Güzel olaylara yaşasaydım keşke hep... Yüzüm korkmuş veya üzgün değildi busefer;Gülüyordum.Babam ve ağabeyim de öyle.
Okula geri dönmemizi istemişti babam. Böylesine bir olaydan sonra okula dönmek garipti lakin ağabeyimle okul yolunda yürümek huzur vericiydi. Elleri cebperinde çantası sırtından düşmek üzereydi. Yere bakarak yavaşça yürüyordu ve başımı biraz eğip dikkatimi ona verdiğimde ağzı kulaklarında olduğunu kolayca farkedebilmiştim. Acaba hep baba özlemiyle miydi? Ya da sadece "mutlu"mu olmuştu? yaşadığı şeyi kendi de kendisine açıklayamıyorolmalıydı. Mutlu görünüyor oluşu bana ve vicdanıma yeterliydi. Bir yandan da böyle bir şeyi annelerimizin öğrenmesini düşünüyordum. Annesi anlatılanlara göre çok da iyi bir kadın olmasa gerekti. Lakin bir yandan da düşündürüyordu;Bir insan niçin annesini sevmesin ki? Sonra kendi annemi düşündüm. Böyle bir olaya ne tepki verirdi? O da mutlu olurdu tabii. Olmalıydı da...Babamın o an gözlerindeki ışıltıyı görmek bana onun ne düşündüğünü merak ettirmiyordu. Yıllar sonra oğluna kavuşmuştu. Kavuşturan da kendi kızıydı üstelik.Benim gibi şaşkın hissetmiş olmalıydı. o da.
Okulun girişine geldiğimizde yerdeki yüzünü kaldırıp bana baktı ve,
-Önden buyur kardeşim,dedi.
İlk defa yüzünde bir gülümseme vardı bana karşı. Tebessüm etmekten kendimi alıkoyamamıştım. Girmek üzereyken arkamdaki sigara kokusu ağır basmıştı bir anda. "Çömez!" diye bir ses de yanında duyulmuştu. Arkamı döndüğümde sigara dumanı bütün acılığıyla genzimi yakmıştı. Yüzüme üfledii dumanı tekrar içine çekti sigarasından.
-Ooo kimler varmış...
-Berk ne istiyorsun?
- Eski, güzel hayatımı.
-Yakında kavuşman temennisiyle. Hadi gir Feride.
Berk'in yanındaki alaylı ses de susmamıştı,
-Feride,sen kalıyorsun.
Ağabeyim o sırada dönüp kaşlarını çattı,
-Kimse kalmıyor!
-Aaa Ferit(!) Ablacığınla böyle konuşmak... hiç oluyor mu?
-Kaçıncı kimliğinde yaşıyorsun ?!
-Çok konuşuyorsun üvey,sahip ol çenene.
Ağabeyim elimi tuttu ve boş bulunduğum bir anda beni kendisine çekti. Korkuyla başımı kaldırdığımda Eslem elini yumruk yapmış bir şekilde bize bakıyordu. Berk ise kenardan gördüğüm kadarıyla 2. sigarasını yakıyordu. Okul zili bir anda çalınca aradaki küçük sessizliği bozmuştu.
-Feride sen gir. Benim bazı işlerim var.
Ne olduğunu anlayamamıştım. Ne olmuştu birden böyle. Ya ağabeyimin ne gibi bir işi olabilirdi. Çok mu saftım yoksa onlar mı gizemli idiler,anlayamamaya devam ediyordum. Birden sinirle bağırdım,
-Ama ağab-
sözümü kesen Eslem'in kahkahası olmuştu.
-Tamam,ben Feride'yi bizim üveye benzetirdim ama... Sen,kardeş bellemişsin?
Tek kaşı havada ahkam kesiyordu kendince.Bir an için ağabeyimle göz göze gelmiştik. Ona endişeyle bakarken sadece gülmüştü.
-Evcilik oynamıyoruz burada. Bu kadar yakın olmanız batıyor bana. İki ezikten kuvvet de çıkmaz ama...Birisi mağdur.Diğeri neden ispiyonlamasın?
Yine çok garip konuşulmuştu bulunduğum ortamda. Haydi mağdur ağabeyim olsun,peki ya ben, ben ne biliyodum ki ispiyonlayabilecektim?
Sonra anımsadım; Feride' ye,ablama,yaptıklarını biliyordum. Hain planlarını...