Yine taşınmıştık. Yine yeni ev,yine yeni okul ve yine birçok ilk kez tanıyacağım ve yabancı davranarak beni anlamaya çalışan bir sürü insan... Hayatımın yarısı kadar ev değiştirmiştik. Her seferinde'anne yeter bu son olsun!' diye itiraz etsem de anne ve babamın ani ve değişik kararları üzerine hep değişik yerlere taşınıyorduk. Bu seferki evimizde kiracı değildik. Kendi evimizdi fakat bunun da iyi olmayacağını düşünüyordum. Babamın emeklilik zamanı gelmişti ve eğer bu evden taşınmazsak artık üniversiteye kadar Hatay'da,aynı ilde,yaşayabilirdik.
Okulum için tercihlerim bitmişti. Lise hayatı beni bekliyordu. Heyecan,merak ile karmakarışıktı duygularım. Karnımdaki kelebeklerin yoktu haddi hesabı. Taşındığımız evin etrafı beton yığınlarını değil de birkaç ağacın,yeşilliğin bulunduğu bir yerdi. İnsanlığı görmüştüm şu kısa zamanda burada. Komşular,güler yüzle insanların yüzüne bakan insanlar vardı.
Evi yerleştirmek yormuştu bizi. Her ne kadar bazı şirket çalışanlarından yardım alsak da zorlamıştı. Koltuklar,yataklar,bardaklar,tabaklar..Bunca eşya aradından kaybolmuştuk adeta. Her bir işi yaparken,düzeltirken sürekli düşünüyordum,merak ediyordum etrafı,insanları bu ilçeyi ve bu ili... Yeni,belki çok güzel belki en berbatından bir hayattı beni bekleyen. Nasıl olacağını merak ededurdum. Mutluydum,üzüntüler beni beklerken... Belki çok korkacaktım. Belki meraklanacaktım. Belki de sinirlenecektim. Olacakları bekledim...
Çok uzak değildi belki de. Bilemezdim. Başımı oturduğum koltuktaki üst üste duran kırmızı kırlentlere koydum.Tatlı,veyahut acı bir uyku çekmek üzere...