19. Bölüm (+18)

576 59 52
                                    

5 Ay Sonra

Fulya duştan çıktıktan sonra hazırlanmaya başladı. Maç için heyecanlıydı. Kadıköy'de Galatasaray derbisi olacaktı. Barış'ı bunca zaman sonra canlı canlı göreceği ilk gündü bugün. Heyecanlıydı. Barış'ı çok özlemişti. Aylarca birbirlerine mesafe tanımışlardı. Fulya artık onu istiyordu. Ama bir yandan da Barış'ın hayatını mahvettiğini düşünüyor, her şeyi yeni yeni düzeltirken tekrar hayatını karıştırmak istemiyordu. Aynaya bakıp düşüncelere dalmışken telefonu çaldı. Arayan Tarık'tı.

"Efendim?" Gülümseyerek açtı telefonu.

"Canım ben geldim evinin önündeyim."

Bu süreçte Tarık en büyük destekçisi olmuştu, ona çok iyi gelmişti. Aralarındaki ilişki sıkı bir dostluktan ibaretti, en azından Fulya için. Tarık onunla görüşmek isteyince, Fulya sadece arkadaş olabileceklerini söylemişti. Tarık da bunu kabul etmişti. Aralarında başka hiçbir şey geçmedi. Zaman zaman sosyal medyaya düşen fotoğraflarda ikilinin sevgili olup olmadığı çok tartışıldı. Bu haberler  Barış'ı da çileden çıkartmıştı.

"İso bu kadar kolay mı ya? Bu kadar çabuk mu amına koyayım? Yok beni hiç sevmemiş. Allah benim belamı vermiş de aşık olmuşum bu kıza. Sikeyim böyle işi ya. Tarık da arkadaşın falan belki ama onu da sikeyim. Birbirimize zaman tanıyalım dedik gitti o deveyle sevgili—"

"Barış yeter!" İsmail onu durdurmasa Barış sövmelerine devam edecekti. "Sevgili değiller. Allah belamı versin değiller. Al bak Tarık'la mesajlaşmalarıma." İsmail onu rahatlatmak için telefonunu uzattı. Barış sessizce okudu mesajları.

"Fulya arkadaş olmak istediğini söylemiş." Bu elbette bir nebze olsun Barış'ı rahatlatmıştı. "Ama bu piçin gözü var işte Fulya'da. Baksana kızla arkadaş olmuş ama daha fazlasını istiyor." Barış'ın sesi tekrar yükseldi.

"Barış bağırıp durma amına koyayım ya kafamı siktin." İsmail yüzünü buruşturdu. "Son yazdıklarına bi baksana."

Barış onu dinledi. Bazı mesajlaşmaları hızlı geçti. Sonra adının geçtiğini gördü. Hemen okudu o mesajı Barış. Bunun üzerine sessizleşti. Bir daha İsmail'i darlamadı Tarık konusunda.

Tarık: Ne Barışmış aq ya
Tarık: Abi ben pes ediyorum Fulya aşık Barış'a bin yıl geçse de unutmaz bizden bir şey olmayacak

Fulya aceleyle evden çıkıp Tarık'ın arabasına bindi. Araçta Tarık'ın en yakın arkadaşı Emre ve onun sevgilisi Buket vardı. Bu dörtlü daha önce görüşmüşlerdi. Buket ünlü bir influencerdı. Fulya ile beraber bir kaç evente beraber gitmişlerdi. Fulya'nın da zaten abisinden dolayı oluşan takipçi kitlesi artmıştı, daha çok göz önündeydi artık. Ama influencer olmak ona göre değildi. Sadece Buket'le zaman geçirmekten keyif alıyordu.

Ama Buket'in her anlarını kameraya alması, herkesin sürekli kameraya dönüp konuşmakla vakit harcaması Fulya'yı bazen yoruyordu. Onlar daha maça gelmeden tüm sosyal medya öğrenmişti hep beraber maça gideceklerini. En sonunda stadyuma geldiler ve tribünde yerlerini buldular. Deplasman tribününde olacaklardı. Maç Galatasaray'ın evindeydi.

"Gelmek zorunda değilsin." Demişti ona Ferdi belki de defalarca. "Deplasman tribünü rahat olmuyor, Sera bile gelmiyor hiç o yüzden."

"Barış'ı görmek istiyorum." Fulya en sonunda içinde tuttuğu gerçeği söylemişti. Ferdi bunu zaten biliyordu, dürüstlüğüne şaşırdı sadece. "Son maç ilişkimiz mahvolmuştu. Belki bu maç... tekrar karşılaşırız, bu bile benim için yeterli."

Barış sahada kendi takım arkadaşlarıyla ısınırken gözü deplasman tribününe takıldı. En öndeki birkaç kişi dikkatini çekti. Fulya'yı ve Tarık'ı görür gibi oldu. Yaklaşıp emin olmak istese de o tribüne başını çevirdiğinde dahi aleyhine küfür ve hakaretler duyuyordu.

Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin