Adonis Bölüm 1: Farkındalık

80 8 342
                                    

"Hey! Adonis!" Adonis V Kulesine girmek üzereyken arkasından seslenen kişiyle yönünü Idever' e çevirdi. 

"Merhaba ufaklık!" dedi Adonis kibar bir gülümsemeyle. 

"Ben iki buçuk asırdır cehennemdeyim." dedi Idever hemen. "Pek de ufak sayılmam."

"Oh..." Adonis buna cidden şaşırmıştı. Karşısında canlı -tam da canlı olmasa da- bir fosil vardı resmen! "Sen de Vox için çalışacaksın değil mi?" dedi konuyu değiştirerek.

"Evet, ama işe koyulmadan önce seni incelemek için izin istiyorum!" dedi Idever, meraklı gözleri Adonis' in üstündeydi.

Adonis tek kaşını kaldırdı ve rahatsız bir kahkaha attı. "Tabii neden olmasın!"

Idever neşeyle gülümsedi. "Harika! Normalde seni eve götürürdüm ama Vox' u bekletmek istemem o yüzden V Kulesinde Vox' un yanına çıkana kadar halledebilirim sanırım!"

Hakikaten ciddi olmanı beklemediği yüzünde bir süre gergin gülümsemesinin kalmasından belliydi. O bir deney faresi değildi! Ama yine de saf ve sevecen ilk izlenimini bozmamak için kendini daha da gülümsemeye zorladı. "Pe-peki."

Idever Adnois'i kocaman böcek kuyruğuyla kaldırdı, böylesi daha hızlı olacaktı. "Hadi gidelim! Birkaç soru sormamı sorun etmezsin umarım?"

Son derece sahte bir 32 diş gülümseme ile bakarken, dişlerinin arasından tısladı: "Elbette etmem canım. Sadece bir kaç soru sonuçta..."

"Noldu ya çarpıldın mı?" dese de Idever bu durumu pek de sikine taktığı söylenemezdi. Kuyruğunu büktü ve onu kendi önünde suratını hafif aşağı sarkıtacak şekle getirdi, soğuk sivri elleri garipseyerek  pullu dokusu olan suratıyla oynamaya başladı, "Medikal fetişin var mıdır? Valentino'yla hiç öpüşmüş müydün? Dumanını çekmek nasıl hissettiriyor?" Dilini çıkarsın diye hafif yanaklarını sıktı.

Adonis boş bulunup dilini çıkarıverdi, şokta göz kırpıştırıyordu, neyin içine düşmüştü!?  "Yok-" diyebildiği  Gergince gülümserken. "Tabii öpüştüm! O beni öpmeden durabilir mi sanıyorsun? Şapşal şey." dedi göz devirerek. "Dumanı.." Biraz anılara dalsa da samimiyetsizce güldü. "Nasıl desem ki.. kesinlikle baştan çıkarıcı." dedi ve kıkırdadı. "Beni böyle kontrolden çıkarmayı seviyor."

"Çok sevimli bir şeye benziyorsun..." dedi Idever. Adonis' in diline ve gözlerine bakıyordu. Valentino'ya garip bir kapılmışlığı vardı ama bu pek onun ilgi alanına girmiyor sayılırdı. "Peki salyasının tadı neye benziyor? Ya da seninkinin tadı neye benziyor? Zehirli misin? Tadımlık numune alabilir miyim?"

"Hey!" Adonis' in gözleri sarı sarı parladı kısa bir aniçin. "Salyasının tadından sananeymiş?!" Ama sonra sakin ve sevecen halini korumak için zorla gülümsedi. "Yani, neden sordun canım?"

"Milleti azdıran,uyuşturan, hipnoz edici bir uyuşturucu olduğu için?" dedi Idever cevap çok barizmiş gibi. "Aşk iksirlerine de koyduklarına eminim. Bizzat deneyecek olsam da zehirlere büyük oranda bağışıklığım var, o yüzden bizzat tatmış birinin deneyimlerini duymak daha kolay! Belki içinde ne olduğunu ve nasıl salgıladığını öğrenebilirim."

"Ha... Şey-" Kesinlikle utanmıştı, bunun rahatsızlığı ile iyice gerildi "Anladım. Tarif etmek zor aslında, çünkü değişiyor.. ve evet ben zehirliyim." Kendini gülümsemeye zorladı yine. "Tabii ne istiyorsan alabilirsin canım, işine yarayacaksa."

"Bu kadar çekimser olacağını düşünmemiştim." dedi Idever, onu rahatsız ettiğini hissediyordu. Adonis' i nazikçe yere indirir ve cebinden ufak bir test tüpü çıkardı. "Buna tükürebilir misin peki?"

Adonis gülmeye çalışırken tüpü rahatsızca aldı ve sorgularcasına baktı. "Tabi.." dedi ve tükürdü olabildiğince kibarca.

"Seni taciz ediyormuşum gibi hissetmeli miyim?" dedi Idever meraklı gözleri Adonis' in üstünde başını yana eğerek.

Adonis test tüpünü uzatırken gözlerini kocaman büyüttü. "Yo, elbette hayır!" 

 "Peki! Muhtemelen birbirimizi kulede çok göreceğiz o yüzden iyi geçinelim!" dedi Idever gülümseyerek, tüpü aldı ve Adonis'in elini sıktı.

Adonis rahatlamayla elini geri sıktı ve süreç bittiği için samimiyetle sırıttı "Oh elbette iyi geçineceğiz!"

Idever hızlı adımlarla Vox' un ofisine gitmeye koyulurken Adonis arkasından yüzünü buruşturdu. "Tuhaf ucube." Ama kendisini çabucak toparladı, her zamanki gülümsemesini suratına takındı, Valentino için en iyi halinde gözükmeliydi.

*

"Tino! Querida, bugün nasılsın!" dedi Adonis kapıları açıp Valentino' nun çatı katına girdi. Tamamen yanlışlıkla Valentino'nun İspanyolca kelime zaafını keşfettiğinden beri bunu bolca sömürüyordu. 

"KAHROLASI KALTAK!" Duyduğu silah sesiyle suratı asılmadan edememişti. Evet, her zamanki gibi yine birilerini vuruyordu, silahla. Burada vurulması gereken oydu! Mümkünse silahsız bir şekilde. Gerçi ölmeyeceği sürece silaha da hayır demezdi ama şu an odaklanması gereken bu değildi.

Valentino' nun çalışanlarından biri vurduğu cesedi yenisiyle değiştirecekken Valentino Adonis' i fark edebildi. "Gidebilirsin, kimseyi de içeri almayın!" dedi çalışanı kovalayarak. Kırılmış kollarına  rağmen elleriyle silah tutmaya çalışıyordu.

"Mi tsuro, hoşgeldin!" dedi Valentino Adonis'e yaklaşarak. Kolları kırık olduğu için onu kucaklayamayacağını hatırlayınca homurdarak koltuğuna ilerledi. "Karşılama kısmını geçelim..."

"Kendini çok yoruyorsun mi amor." dedi Adonis Valentino' ya yaklaşarak. Onun kucağına oturup eliyle yüzünü tuttu. Valentino suratını onun avcuna yaslamıştı. "Şimdi dinlenmen gerek." dedi ve oturduğu yerde kıpırdandı. "Bırak da ben seni rahatlatayım~"

"Bunu diyeceğime inanmıyorum ama şu an gerçekten istemiyorum..." dedi Valentino başını yana çevirerek.

Adonis işte şimdi işlerin cidden ciddi olduğunu anlamıştı. Valentino başı kopsa bile asla bir seks teklifini reddetmezdi. "Valantino, bir sorunun varsa bana anlatabileceğini biliyorsun, değil mi?"

"Neden dinleyesin ki?" dedi Valentino homurdanarak. "Sadece seni siken bir pezevengim, hepsi bu."

"Benim için önemlisin ama!" dedi Adonis ve Valentino' nun yüzünü kendisine çevirdi. "Senin konumun, gücün ve dominantlığın aklımı başımdan alıyor!" dedi Valentino' ya kısa bir öpücük vererek. "Senden gelecek ilgi için her şeyi yapabilirim! Ama anlaşılan bu sefer senin ilgiye ihtiyacın var ve ben bunu sağlamaya hazırım."

"Seni istesem birilerine kolayca öldürtebileceğimi biliyorsun, değil mi?" dedi Valentino şüpheyle. "Bunun farkındasın yani?"

"Evet, farkındayım!" dedi Adonis kararlılıkla. "O yüzden hadi, dök içini!"

----

Bu seferlik bir seçim yok! Ki Adonis için pek seçim olacak gibi değil- Ama bir notktada önemli bir seçim koyacağım!

Cehennem Ayakçıları -Hazbin Hotel Katılımlı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin