1.1

27 7 10
                                    

Damla’nın Anlatımı

Sahildeki akşam, güneşin ufukta batışını izlerken tarifsiz bir huzur vardı. Hafif esen rüzgar saçlarımı savuruyor, dalgaların sesi zihnimi dinlendiriyordu. Semih, Betül ve Kayra biraz ileride deniz kabukları toplarken, Mustafa yanımda durup denize doğru dalgınca bakıyordu. Normalde neşeli ve konuşkan olan Mustafa, o akşam her zamankinden daha sessizdi.

“Her şey yolunda mı?” diye sordum, hafif bir gülümsemeyle. O an hissettiğim tuhaf bir heyecan vardı, sanki bu gece bir şeyler olacakmış gibi.

Mustafa gözlerini bana çevirdi, ama yine de fazla bir şey söylemedi. Derin bir nefes aldı, ardından cebinden bir şey çıkardı. Küçük, kadife bir kutuydu. Kalbim hızla çarpmaya başladı, bu anın geldiğini fark etmiştim. Yüzüne baktım, Mustafa’nın gözlerinde bir kararlılık vardı.

"Damla," dedi yavaşça, sesinde alışılmadık bir ciddiyetle. "Sana bir şey sormak istiyorum."

O an tüm dünya durmuş gibiydi. Mustafa yavaşça dizlerinin üzerine çöktü ve kutuyu açarak içindeki yüzüğü bana gösterdi. Gözlerim anında doldu, kalbim neredeyse göğsümden fırlayacak gibiydi.

“Benimle evlenir misin?” dedi, sesi hafifçe titreyerek ama aynı zamanda içten bir güvenle.

Her şey mükemmeldi. Tam o sırada Betül ve Semih alkışlamaya başladılar. Kayra ise elini beline koymuş, sevimli bir şekilde suratını asmıştı. “Ama Muyşti benim!” diye bağırdı, o küçük sesiyle. Hepimizi güldürdü.

Gözlerimdeki yaşları silip Mustafa’ya baktım. O an içimdeki heyecan ve mutluluğu bastıramadım, ama küçük bir oyun oynamak istedim. Hafif bir kaş çatmayla, "Ya hayır deseydim?" diye sordum.

Mustafa’nın yüzü bir an bembeyaz oldu. Betül’ün kahkahası sahili doldurdu, Semih bile şaşkınlıkla gülümsedi. Kayra ise ellerini havaya kaldırıp “Hayır deme Damla abya!” diye bağırıyordu.

Gülümsememi tutamayıp başımı salladım. “Tabii ki evet, Mustafa! Tabii ki evlenirim seninle!” dedim, kalbim sevinçle çarparken.

Mustafa derin bir nefes aldı, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ayağa kalkıp beni sıkıca sarıldı. Alkışlar arasında Betül ve Semih yanımıza geldiler. Kayra da gelip ayağıma sarıldı, hala yüzünde kıskanç bir ifadeyle, “Ama Muyşti benim!” diye tekrarlıyordu. O an hepimiz kahkahalarla gülüyorduk.

Denizin serin esintisi, gökyüzündeki yıldızlar ve Mustafa’nın kollarındaki huzurla, hayatımın en güzel anlarından birini yaşıyordum.

Sahildeki o muhteşem evlenme teklifinin ardından herkesin yüzünde mutluluk ve kahkaha dolu anlar yaşanıyordu. Ama Kayra… O küçük kızın yüzündeki kıskançlık ifadesi görülmeye değerdi. Mustafa'ya bir türlü rahat vermiyordu. Mustafa’yı sıkıca elinden tutmuş, etrafında dönüp duruyordu.

"Muyşti benim!" diye tekrarlıyordu Kayra, her seferinde biraz daha ciddileşen bir tonla. Betül ve Semih uzaktan gülümseyerek izliyorlardı, Betül ise başını hafifçe iki yana sallıyordu, sanki Kayra’nın bu tepkisine çok alışkınmış gibi.

Mustafa Kayra’ya sevgiyle baktı ve onun bu sevimli kıskançlığına dayanamayıp gülümseyerek, “Evet Kayra, tabii ki seninim, ama Damla da artık hayatımda olacak, tamam mı?” dedi.

Ama Kayra, bu açıklamayla yetinecek bir çocuk değildi. İnatla, “Hayır, sadece benimsin Muyşti! Damla abyayla evlenemezsin!” diye bağırdı ve Mustafa'nın koluna daha sıkı sarıldı. Hepimizi bir kahkaha krizi tuttu. Mustafa, Kayra'nın yüzündeki ciddi ifadeyi görünce bir an duraksadı, sanki gerçekten nasıl ikna edeceğini düşünüyordu.

Aşkın Ofsaytı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin