Bu sabah her şey farklıydı. Semih’in sahildeki o unutulmaz evlenme teklifinden sonra içimde bir huzur vardı. Günlerdir içimde biriken tüm şüpheler ve endişeler yerini mutluluğa bırakmıştı. Kayra da Semih’in yanımıza daha fazla vakit ayırmasına sevinmiş görünüyordu. Ancak her şeyin böyle sorunsuz devam edeceğini sanmak belki de fazla iyimserdi.
Kahvaltıyı hazırlıyordum. Kayra hala uyuyordu, Semih ise banyoda hazırlanıyordu. O kadar huzurlu ve mutlu hissediyordum ki içimden şarkı söylemek geliyordu. Tam o sırada Semih, telefonuyla konuşarak mutfağa girdi. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Gözlerini benden kaçırdı, bu durum dikkatimi çekti.
"İşle ilgili mi yine?" diye sordum neşeyle. Sadece sohbet etmek istemiştim. Ancak Semih’in yüz ifadesi bir anda değişti. Kaşlarını çattı ve telefonu kapatmadan bana ters bir bakış attı.
"Betül, her zaman bu sorularla gelmen şart mı? Evet, işle ilgili, başka ne olabilir ki?" dedi sert bir sesle.
Bir an için şaşırdım, ne olduğunu anlamadım. Daha dün gece bana hayatının en önemli sorusunu sormuş adam, bu sabah neden bu kadar gergindi? “Ben sadece merak ettim, önemli bir şey mi var diye sordum,” dedim alttan almaya çalışarak.
Semih gözlerini kaçırdı ve “Beni bunlarla boğma Betül, lütfen. Sürekli bir şeyler sorguluyorsun,” diyerek mutfaktan çıktı. İçimde bir soğukluk hissettim. Bu kadar ani bir değişim beklemiyordum. Dün gece her şey o kadar güzeldi ki, bu sabah tekrar o eski Semih’i bulmayı umut etmiştim. Ama ne değişmişti?
Kayra, tam o sırada uyanıp mutfağa geldi. "Annişş, babaym neye sinirlendi?" dedi, uykulu gözlerini ovuştururken. Yüzüme küçük bir gülümseme kondurup, "Bir şey yok tatlım, sadece işlerle ilgili," dedim.
---
Akşamüstü, Damla ve Mustafa tekrar bize gelmişti. Neşeleri yine her zamanki gibiydi. Mustafa'nın enerjisi ve esprileri her zaman ortamı yumuşatıyordu. Ancak içimdeki huzursuzluk hala devam ediyordu. Semih’in sabahki tavrı aklımda yankılanıp duruyordu. Telefonundaki o konuşmalar… Bir şeyler vardı, ama ne olduğunu çözemedim.
Damla ile balkona çıktığımızda içimdekileri ona döktüm. "Semih’in davranışları çok tuhaf," dedim iç çekerek. "Sanki benden bir şeyleri saklıyor."
Damla, beni dinlerken sakin görünüyordu. "Betül, belki de iş stresindedir. Biraz zamana ihtiyacı olabilir," dedi. "Ama eğer bu seni rahatsız ediyorsa, açıkça konuşman daha iyi olur."
Haklıydı, bu konuyu Semih’le tekrar sakin bir şekilde konuşmam gerekiyordu. Ama bir yandan da içimdeki şüpheler artıyordu. Semih’in ne sakladığını bulmak zorundaydım.
---
Akşam yemeğinde hep birlikte oturuyorduk. Mustafa ve Damla yine her zamanki gibi neşeli sohbetlerle masayı dolduruyorlardı. Ama ben göz ucuyla Semih’i izliyordum. Yine telefonuyla uğraşıyordu.
Dayanamayıp "Semih, yine telefonda mısın?" diye sordum, hafif bir gülümsemeyle. Bu defa yumuşak bir sesle ona yaklaşmaya çalıştım. Ancak beklediğim gibi olmadı. Semih, gözlerini telefonundan kaldırmadan, "Evet Betül, yine iş," dedi. Bu tavır artık sabrımı taşırmaya başlıyordu.
Tam o sırada Mustafa, "Hadi hadi bırakın şu telefon işini. Bizim Betül'le Semih’i biraz eğlendirmemiz lazım, fazla ciddiye alıyorlar her şeyi," diyerek araya girdi. Damla kahkaha attı, "Evet ya, biraz gevşeyin!"
Mustafa, Semih'e takılmaya devam ederken ben yavaşça içime döndüm. Semih’le aramızda çözülmesi gereken şeyler vardı, ama bu ortamda değil. Her şey çok karmaşık görünüyordu. Ama her zamanki gibi Mustafa ve Damla’nın neşesi, en azından bu akşamı biraz daha kolay atlatmamızı sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Ofsaytı
Fanfiction"Aşkın Ofsaytı," futbol sahalarında geçen gençlik yıllarında birbirlerine delicesine âşık olan Semih ve Betül'ün hikayesidir. Tutkuyla başlayan aşkları, Betül'ün hayal kırıklığı ve Semih'in kariyer baskısı altında dağıldı. Yıllar süren ayrılıktan so...