✨️İyi okumalar.✨️
✨️✨️✨️
İstanbul'a dönmüştük. Gece'yi yerleştirdikten sonra bavullarımızı almıştık arabadan. Odalara bırakıp tekrar salona dönmüştük. Yaz bitmişti, tahminlerimizdeki gibi bir ay falan kalmamıştık. Bütün yaz kalmış ve okulun açılmasına iki hafta kala gelmiştik.
"Çok yorgunum." Diyerek kendimi koltuğa attığımda Alperen mutfağa girmişti. Televizyonda biraz kanalları dolaşırken Gece oyuncaklarıyla oynayarak evde koşturuyordu. Arada parkede kayıyor bir yerlere çarpıp hırlıyordu.
"Al bakalım." Diyerek bana uzattığı bardağa bakarken şaşkınlığımı saklamamıştım. Hangi ara yapmıştı bu çayı?
"Ne ara yaptın bunu?" Dediğimde gülüp yanıma oturmuş ve kolunu başımın arkasına yerleştirdiğinde başımı ona yaslayıp daha çok yaklaşmıştım.
"Yolda aldığımız paket çaylardan. Alışveriş malzemelerini de yerleştirip evi bugünden temizleyelim bence. Yarın dinleniriz, geç de kalkarız. Ne dersin?" Dediğinde onaylayıp çaydan bir yudum almıştım.
"Olur, daha iyi olur hatta. Çok yorulacak olsak da dinleneceğiz zaten." Dediğimde yüzünü saçlarıma dokundurup kokladığında başımı kaldırıp gülümseyerek yüzüne bakmıştım.
Ona okulla ilgili fikrini sormuştum yazın, üniversite sınavı yaklaşmadan önce. Okula gitmek isteyip istemediğini sormuştum. Lise veya daha öncesini okumadığı için sahte bir okul bilgisi hazırlayabilirdik.
Benim okuduğum okulda iki yıllık mimarlık okumak istemişti. Bu yüzden biz de onu Haziran'da sınava sokmuştuk. Kazanmayacak olsa bile girmek istemişti ki, evde ona her gün ders çalıştırıyordum zaten. Kazanabileceğini düşünüyordum.
Sınav sonucu mükemmeldi. Hiç okul okumamış birine göre çok iyiydi ki, zaten 2 yıllık okuyacağı için çok puana ihtiyacı yoktu. Benim üniversitemi kazanmıştı. Ekim'de, yani 2 hafta sonra o da okula başlıyordu. Çok heyecanlı olsa da bana çaktırmamaya çalışıyordu.
"Almila, okula birlikte mi gideriz?" Dediğinde gülmüş, çayımı içmeye devam ederken cevaplamıştım.
"Ders programına göre, aynı günler dersimiz var. Birlikte gideriz yani." Dediğimde neşeyle kıpırdanmıştı. Aynı üniversite ve ortak derslerimiz vardı. Benim de onun da hafta içi her gün dersimiz vardı. Saatler de uyuyordu.
Biraz televizyonda gezindikten sonra kalkmıştık. Evi temizleyip eşyaları yerleştirmiştik. Kıyafetlerimizi de yerleştirip kirlileri makineye attıktan sonra işimiz bitmişti. Duşa girip rahatladıktan sonra akşam olmuştu bile.
Yiyecek bir şeyler sipariş edip onu da yemiştik. Alperen duştan çıkana kadar ben de yediklerimizin pisliğini temizleyip Gece'nin ihtiyaçlarını da hallettikten sonra koltuğa rahatça yatabileceğimiz kadar yer açmıştım.
Alperen duştan çıkınca da oturup biraz film izledikten sonra yatar pozisyona geçmiştik. Uykum geldiğinde kendimi tutmamıştım. Alperen'e dönüp bana dönük olduğu için başımı göğsüne yaslayıp kolumu beline dolamıştım.
O da bana sıkıca sarıldığında televizyonu kapattığını duymuştum. Gece muhtemelen bir yerlerde uyumuştu. Neyse ki çok uslu bir kediydi, arada evi yıkacak kadar koşturuyordu ama olsun, tek tük yaramazlıkları dışında çok usluydu. Evde olmadığımızda hiç ağlamıyordu ve biz gelince de ilgimizle onu keyiflendiriyorduk.
***
Gözlerimi açtığımda birkaç saniye uyanmaya çalışmıştım. Her yerim ağrıyordu yorgunluktan ama tatlı ağrılardı. Duvardaki saate baktığımda saatin 12 olduğunu görmüştüm. İyi uyumuştuk. Biraz daha uzanıp kalkmıştım.
Alperen hala uyuyordu, yüzümü yıkayıp sessizce mutfağa geçmiştim. Kahvaltıyı hazırlayıp yine aynı sessizlikle Alperen'in yanına gitmiştim. Yanına oturup alnına dökülen saçlarını nazikçe itekleyip yüzünü izlemiştim bir süre. Çok güzeldi.
Alnına minik bir öpücük kondurduğumda irkilip gözlerini açmıştı hemen. Beni görünce şaşkın yüzü gülümsemeye dönüşmüştü. Kollarını açıp beni kendine çektiğinde neşeyle gülmüştüm ve yanağımdan öpmüştü.
"Hadi, kalk kalk. Kahvaltı hazır, mis gibi İstanbul Sefası yaptım. Hadi yüzünü yıka ve gel." Diyerek beni bırakıp kalkmasıyla ben de ayaklanmıştım.
Çayları koyup ayağıma dolanan miniğimin mamasını kontrol etmiştim. Geç kalktığımız için acıkmıştı. Mamasını doldurup onu oraya bıraktıktan sonra suyunu da tazelemiştim.
Uyanır uyanmaz süt içirmiştim tabii ama yaş mama da yiyebiliyordu. Alperen gelip yerine oturduğunda kahvaltımızı yapmaya başlamıştık. Olacaklar hakkında konuşurken oyalana oyalana yapmıştık kahvaltımızı.
✨️✨️✨️
✨️Yorumlarınızı bekliyorum.✨️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Kedisi ✨️
FantasySokak kedisi gibi yağmurda ıslanmış ve muhtaçtı. Onu orada öylece bırakamazdım.