Eve vardığımda yorgunluktan ölecek gibi hissediyordum. Annem kapıyı açtığında elindeki gümüş halhallala duruyordu. "Nereden aldın bunları? Güzellermiş." dediğinde açıklamak istermiş gibi devam etti"Masanın üzerindeydi."
O halhallar... Neden bendeydiler? Hayatımda bu aralar istemeden çok fazla şey elde ediyordum. Belki halhaldı belki nefret belki de kızgınlık...
En son ne zaman içten gülmüştüm? Tamam,belki de çok olmamştı lakin başıma gelen her olayda seneler sürmüş gibiydi her günüm. Başımda onca düşünce dönüyorken ne yapabileceğimi bilemez haldeydim. Yine.
Üzerimi değiştirdikten sonra işinden dönen babacığımın yanına oturdum. Evde bir kasvet havası var gibiydi. Annem erkenden uyumuş babam ise elindeki kitaba bakıyordu. Merdiven başında hiç ses çıkarmadan onu izlemeye koyuldum. Belki bir belki beş belki on dakikadır onu izliyordum. Dakikalardır aynı sayfanın aynı cümlesine bakıyor gibiydi. Yanına yavaş adımlarla yaklaştım. Camdan dışarı bakan sandalyesine oturmuş hareetsizdi halen. Omzuna dokunduğumda beni fark etmemeiş olacaktı ki korkup"Sen miydin kızım? Ee, nasıldı günün?" diye sordu. Her zamanki şen şakrak sesi yerine yalancı bir samimiyetle konuşmuştu benimle. Ona"İyi misin?" diye sorduğumda derince bir nefes aldı.
-İyiyim. Neden iyi olmayayım ki...
-Baba,söyle,kötü bir şey mi oldu?
-Hiç... Kızım önemli bir şey yok.
-Baba lütfen. Ben senin biricik kızın değil miyim?
-...
-Baba!
-Hastanede bir trafik kazası geçirmiş,senin yaşlarında bir kız geldi dün. Geldiğinde durumu ağırdı ve bugün kaybettik. Beni etkileyense... O kızın sana o kadar çok benzeyişiydi ki! Adı da Feride imiş. Seni bir an öyle düşününce...
Babama kocaman sarıldım."Ben buradayım." diyebilmiştim yalnızca... Devam etti;
-Kötü tarafıysa kızın ne anne ne babası bilinmiyor. Tek başınaydı. Yavrucak,geldiğinde açtı,kirliydi. Allah bilir ya, başına ne geldi... Neyse,sana dert anlatmaya gelmez. Git dersine çalış. Haydi benim güzel kızım.
Başımı sallayıp yanından ayrıldığımda hüzünle dolmuştu içim. Odama çıktığımda yatağımın üzerinde titreyen telefonumu fark ettim. Kimin arayacağını tahmin etmezken Eslem yazısını görünce açıp açmamakta tereddüt etmiştim. Telefonumla bakışırken sonunda açtım. Kulağıma götürdüğüm andan itibaren kulak zarımı patlatan bir sesle karşı karşıya kalmıştım. Eslem kızgınlıkla bir şeyler saçmalıyorken arkadan Berk'in sesi duyuluyordu."Hep sizin yüzünüzden! Baban öldürdü kardeşimizi! Senin baban bi'katil !"
Anlayamayıp istemsiz olarak başımı iki yana salladım. Ağzım kapalı telefona odaklanmışken ses birden kesildi. Donakalmıştım.