Alex sokaklardaki günahkarları hızla aşarak koşmaya devam ediyordu. "Amına koyduğumun karısı önce işin detayını öğrenip silahı öyle yaptırsaydın ya!" Elbette şikayet etmeyi de ihmal etmiyordu. "Tüm emeğim ve maaşım bok yoluna gidecek!"
Bu konuda kesinlikle üzgündü. "Zestial fosili neden telefon kullanmıyorsa, o zaman iki mesaj atar hallederdim!" dediği sıra durdu. "Ama prensesim kullanıyor! Tabii ya!" Alex hemen telefonunu çıkardı ve Necra' yı görüntülü aradı. Telefon hızlıca açılmıştı.
Neşeli tilkinin zümrüt gibi parıldayan gözlere sahip yüzü gözükmüştü ekranda. "Merhaba Ale-"
"Canım hiç vakit yok, telefonu hemen Zestial' a doğrultmalısın." dedi Alex soluklanırken. Bir yandan yürümeye devam ediyordu. Koşacak enerjisi kalmamıştı. Normalde araç çağırabilirdi ama lanet cehennem trafiği çok yoğundu, iki saate gelmezdi araba!
Necra Yamyam kasabasında oturdukları kafede telefonun ekranını ona merakla bakan Zestial' a doğrulttu. Kendisi de büyük merak içerisindeydi. "Bay Zestial, acil durum, Bayan Carmine tarafından gönderilecek silahı büyülememelisiniz!"
"İyi de neden?" dedi Zestial. Çayından bir yudum almaya kalktı.
"Kılıç cennete bir hediye olarak istenmiş!"
Zestial' ın içtiği çay boğazında kaldı. Öksürdükten sonra yumruklarını sıktı. "Lucifer, benden cennet için hediye bir silahı mı büyülememi istedi?" dedi tane tane. Necra' nın kulakları endişe ile aşağı eğilmişti ama ifadesi kızgındı. Onca olandan sonra bir de cennete yaranmaya mı çalışıyordu bu kral!? Kaybedilen onca ruha ne olacaktı!? Bu doğruysa eğer kabul edilir bir şey değildi.
"Bayan Carmine öyle söyledi." dedi Alex, o da endişelenmişti.
"Anladım. Bilgilendirme için teşekkürler. Gerekeni yapacağım." dedi Zestial. Alex görüşmeyi sonlandırdığında Necra telefonu geri cebine koydu. "Ne yapacaksınız efendim?"
"Şimdilik, bekleyeceğim ve Lucifer ile de konuşacağım. Carmilla yanlış bilgiyle normalde hareket etmez ama cennete haklı olarak çok öfkeli. Durumun tam olarak anlaşıldığından emin olduktan sonra, bir karar vereceğim." dedi Zestail. Çevredeki aura çoktan karanlık bir hal almıştı. Necra kesinlikle iyi şeyler hissetmiyordu...
"Bu kralı ısırabilirim demek mi oluyor?" diye sordu Necra yarı şakacı yarı ciddi bir tonda.
Zestial bu soruya gülmüştü. Aura kaybolmasa da, hafiflemişti. "İşte o kısmı ben de merak ediyorum."
***
Alex yamyam kasabasına ilerlemeye devam ederken. Şanslıydı ki boş bir taksiye denk gelmişti. "Yamyam Kasabası'na." dedi taksiciye.
"Girişte bırakırım, içeri girmem ona göre." dedi taksici ve arabayı çalıştırıp taksimetreyi açtı.
"O kadar da yetsin bakalım." dedi Alex arkasına yaslanarak şanlıydı ki yorgundu. Tek sorun verecek parasının olmamasıydı ama nasıl olsa yamyamlar her zaman açtı, taksici feda edilebilirdi. Ki bu ilk taksici kurban edişi değildi.
***
Alex yamyamlara taksiciyi gösterdiğinde hemen ona saldırmışlar ve bir güzel yemişlerdi. Carmilla' nın çalışan istemediği bir zaman Rosie'ye bir düğün organizasyonunda yardım etmişti Alex, o zamandan beri yamyamlar ona sadıktı.
"Hey, yine mi taksici kurban ediyorsun?" Alex konuşan kişiye döndü. Bu James' di! Tıpkı diğer yamyamlar gibi olan normal görünümündeydi. Tamamen simsiyah gözleri, aşırı soluk teni burnu olmayışı ve keskin dişlerini saymazsak kesinlikle insana benziyordu. Daha büyük bir şeytana dönüşme yeteneği vardı ama onu öyle görmek çok nadirdi. Ve görenlerin sonu pek hayırlı değildi.
"Artık bir gelenek diyelim." dedi Alex neşeyle. "Yorgunluktan ölüyorum ve tüm param yok edilecek bir kılıç yüzünden gitti, kimseye ekstra para vermeyeceğim!"
"Yok edilecek kılıç?" dedi James merakla. Alex olayları kısaca özetledi. "Anladım... İyi yanından bakarsa, maaşının gittiği kılıç yok olmayacak." dedi James elleri ceplerinde.
"Ne demek istiyorsun? Zestial cennete hediye bir kılıcı büyüler mi?" dedi Alex şaşkınca. Buna inanmasına imkan yoktu.
"Hayır. Kılıç cennete hediye değil, cennetten birine hediye. Şu anda cehennemdeki birine." dedi James.
Hediye eden Lucifer olduğuna göre geriye sadece Killmer kalıyordu. "Bu işi daha saçma kılıyor..." dedi Alex surat asarak.
"Ben duyduğumu söylüyorum." dedi James, umursamadığı her halinden belliydi.
"Kimden duydun bunu?" dedi Alex merakla.
"Bir tanıdık." dedi James omuz silkerek.
"Aman, hemen gizem havalarına gir!" dedi Alex göz devirerek. "Kuudere herif."
"Ha?" dedi James başını yana eğmiş ona bakıyordu.
"Soğuk nevale diyorum." dedi Alex alaycılıkla. "Bu halinle nasıl sevgili yaptın?"
"Senin bile sevgilin varsa, herkesin olabilir." dedi James başını geri düzelterek.
"Ya piç piç konuşma! Ne varmış bende!?" dedi Alex kaşlarını çatarak.
"Ben de onu diyorum, ne var?" dedi James ve kısa bir sırıtmadan sonra yüzünü eski haline çevirip geri restoranına ilerledi. Her zamanki halleriydi işte...
Alex arkasından homurdansa da asıl kafasında kılıç mevzusu vardı, Killmer' ın işin içinde herhangi bir şekilde olmasını sevmemişti. "Umarım başına iş almıyorsundur patron..." Kafasındaki düşüncelerle beraber kız arkadaşı ve Zestial' ın yanına ilerlemeye koyuldu.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Ayakçıları -Hazbin Hotel Katılımlı-
Fanfiction-Hazbin Hotel Katılımlı Kitap- Katılım Durumu: KAPALI ❌ Kapak logosu: ChatGPT Cehenneme hoş geldin, seni şanlı günahkar! Evet, şanslı diyorum çünkü tebrikler, artık bir işin var! Sevi...