11 / numb

5.3K 364 100
                                    

Bedenim soğuk soğuk terler dökerken aklımı kaçıracak gibiydim. Düştüğüm durum tek kelimeyle berbattı... Rafa tutunarak bir şeyler düşünmeye çalıştım. Pekala, karşısına çıkıp hiçbir şey olmamış gibi mi davranmalıydım, yoksa saklanmaya devam mı etmeliydim?

Yumruk yaptığım ellerimi serbest bırakırken, bir yandan da soğukkanlı olmaya çalışıyordum. Birinci seçenek elbette daha uygundu ama yapacak en ufak bir cesaret kırıntısı dahi yoktu bende.

Fakat ya rezil olmuş bir şekilde beni bulmasına izin verecektim, ya da karşısına çıkıp yaptığımın arkasında duracaktım.

Elbisemi aşağı doğru çekiştirerek tüyler ürpertici gölgeye doğru ilerledim. Artık bu soğuk ve rutubetli arşiv odasında onun alaycı sesi değil, benim topuklu ayakkabılarımın zemine vuruş sesi yankılanıyordu. Titrek nefeslerim, hızlı artan kalp atışlarım ve duyduğum nabız seslerim aniden kesilmişti. Her ne olmuşsa, o cesaret kırıntıları geri gelmişti.

Büyük pencereden sızan arsız ışık hüzmesi ona doğru vurduğundan, bedeninin ve yüzünün yarısı aydınlıktı. Elmacık kemikleri öylesine belirgindi ki, yanaklarındaki çukurlar dikkatimi çeken ilk şey olmuştu. Bir elini yumruk yapmış, diğer elinide yaptığı yumruğun etrafına sarmıştı. Parmakları ise her zamanki gibi yüzüklerle çevrelenmişti.

"Dedektifçilik oyununuzu böldüğüm için üzgünüm ama bilirsiniz; kurallar."

Omuz silkip konuştuğunda gözlerimi kıstım. Bende kollarımı birleştirmiş bir şekilde göğüs hizamda tutuyordum ve bir bacağıma ağırlığımı vermiştim.

"Burada olduğumu-"

"Kameralar."

Net cevabıyla çenemi kastım. Lanet herif. Beni mi gözetliyordu?

Yanından sıyrılıp odadan çıkma isteği ağır bassa da, birden kapıyı kilitlemiş olduğu aklıma geldi. Fakat anahtar bende de vardı ve eğer hızla kapıya ulaşabilirsem açmayı başarabilirdim. Bana engel olamazdı.

Tam bir adım atmaya kalkmıştım ki, katı sesiyle donakaldım. "Eğer tek bir adım dahi atarsanız, sizin aleyhinize olur."

Onu dinlemedim. Seri adımlarımla ilerledim ve elimdeki anahtarı canımı yakma raddesine gelinceye dek sıktım. Kapıya ulaşmama sadece birkaç adım kalmıştı. Fakat kolumda, daha sonra da sırtımda hissettiğim acı amacıma ulaşmamı engelleyen tek şey olmuştu.

"Ah!"

Kollarım eli tarafından sımsıkı bir şekilde tutulduğunda, yüzü aniden yüzüme doğru eğilmişti. "Sizi uyarmıştım."

"Bırakın," dedim tıslarcasına. "Hemen."

"Bu kadar hırçın olmak iyi değil, Bayan Cooper."

Numb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin