2 / numb

8.6K 512 156
                                    

Dehşet içinde Bay Malik olduğunu iddia eden genç adama baktım. Böyle birinin bir akıl hastanesi işlettiği aklımın ucundan bile geçmezdi. "Ah, öyle mi?" diye sordum istemsiz bir şekilde. Sanki kendi kendime konuşur gibiydim.

Eğlenircesine sırıttı. "Nasıl birini düşlediğinizi merak ettim, Bayan Cooper."

Bir elimi havaya kaldırarak saçlarımla oynadım. Yani, doğruyu söylemek gerekirse bir okul müdürü nasılsa, onu da öyle düşlemiştim. Bilirsiniz, hafif bir göbek ve saçsız bir kafa. En sonunda "Genç olmayan birini," diye cevap verdim.

Bay Malik, yaptığı tek eylem sadece buymuş gibi tekrar sırıttı. "Ben de genç sayılmam, ha? Yirmi sekiz yaşındayım."

Bu sefer ben de gülümsedim. "Yirmi sekiz o kadar da yaşlı sayılmaz."

Gülümseyişi, yüzünden yavaş yavaş silindi. Şimdi daha ciddiydi fakat yine de sohbet için açık görünüyordu. "Odama geçmeye ne dersiniz?"

Kesinlikle evet derdim. "Tabii ki."

Ve sonunda, benim bir türlü bulamadığım müdürün, yani Bay Malik'in odasına girdik. Sadece on-on beş adım ilerideydi.

"Şöyle geçin."

Bay Malik'in gösterdiği yere, masasının hemen önündeki deri koltuğa oturdum. Sonunda popoma yer bulmama sevinmiştim.

"Bayan Cooper, ben işlemlerinizi bilgisayara geçerken siz de kendiniz hakkınızda birkaç şey anlatmaya ne dersiniz?"

Yutkundum, ardından kabul edercesine başımı salladım. Tanrım, hala biriyle doğru bir iletişime geçebildiğim için şaşkındım. "İsmim Rachel. Rachel Cooper. Seattle'da ailemle yaşıyorum. Fakat şimdi burada yalnızım. Yirmi üç yaşındayım."

Bay Malik kafasını sallayarak birkaç kağıdı karıştırdı. "Evli misiniz?"

Bu soruyu beklemesem de yanıt verme mecburiyetinde kalmıştım. "Nişanlıyım."

Bana kısa, delici bir bakış atıp tekrar işine yöneldi. Ben ise çekingen bir şekilde parmaklarımla oynuyordum. Evet, benim bir nişanlım vardı ve ismi Thomas'tı. Yaklaşık iki yıl önce tanışmıştık ve şimdi de evlenmeyi düşünüyorduk.

"Daha önce hangi hastanelerde çalıştınız?"

Yeni bir sorunun gelmesi üzerine Thomas'ı aklımdan çıkardım ve yanıtladım. "Sadece bir klinikte çalışmıştım."

Dudaklarını yaladı. "Klinik size mi aitti?"

"Hayır."

Kısa bir tebessüm ederek bilgisayara döndü ve birkaç şeye tıkladıktan sonra ayağa kalkıp çıktı aldı. O bunlarla ilgilenirken, ben ise onu süzmeye devam ediyordum. Bay Malik, ha? Bradford Akıl Hastanesi'nin müdürü. Gerçekten bir şaka gibiydi. Onu, buranın müdürünün bir oğlu olarak düşünebilirdim fakat bu çok saçma geliyordu. Genç gözüküyordu -hatta gençti-, o takım elbisenin içindeki rahatlığı bile, gözle görülebilir şekilde barizdi.

"Burayı imzalamanız gerek."

Düşüncelerimden sesi sayesinde ayrıldım. Parmaklarının arasında mavi mürekkepli, şık bir kalem duruyordu. Onu tedirginlikle alırken, derisine dokunmamı göz ardı etmeye çalıştım. Kısacık bir dokunuş bile beni farklı hissettirmişti. Biraz korku? Biraz merak? Sıradışıydı.

Numb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin