Aşkın Ofsaytı

Final -2

Uzun yılların dostları Betül, Semih, Damla ve Mustafa, bugün yine yan yanalar. Birbirlerinin en mutlu anlarına tanıklık eden bu dörtlü, artık yalnızca kendileri değil, çocuklarıyla da bu bağı sürdürüyorlar. Betül ve Semih’in oğlu Deniz Eren , Damla ve Mustafa’nın oğlu Efe ile birlikte Beşiktaş altyapısında top koşturuyor. Birbirleriyle tatlı bir rekabet içinde olan bu iki küçük yıldız, sahada yeteneklerini gösterirken aileleri de tribünde onların her anına tanıklık ediyor.

Büyük bir maç günü, çocuklarının heyecanını paylaşmak için Betül, Semih, Damla ve Mustafa yine tribündeler. Semih, Beşiktaş formalı oğluna gururla bakarken Betül, "Benim çocukları Galatasaray formasıyla görmek vardı," diye sitem ediyor. Mustafa hemen lafa atlıyor, "Yani Betül, Galatasaray da iyi ama, Beşiktaş bir başka tabii!" diyor göz kırparak. Damla araya giriyor, "Bence artık bırakın şu eski rekabeti, her iki takım da muhteşem işler çıkarıyor."

Maç başlıyor ve Efe ile Deniz Eren sahada top koşturmaya başlıyorlar. Efe bir topu ustalıkla alıyor ve kaleye doğru ilerliyor, ama Deniz Eren hemen yanında bitiyor ve “Beni geçemezsin!” diye sesleniyor. Tribünde, anne babalar çocuklarının tatlı rekabetini izlerken heyecan dorukta. Semih, oğlunun hareketlerini dikkatle izleyip kendi kendine mırıldanıyor, "Tam bir yıldız olacak bizim oğlan, kanında var futbol aşkı!" Betül ise ona bakıp gülümseyerek, "Ama o seni geçecek kadar yetenekli değil mi?" diye şakalaşıyor.

Damla, Efe’nin attığı mükemmel pası gördüğünde heyecanla ayağa fırlıyor, “Gördün mü Mustafa? Tam sana çekmiş!” Mustafa kollarını havaya kaldırıp, "Gördüm gördüm, en iyi özelliklerini benden almış!" diyerek gülüyor. Efe o sırada kaleye doğru ilerlerken Mustafa, "Haydi oğlum, bu gol senin!" diye bağırıyor, Betül, Semih ve Damla da alkışlarla destek veriyorlar. Deniz Eren ise hemen savunmaya geçip arkadaşı Efe’yi durdurmaya çalışıyor.

Maç boyunca Betül ve Damla, Mustafa’nın hiç bitmeyen enerjisi ve komik yorumlarıyla hem eğleniyor hem de gururlanıyorlar. Mustafa bir ara, “Efe topu kaçırırsa hemen arkadan gidip müdahale edeceğim, yemin ederim bizim emekler boşa gitmesin diye sahaya çıkacağım!” diye espri yaparak etraftakileri güldürüyor. Semih, "Bir maç daha olsa seni de Beşiktaş formasıyla sahada göreceğiz gibi Mustafa,” diyor. Mustafa gülerek, "Yok ya, beni sahada kimse tutamaz, öyle bir efsane olurum ki, sen bile beni izlerken alkışlarsın!" diye cevap veriyor. Etraflarındaki taraftarlar bile Mustafa’nın esprilerine gülmeden duramıyor.

Maçın sonunda çocuklar galibiyetle sahadan ayrılıyorlar. Hem Efe hem Deniz Eren, ailelerinin yanına koşarak sarılıyor. Betül, oğlunu kucaklarken ona sarılıp, "Sana nasıl da gurur duyuyorum, benim küçük yıldızım," diyor. Deniz Eren ise, "Anne, bir gün senin kadar iyi olacağım, söz veriyorum," diye fısıldıyor.

Mustafa, Efe’yi omuzlarına alarak, "Küçük adam, büyük işler başardın, gözümde efsane oldun!" diyerek onu yukarı kaldırıyor. Efe gururla gülümseyip, "Baba, bir gün seni geçeceğim, izle ve gör!" diyor. Mustafa yine şakacı bir ifadeyle, "Önce büyü de görelim! Şu an için hâlâ küçük devsin!” diyerek kahkahalar atıyor. Damla ise oğlunun gözlerinde gururla parıldayan ışığı izleyip, "Baba-oğul bir arada, ikiniz de başlı başına birer yıldızsınız," diyor. Mustafa hemen, "O zaten kesin, biz ailecek yıldızız!” diye ekliyor.

Sonrasında hep birlikte hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Herkesin yüzünde büyük bir gülümseme, yüreklerinde tatlı bir mutluluk var. Damla elini Betül’e uzatıp, “Biz bu yolda birlikte büyüdük, şimdi de çocuklarımız büyüyor. Bu anı onlarla paylaşmak ne büyük bir şans,” diye fısıldıyor. Betül ona sıkıca sarılıp, “Evet Damla, seninle her zaman birbirimizin yanında olduk. Bundan daha değerli bir şey yok,” diyor.

Bölüm, Mustafa’nın esprileriyle kapanırken, kulaklarında yankılanan bir cümle var:

"Hayat, dostlarla birlikte yaşandığında güzeldir. Yıllar geçse de yüreklerde aynı sıcaklığı bırakır."
__________
Bu bölümü taslaklarda gördüm atayım dedim yanlislik varsa affedinn