1.2

31 7 16
                                    

Betül’ün Anlatımı

Sahada adımlarımı hızlandırırken içimdeki heyecanı bastırmaya çalışıyordum. Galatasaray – Antalyaspor maçının tansiyonu her geçen dakika artıyordu. Tribünlerdeki taraftarların sesi kulaklarımda yankılanıyor, her adımımda o enerjiyi hissediyordum. Semih ve Kayra'nın da tribünde olduğunu bilmek bana ayrı bir güç veriyordu. Onların desteğiyle sahada her şeyin üstesinden gelebileceğimi biliyordum.

İlk yarıda maç çok dengeliydi, ama ikinci yarının ortalarına doğru bir fırsat yakaladık. Orta sahadan ileriye doğru hızlı bir atak başlattık. Top, takım arkadaşımın ayağında, gözlerim ise sadece boşluğu görüyordu. Derken o mükemmel pas geldi. Kaleciyi geçmek için sol çapraza doğru bir hamle yaptım ve topu tam köşeye doğru gönderdim. Tribünlerden yükselen "Gooooool!" sesi, bir anda tüm stadyumu doldurdu. Her yer sanki yerinden sallandı.

Gözlerim tribünlere kaydığında Semih’i ve Kayra'yı gördüm. Semih, ellerini havaya kaldırmış, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Kayra ise babasının yanında zıplıyor, minicik elleriyle çılgınca alkış tutuyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, mutluluktan uçuyordum.

Ama daha sevinç turumu tamamlamadan, Antalyasporlu bir oyuncu sert bir müdahalede bulundu. Beni yere düşürdü, darbenin şiddetiyle sırt üstü düştüm. O an dünya bir anlığına durdu. Başımdan aşağıya bir sıcaklık yayıldı, gözlerim karardı ve nefes almakta zorlandım. Dizlerimin üzerine çökmeye çalıştım ama bedenim beni dinlemiyordu. Saha bir anda bulanıklaştı, sesler kısılmaya başladı. Gözlerim kapanırken, son gördüğüm şey, tribünlerden Semih’in hızla sahaya atladığı oldu.

Semih’in sesi kulaklarımda yankılandı, "Aşkım, dayan!" dediğini duyuyordum ama sanki çok uzaktan geliyordu. Ardından karanlık...

Gözlerimi açtığımda, loş bir hastane odasında buldum kendimi. Başucumda Semih vardı, yüzü endişeden bembeyaz olmuştu, gözleri dolu doluydu. "Aşkım, iyisin, değil mi?" diye fısıldadı elimi tutarken.

Tam o sırada doktor odaya girdi, yüzünde bir gülümsemeyle bize bakıyordu. “Betül Hanım, tebrik ederim. Hamilesiniz!” dediğinde, bir anlık şaşkınlıkla ona baktım. Ne? Gerçekten mi? Semih de aynı şaşkınlıkla gözlerimin içine bakıyordu.

O an anladım ki, hayat bana ikinci kez mucize yaşatıyordu. Yüzümde bir gülümseme belirdi ve Semih’in gözlerine baktım. "Evet aşkım, bir bebeğimiz daha olacak," dedim fısıldayarak.

Semih gözleri dolu dolu, mutluluktan ne diyeceğini bilemez halde elimi sımsıkı tutuyordu. “Aşkım, sen harikasın,” dedi, gözlerindeki o derin sevgiyle.

---

Ertesi sabah evde her zamanki gibi keyifli bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Ama henüz daha tezgaha bile ulaşamadan Semih ve Kayra önüme dikildiler. Kayra, ellerini beline koymuş, babasına uyum sağlayan bir ifadeyle beni süzüyordu.

“Anne, artık sen bir kraliçesin. Kraliçeler iş yapmaz!” dedi, babasını taklit ederek.

Semih de hemen söze girdi, “Aşkım, bırak biz yaparız. Senin yerin orada, koltukta, dinlenmen lazım.”

Gözlerimi devirdim ama bu ikisinin işbirliğiyle başa çıkamayacağımı biliyordum. “Tamam, bebeğimiz daha küçük ama ben de biraz hareket etsem bir şey olmaz,” dedim, yine de onlara direnerek.

Ama Semih kararlıydı. “Karıcığım, seni yormamıza izin verme. Sen sadece otur, biz her şeyi hallederiz,” dedi, gözlerindeki muzip gülümsemeyle. Kayra da babasına katılarak, “Anne, sen dinlen, ben babamla birlikte hallederim her şeyi!” diye ekledi.

Sonuçta, kendimi koltuğa oturtulmuş buldum. İkisi bir olup beni oturtmuşlardı ve kahvaltıyı hazırlamaya koyuldular. Kayra yumurtaları kırarken birkaçını yere düşürdü, Semih ise telaşla etrafı toparlamaya çalışıyordu. Onların mutfakta verdiği bu komik mücadeleyi izlerken gülmekten kendimi alamıyordum. Yine de bu tatlı çabanın keyfini çıkarmaya karar verdim.

Kahvaltıyı sonunda hazırlayıp önüme koyduklarında, Semih elimi tutup, “Aşkım, seninle ve bebeğimizle her şey çok güzel olacak. Seni bu süreçte şımartmaya devam edeceğim,” dedi. Kayra da babasına sarılarak, “Biz birlikte çok iyi bir ekibiz, anne!” diye gülümsedi.

O an, her şeyin tam da olması gerektiği gibi olduğunu hissettim. Ailemiz büyüyordu ve biz, birlikte daha da güçlüydük.


Semih'in gözlerinde parlayan o sevgi dolu bakış ve Kayra'nın masum gülümsemesiyle bir kez daha fark ettim ki, biz gerçekten mükemmel bir aileyiz. O an, içimde büyüyen bu yeni mucizeyle birlikte, hayatımın en mutlu anlarından birini yaşıyordum.

Semih, elimi usulca öperek, "Aşkım, seninle her şeyin üstesinden geliriz. Bebeğimizle birlikte daha da güzel bir aile olacağız," dedi.

Kayra, babasının kucağına atlayarak, "Evet, Musti bile bizden daha iyi bir aile bulamaz!"diye şakacı bir şekilde ekledi.

Gülümsedim ve içimden, ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Her şey bizim için yeni başlıyordu. Ailemiz büyüyordu, sevgimiz de öyle. Ve en önemlisi, yanımda Semih gibi bir eş, Kayra gibi bir kızım ve bir mucize daha vardı. Bu hayat gerçekten mükemmeldi.

---
Kayra'nın Mustafa aşkı pekii

Arkadaşlar üzgünüm bu aralar fazla bölüm atamayacağım sınavlarım başladı taslaklara canım sıkıldıkça bölüm yazıyorum olmadı onları birleştirip yazarım ama sizi bölümsüz bırakmamm

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm

Aşkın Ofsaytı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin