Bölüm-15

336 49 131
                                    

Bölüm Şarkısı : Sevcan Orhan - Pınar Başından Bulanır

Mehmet aynadaki görüntüsüne yüzünü buluşturarak bakıp, arkasında kıkırdıyan arkadaşlarının sesleri ile sabır dilenircesine başını iki yana sallayıp onlara döndü.

Öfkeli bakışları Soner'i bulurken sinirle söylendi.

"Bu ne lan!? "

Mehmet'in tepkisi ile diğerleri bu defa kahkahalarını patlatırken Soner ona yaklaşıp sırıtarak gömleğinin yakalarını düzeltirken Mehmet hırsla yakasındaki elleri ittirdi.

"Soner sıçtırtma ağzına! Ben senden normal bir takım elbise istedim it! Ulan Hayali istemeye Hulisi Kentmen edasıyla mı gideceğim hayvan." Diyerek arkadaşışının biraz önce boynuna taktığı fuları hırsla çekip bir kenara fırlattı.

"Tarz bu abiciğim tarz. Sen tarzdan ne anlarsın dallama. "

Mehmet, yanında hala kendisi ile dalga geçen Şener'e öfkeyle bir tekme savurarak Emir'e seslendi.

"Oğlum al şu kayınçon olacak sirk maymununu benim başımı, en mutlu günümde belada koyacak bu! "

Emir, Mehmet'in hali ile eğlenircesine oturduğu sandalyeden kalkarak ikiliye doğru yaklaşıp Mehmet'i sakinleştirmeye çalıştı.

"Tamam kardeşim sakin ol sen. " Bakışlarını Soner'e çevirip muzip çe göz kırparak tekrar burnundan soluyan Mehmet'e döndü. " Çok gerginsin, Soner biraz gevşe diye küçük bir şaka yaptı sadece. " Emir'in sözleri ile Mehmet'in bakışları tekrar Soner'i bulurken onun pişkince sırıtmasıyla tekrar homurdandı.

"La havle...! "

"Kravatın bende sen uyma ona. "

Sözlerini bitirip cebinden kıravatı çıkararak arkadaşının boynuna doğru uzandı.

Mehmet arkadaşının elindeki kravatın rengi ile bakışlarını kısarak kısa bir an düşündü. Takımla ve gömleğe uymuştu. Fular aklına gelince yüzü tekrar buruşmuştu.

"Adam gibi verseniz ya şunu illa bi şaklabanlık yapacaksınız yani. "

Emir işini bitirerek arkadaşının omzuna hafifçe vurup güldü.

"Rahatla oğlum biraz. Eğlenmene bak. "
Odadaki lerde Emir'i desteklerken onlara ters bir bakış atarak karşısındaki aynaya bakıp görüntüsünden memnun bir şekilde sırıttı. Boynundaki kravatı düzeltirken kapının açılması ile bakışlarını o yöne çevirdi.

Tuğra karşındaki adamı baştan aşağı süzerek dudaklarına bir ıslık kondurdu ve ona yaklaşarak yakından inceledi.

"Filinta gibi damat olmuşsun Mehmet abi. Hayal ablam gözlerini senden alamayacak bu gece. " İşittiği övgüyle Mehmet gülerken, Tuğra'nın kaşlarının düşünceli bir şekilde çatılması ve elinin uzandığı şeyle onun bakışlarıda  aynı şeye kaydı.

Tuğra tuttuğu kıravata hafifçe dokunarak bakışlarını Emir'e çevirdi.

"Emir abi bu senin özel olarak getirttiğin kravat değil mi? " Özel kelimesini üstüne basarak söylerken Emir'in yaptığı kaş göz işaretine anlam veremeyerek sözlerine devam etti.

"Hani şu Gri'nin Elli Tonu kitabı ile ünlü olan meşhur Gri karavat.Sen bunu ne demeye Mehmet abiye verdinki şimdi? Zeynep ablam duymasın. "

Tuğra'nın sözleri ile oda da kahkahalar yankılanırken Mehmet'in de dudaklarından bir küfür firar etmişti.

"Siktirtme belanı Emir! Ulan azgın köpek bu kravatın anlamı ne puşt!?" Boynundaki kravatı bu defa tiksinircesine çıkararak Emir'in üzerine fırlattı. "Senin fantezi oyuncaklarının konu mankeni miyim ben pezevenk!? "

BİR HATA İKİ MUCİZE  ( DAVA SERİSİ -5 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin