin?"

Betül'ün kalbi bir kez daha sıkıştı. Kayra'nın masumiyeti, kırılganlığı... Ne kadar çok şeyi hak ediyordu o küçük kız. Bir baba sevgisini, tam bir aileyi... Ama ya Semih gerçekten geri dönseydi? Ya yıllar önce onları yaralayan her şey silinip gitseydi?

Betül'ün gözleri doldu, Kayra'nın saçlarını okşarken kendine sessizce söz verdi. Eğer Semih dönerse, bu sefer sadece kendisi için değil, kızları için de güçlü olacaktı. Geçmişin gölgelerinden korkarak saklanmak yerine, yüzleşmek zorundaydı. Ama yine de... affedebilmek o kadar kolay olacak mıydı?

---
Bence bu yeni yazdığım kitap daha güzel olucakmis gibi bir his var içimde inşallah beğenirsinizzz. Bu şarkıyı bölüme uygun koydum hadi bakalım yorum ve oylarınızı bekliyorumm

Aşkın Ofsaytı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin