17. Bölüm

388 51 28
                                    

Yılbaşı günü Fulya Sera yaptığı uzun konuşmadan sonra kararını vermişti. Barış'la konuşacaktı. Her şeyi geride bırakıp temiz bir sayfa açmayı teklif edecekti. Her şey için ondan özür dileyecekti. Gururu bir kenara bırakmanın zamanı gelmişti. Birden şu zamana kadar yaptıklarını gözden geçirdi. Barış'a haksızlık etmişti.

Üstelik yılbaşı gecesi barışmaları için güzel bir zamandı ona göre. Yeni yıla beraber girerler, beraber geçirirlerdi. Fulya bu fikirle heyecanlandı. Barış'ı aradı. Açacağına adı gibi eminken telefonu sonuna kadar çaldırdı. Ama cevap alamadı. Belki duştaydı, belki yetişememişti. Yoksa açardı Barış telefonu. Değil mi? Biraz bekleyip bir kere daha aradı. Sonuna kadar çaldıracaktı yine. Ama planladığı gibi olmadı, meşgule atıldı.

Bu Fulya'ya tokat gibi çarptı. Barış onunla konuşmak istemiyordu. Böyle bir şeyin mümkün olacağını hiç düşünmemişti.

Ne yapacağını bilemedi. Bir süre boş boş önündeki telefona baktı. Çalmasını umdu. Barış belki arar önemli bir işi olduğundan açamadığını söylerdi. Ama mantıklı başka bir açıklama yoktu. Barış onu artık istemiyordu. Acil işi olsa telefonu açmazdı, mesaj atardı durumu açıklardı. Ama hiçbirini yapmamış, telefonu meşgule atmıştı.

Günün geri kalanını yatakta geçirdi. Beril, Sera, Ferdi ve diğer tanıdığı herkes akşam için heyecanla planlar yaparken o telefondan bir bildirim bekledi. Ama hiçbir bildirim gelmedi. Belki başına bir şey gelmişti? Telefonu onda değildi. Bu umuda tutundu. Kimi arayabileceğini düşündü. En iyi Kerem bilirdi onun ne durumda olduğunu. Ama Fulya'nın onunla bir yakınlığı yoktu, Beril daha önce konuşmuştu onunla, şimdi numarasını bulamazdı. İsmail'i aradı.

Ailesiyle yılbaşı hazırlığı içinde olan İsmail Fulya'nın aradığını görünce hemen açtı.

"Efendim Fulyacığım?"

"Abi, Barış'tan haber aldın mı hiç? Ben onu aradım meşgule attı da. Acaba bir sorun mu var?" Fulya doğrudan sadede geldi.

"Bugün hiç konuşmadım. Ben de ailemleyim. Ama bir ben de arayayım."

"Abi çok sağol. Ne olur kusura bakma. Ailenlesin, rahatsız ettim." Fulya mahcup oldu.

"Yok Fulya, ne kusuru? Barış'a ulaşayım sana haber veririm. O meşgule atmaz seni hayatta. Bir şey olmuştur." İsmail onu rahatlattıktan sonra Fulya yataktan kalkıp hazırlanmaya başladı, bu gece Barış'la konuşacaktı, bunu kafaya koymuştu. İsmail de Barış'ı aramak üzere telefonunu tuşladı. Barış onu fazla bekletmeden açtığında şaşırdı.

"Efendim İso?" Barış gürültülü bir yerdeydi.

"Oğlum nerdesin?"

"Nerde olacağım? Takımdan birkaö kişiyle yılbaşı kutlamalarına geldik şimdi. Diğerleri de gelecek. Bu gece parti uzun." Barış'ın konuşma şeklinden çoktan birkaç kadeh içtiği anlaşılıyordu.

"Barış, bak Fulya seni aramış—"

"Evet gördüm." İsmail dondu. "İso?"

"Buradayım." Dedi hemen. "E dönsene kıza? Neden meşgule atıyorsun?"

"Ben meşgule atmadım ya." Barış kahkaha attı. Arkadan konuşma sesleri geliyordu. "Yavrum adın neydi senin?" İsmail gergince dudağını kemirmeye başladı. Ne halt ediyordu Barış? "Selin meşgule attı. Çok arıyordu da."

"Barış bana bak yüzüne soğuk su mu vuruyorsun kahve mi içiyorsun bilmem. Ama kendine gel ve Fulya'yı ara. Bu anı beklemiyor muydun? Kız önemli bir şey konuşacak belli ki?" İsmail sinirli bir halde tane tane konuştu. Her kelimesini vurguladı. Barış'ın durumu ciddiye almasını umdu.

Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin