Bölüm-14

250 38 64
                                    

Bölüm Şarkısı : Murat Güngör  & Cem Adrian                                                                                                             



Tuğra,Cenk ve Kayra ile yaptığı görüşmeden sonra tekrar eve dönerken düşüncelerinide geldiği yol gibi geride bırakmak istiyordu bir süre.Bir ilerleme kaydedemeselerde şu an için o şeytanı düşünüp hem Asya'nın hem kendinin birazda olsa düzelen moralini bozmak istemiyordu. Önceliği Asya ve bebeğinin huzuru olmasıydı. Bu işin peşini bırakmayacaktı lakin öfkesini içine atıp Asya'ya hiç bir şekilde belli etmeyecek onu daha fazla endişelendirmeyecekti.. Yaşadıklarını düşünmemesi için gerekiyorsa onu her an meşkul edecek şeyler bulmalıydı.

Asya bugün annelerle alışverişe çıkacaktı gelinlik ve damatlık için kendisinin de onlara katılması gerekiyordu. Saatine bakarak kontrol etti.Buluşacakları saate kadar daha zamanı olduğunu fark edince kullandığı aracı müsait bir yere park ederek telefonuna uzanıp aramak istediği numaraya tuşladı ve kısa bir beklemenin ardından karşıdan gelen cevapla konuştu.

"Nasılsın abla?"

"İyiyim gara guzum sen nasılsın? Naptın de hele."

Yasemin'in sözleri ile yüzüne bir tebessüm yayılırken cevap verdi telefondaki kadına.

"Halletmem gereken işler var onlarla uğraşıyorum bende.Bir şey isteyecektim senden."

"Gelin gız için isteyecen ne isdeyecesen anladım ben seni. De hele gıvranıp durma."

Karşıdan gelen cevapla şaşırsada küçük bir kahkaha atarak tekrar konuştu.

"Bence sen heba oluyorsun bu yetenekle. Daha ne istediğimi söylemeden anladın ya helal olsun."

Bu defa kahkahayı basan Yasemin olmuştu.

"Eee hepiniz elimde büyüdünüz. Hanginizin ne derdi var leb dimeden anarım. Sen öteki goca öküzler gibi gendi derdin için araman beni. Anadımkı Asya için bi şi isdeyecen."

Telefonun diğer ucundaki kadın kendini görüyormuş gibi başını olumlu anlamda sallayarak devam etti konuşmaya.

"Asya ile alakalı evet. Biz düğünü aile arasında istedik ama benim pek içime sinmedi. Her şey aceleye geldiği için zaman dar diye kınada istemiyor. Ama ben içinde hiç bir şey ukte kalsın istemiyorum o yüzden sen kızlarla Asya'ya sürpriz yapıp şöyle küçük bir eğlence düzenlesen. "

"Oyyy benim gara guzum.Damat olacamışda sevdiği gızında mutlulunu düşünü virimiş. Ablan gurban olsun Tuğram. Ben dillere destan bi elence düzenlerim sen merak itme."

Tuğra kadının sözleriyle gülmesine engel olamadı. Bu kadındaki enerji tuhaf bir mutluluk veriyordu kendisine.

" Ama bu eğlenceyi benim düzenlediğimi ağzınızdan kaçırmayın sakın.Rahatsız hissetmesin kendisini. Malum hala öğrenciyiz o yüzden ailelerimize ekstra masraf çıkarmak istemiyor o yüzden huzursuz olur. Ne lazımsa ne gerekiyorsa sen söyle ben hallederim hepsini."

"Ne masrafıymış. İki eğlenip bi gülmenin masrafımı olur?Sen hiç merak itme. Lazım olacak bişi yok. Her şiyimiz var şükür. Ben yapacam bu eğlenceyi. Sen bi şiye garışıyım dime valla depeği delerim Tuğra!"

Yasemi'nin sözlerine önce karşı gelmek istesede onun yaptığı son uyarıyla susmak zorunda kalmıştı. Onun işine karışırsa başına neler geleceğini biliyordu çünkü.

Biraz daha muhabbet edip detayları konuştuktan sonra telefonları kapadılar. Ufakta olsa Asya'nın iyi hissetmesi için yaptığı şey onunda iyi hissetmesine neden olmuştu. Bakışlarını etrafında gezdirirken bir dükkanın vitrininde gözüne takılan şeyle kısa bir an duraksadı ve aldığı ani kararla araçtan inerek dükkana doğru ilerledi.

BİR HATA İKİ MUCİZE  ( DAVA SERİSİ -5 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin