6 / numb

6K 369 74
                                    

Ellerim, yüzümün iki yanında duvara yaslıydı. Yanağım soğuk, beton zemindeydi ve dudaklarım aralıkken göz kapaklarım titreşiyordu. Sigara ve erkeksi bir kokunun karışımının beni bu kadar mest edeceğini düşünmezken, bu kokuyu ömrümün sonuna kadar soluyabileceğim gerçeğini yeni anlıyordum.

O buradaydı. Tam arkamda. Duvardaki ellerimi elleri altına koymuş, her hareketinde ve fısıldayışında, dudaklarımdan ismini söylememe sebebiyet veriyordu. Ensemdeki tüylerin kabardığını hissedebiliyordum. Her öpüşünde çıkan o ılık ısı ve ses, bedenimi baştan aşağı titretiyordu.

Elleri ellerimden usulca ayrılırken, kollarıma kadar yol izlemeyi unutmamıştı. Öpücükleri şimdi boynumda, çenemin hemen yanında ve yanağımdaydı. O sırada ellerinin göğüslerime ulaştığının farkında bile değildim. Boğazımdan büyük bir sesin çıkmasına hâkim olamayınca, arkamdaki bedeninin zevkle kasıldığını ve bana daha fazla yaslandığını fark ettim. Gülümseyişini hissedebiliyordum. Onu hissedebiliyordum.

Arkamdan, bedeninin yavaşça yere doğru indiğini anladığımda, diz üstümde biten bordo renkli elbisemin eteklerinde parmaklarını hissettim. Parmakları ve elbisem, onunla beraber yukarıya, eski yerini aldı. Bacaklarımdaki çıplaklık şimdi daha da fazlalaşırken, sıcaklığa ihtiyaç duyup kendimi ona doğru itmem saniyelerimi almıştı.

Sol eli yüzüme doğru uzandı ve dudaklarımın üzerini buldu. Ben ne olduğuna yetişemezken, sağ elinin kalçalarımı sıkıp çamaşırımı indirdiğini hissetmemle gözlerim hızla açıldı. Kulağıma fısıldadı, ardından güven verircesine kulağımın arkasını öptü. Ben ise bunun yanlışlığını sorgulamadan ellerimi arkamdan onun boynuna yerleştirdim.

Fakat arşiv odasının kapısının aniden açılacağını ve Thomas'ın bizi böyle görebileceğini hiç düşünmemiştim.

Yataktan fırlayarak uyandığımda, yaptığım tek şey klozetin kapağını açıp kusmak olmuştu. Terler içerisinde kalmıştım. Saçlarımı omuzumda topladım ve sifonu çekip suyu açtım. Soğuk. Soğuk bir suya ihtiyacım vardı. Ellerimi, ardından defalarca kez yüzümü yıkadım. Bu süreç boyunca önümdeki aynaya bir kez bile bakmamıştım. Nasıl bakabilirdim? Gördüğüm rüya -belki de kabus demeliyim- kendimden utanmamı sağlamıştı.

Bu nasıl olabilirdi?

Odaya girdim ve yatağımın üzerini hızla örterek dolaba yöneldim. O yatağı görmek bile midemi bulandırmaya yetmişti. Ve saat kaç olmuştu? Ah, erken de uyanmış olabilirdim, geç de. Şu an ikisinin ayrımını yapamayacak kadar hissizdim. Dolaptan geri çekilerek atak bir hareketle salona koştum ve telefonumu alarak ekranda gözüken saate baktım. Tahmin etmeliydim, tam yirmi dakika geç kalmıştım.

Numb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin