Sanguis diğer herkes işleri için dağılırken toplantı odasından çıkan Killmer'ın peşinden ilerledi. "Patron!" dedi ona seslenerek. Killmer hemen ona döndü. "Lucifer Hazbin Hotel' de mi yoksa başka bir yerde mi olacak?"
"Ah evet, onu belirtmeyi unutmuşum!" dedi Killmer eliyle kafasına vurarak. "Lucifer kendi malikanesinde, yol ile uğraşmaman için binanın önünde seni almak için gelecek, portal kullanarak gideceksin."
"Tamamdır patron." dedi Sanguis ve başını olumlu anlamda salladı.
Killmer o gitmeden tekrar konuştu. "Sana verdiğim kolye yanında mı?"
Sanguis boynunda, takım elbisesi içine sakladığı kolyeyi gösterdi. Metal bir zinciri olan ve ucunda altın renkte bir taş olan bir kolyeydi. "Evet patron."
"Eğer Lucifer' ı öfkelendirirsen o kolyenin taşını kır." dedi Killmer.
"Bunun bir çeşit koruma olduğunu mu farz etmeliyim yoksa sizi çağıracak bir şey olduğunu mu?" dedi Sanguis kolyeye bakarak.
"Hangisi içini rahat ettirecekse." dedi Killmer omuz silkerek. "İkisi de aynı hesaba çıkıyor." dedi Killmer ve ofisine girdi.
Sanguis kolyenin taşına baktı ve ardından binadan dışarı çıktı. Aşağı inen merdivenlerden dış kapıdan çıkacakken camı olan kapının dışında bir portal açıldığını gördü bunun Lucifer olduğunu düşünmüştü ama ardından portal kapandı ve şirket binasının kapısı açılarak içeriye tanımadığı biri girdi. Bu bir melekti!
"Kime baktınız?" dedi Sanguis. "Ve kimsiniz?"
"Ben Elias. Killmer' ın... arkadaşıyım." dedi melek ve Sanguis bir şey demeden onu es geçip yukarı çıkmaya koyuldu. Düşmüş melek olduğundan Killmer 'ın melek arkadaşı olması olasıydı, zaten yardım temelli bir şirketi vardı. Sanguis onun işi olmadığından daha fazla burnunu sokmama kararı aldı.
Dışarı çıkıp bir süre Lucifer'ı bekledi. Ardından öncekine benzer bir portal açılmış ve cehennem kralı başını dışarı çıkartmıştı. "Yardımcım sen misin?"
"Evet majesteleri." dedi Sanguis onu onaylayarak.
Lucifer onu tutup portaldan içeri çekti ve portal arkadan kapandı. Sanguis kendini bir kargo gibi hissetmeden edemedi, tam da kapıdan teslim edilmişti.
"Morningstar makinesine hoş geldin!" dedi Lucifer aşırı gergin bir gülümsemeyle. "Çok uzun süredir evimde bir misafir ağırlamamıştım."
"Etraf çok..." dedi Sanguis ve her yerdeki ördek yığınına baktı. "Ördekli."
"Evet, ördekleri yapmayı seviyorum, bana arkadaşlık ediyorlar." ardından gergin sorularını sıraladı "Bir sorun mu? Rahatsız mı etti? Hepsini yok edeyim mi?"
"Hayır hayır!" dedi Sanguis Lucier' ın gerginliği onu da panik etse de sakin ifadesini koruyabiliyordu. "Ördekler çok renkli majesteleri. Başklarının hobileri bana zarar vermedikçe karışmak bana değil, kimseye düşmez." Çok renkli onun için bir hakaret kıvamına olsa da Lucifer 'ın bunu bilmesine gerek yoktu.
"Oh bu güzel! Bunu garip bulmayan ilk kişisin." dedi Lucifer neşeyle. "Charlie bile pek beğenmedi..."
"Bence prenses ördekleri sevmemek yerine sizin için endişelendi." dedi Sanguis. "Farkında olacaksınız ki bu kadar çok ördek görülmedik bir şey. Bunun için bir sorun olduğunu düşünmesi çok normal."
"Sence bir sorunum var mı?" dedi Lucifer asık suratla.
"Evet." dedi Sanguis. "Ama çözülemeyecek gibi değil."
"Cidden mi?" dedi Lucifer koca bir gülümsemeyle.
"Ördeklerin bir kısmını kesinlikle yok etmeyerek paylaşmak güzel bir başlangıç olabilir majesteleri, eğer siz de isterseniz. Cehennem doğumlu çocuklar falan eğer bom diye patlamayacaklarsa seveceklerdir." dedi Sanguis bom diye patlama kısmında şakacı bir şekilde.
"O zaman mutfak kısmındaki ördekleri ne yapacağım?" dedi Lucifer.
"Bomba ördek mi yaptınız?" dedi Sanguis aşırı ciddi bir şekilde.
Lucifer heyecanlı heyecanlı başını olumlu anlamda salladı. "Kafalarını kopartınca hem kafa hem de gövde kısmı bomba işlevi görerek patlıyor!" dedi heyecanlı heyecanlı.
"Günahkarların kralından bekleneceği gibi." dedi Sanguis iç çekerek. "Onları lütfen çocuklara vermeyin."
Lucifer 'ın heyecanlı yüzü öylece donmuştu. "Ne dedin sen?"
"Onları çocuklara vermeyin?" Sanguis nerede yanlış yaptığını anlamıyordu.
"Ondan önce." dedi Lucifer. "Ondan önce bana ne dedin!?
"Günahkarların kralından bekleneceği gibi?" dedi Sanguis geriye doğru çekilerek. "Yanlış bir şey mi söyledim majesteleri?" diye soru endişe içinde
"Beni o şiddet düşkünü barbar canavarlar gibi mi sanıyorsun!?" dedi Lucifer hayretler içerisindeki bir suratla eliyle kendini işaret ederek
"Özür dilerim majesteleri, sizi sinirlendirmek ya da kırmak istemdim!" İşte şimdi cidden başı beladaydı... "Cehennemin kralısınız, Büyük İmha' da bile cehennemi sonuna kadar savundunuz, onlar gibi olmak bir övgü olur diye düşünmüştüm bir de patlayan ördekleriniz olunca!"
"Büyük İmha..." Lucifer işte şimdi durgunlaşmıştı. "Gereksiz şiddetten nefret etsem de, şiddete elbette tamamen karşı değilim... Ama tüm Büyük İmha bu yüzden oldu..."
"Anlatmayı isterseniz, sizi dinlemek ve yardımcı olmak için buradayım." dedi Sanguis, Lucifer' ın yanına yaklaşarak. Ördeklerin bir kısmını kenara iterek oturmaları için yer açtı oturma odasındaki koltukta.
"Eğer Büyük İmha' dan önceki savaşta Charlie' yi dinlesem ve dursaydım bunlar olmayacaktı..." dedi Lucifer iç çekerek. "Adam' ı öldürdüğüm için cennetten bu kadar büyük bir öfkeyle indi Killmer. Nüfusun %25'i yok olup gitti..."
"Günahkaları 'şiddet düşkünü barbar canavarlar' olarak değerlendirmiyor muydunuz?" dedi Sanguis. "Yok olmaları neden önemli?"
"Sorun günahkarlar değil! Charlie'nin arkadaşları hariç hepsi ölse işime gelir, zaten gelmeye devam ediyorlar." dedi Lucifer homurdanarak. "Sorun Charlie 'nin bunun üstüne benden iyice uzaklaşması. Sana şans verdikçe batırıyorsun dedi! Bana dedi!"
"İşleri batırma konusunda tecrübem vardır... Hem de iki kere." dedi Sanguis. "Bu yüzden bu işim benim için önemli ve bu yüzden çabalıyorum çünkü ayağa kalkıp devam etmek dışında seçenek yok."
"İşin demişken, Killmer ile arkadaş mısın?" dedi Lucifer merakla.
"Patron ve işçi sadece. Ama bana bir patrondan daha iyi davranıyor." dedi Sanguis. "Ramsey onun bize çocuğu gibi davranadığını söylüyor, Killmer bunu açıkça reddetmedi."
"Çocuk demek..." dedi Lucifer şeytani bir gülüşle. "Eğer size bir şey olursa bu hiç hoşuna gitmeyecek ve sonunda kaçmayı bırakıp karşıma çıkacaktır!"
"Majesteleri, gereksiz saldırganlık konusunda ne demiştiniz?" dedi Sanguis, eli Killmer 'ın verdiği kolyeye gitmişti ve ayağa kalkmıştı.
"Killmer karşıma çıkacaksa, çoğu şeyi yaparım." dedi Lucifer, boynuzları büyümüş ve kuyruğu ortaya çıkmıştı. "Cehennem kralı ile konuşuyorsun günahkar, cidden dürüst bir konuşma mı bekledin? Ben günahkarın kralıyım!"
herhangibiriolanbiri İçin Karar Zamanı!
Seçenek A) Killmer' ın yardım edeceğine güven ve kolyeyi kır
Seçenek B) Lucifer' ın bir şey yapmayacağına güven ve kolyeyi kırma
Seçenek C) Killmer 'ı kendi uğraşsın diye kolyeyi Lucifer' a ver
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Ayakçıları -Hazbin Hotel Katılımlı-
Fanfiction-Hazbin Hotel Katılımlı Kitap- Katılım Durumu: KAPALI ❌ Kapak logosu: ChatGPT Cehenneme hoş geldin, seni şanlı günahkar! Evet, şanslı diyorum çünkü tebrikler, artık bir işin var! Sevi...