Küçük Karanlık Oda

151 6 2
                                    

Gözümü açtığımda ellerim siyah bir iple sıkıca bağlanmıştı. Okul kıyafetlerim ise çamur olmuş,saçlarım dağılmıştı. Başörtümü aradım,bulamadım. Bir odadaydım ve fazla karanlıktı. Buz gibi beton zeminde ellerim ve ayaklarım bağlanmış bağırmamam için ise ağzım beyaz olduğunu sandığım ince bir bezle bağlanmıştı. Küçücük bir pencereden az uz bir ışık vuruyordu bu minik odaya. Doğrulmaya çalıştım. Ellerim ile arkama destek yapıp kalkabildim. Kafamı arkaya doğru yaslayıp çaresizce bekledim. İyice dalmıştım ki bir hapşurma sesi geldi. Genç bir kızınki kadar çelimsiz...Aklıma aniden Eslem geldi. Konuşamıyordum. Etrafa göz attım ve aniden kapı açıldı. Gelen Eslem idi(!) Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. "Eslem! Yaşıyorsun"demek istesemde yalnızca bakabilmiştim.
Eslem konuşmak istememi anlarcasına kendisini işaret etti ve baş parmağını kaldırdı ardından elini ağzına götürdü ve elini olumsuz anlamda salladı. Bu,konuşamadığı anlamına geliyordu. Yavaşça kapıyı kapattı ve yanıma geldi. Kapıyı kapatınca onunla gelen ışıkta kaybolmuştu. Beni çözmek için arkama geçmişti. Konuşmasını beklerken çözdüğü ellerimi önüme geçip tuttu,ağzını yavaşça araladı. Dişleride dahil ağzı siyahtı. Bir dişçiye ağzını gösterir gibi daha da açtı ve küçük pencereye döndürdü yüzünü. Ağzına dikkatlice baktım. Gördüklerim karşısında şok olmuştum: Ağzı vardı dili yok...
...
Gözlerinden gelen yaşlar olayları anlatıyordu. Anlayamadığımsa ona neden böyle yapıldığıydı... Sormak istedim lakin sarıldı ve kafasını dizlerime gömüp ağzındaki kanları pis bir bezle sildi.Ben de ağlamaya başlamıştım. Yaşadıklarım bir kabustan çok daha fazlaydı. Kendi kendime birçok kez düşündüm. Rüyada da değil gibiydim..
Düşüncelerim ve gözyaşlarımla boğuşurken birden "Eslem" diye bağıran biri duyuldu. Ses,öylesine soğuk ve ürperticiydi ki... Oda kapısı aniden açıldı. İçeriye el fenerini tutan adam,yaklaşıyordu ağır adımlarla. Başladı birden bağırmaya: " Vay vay vaay... Bir dili gidecek kız daha varmış burada haa" dalgacı ve ürpertici sesi ve dilimin gitmesi korkusu alt üst etmişti beni. Yavaş yavaş yaklaştı, kucağımda yatan Eslem'i tek hamlede eliyle sırtından tutup yan tarafa fırlattı. Korkuyordum. Yalnızdım. Sonra düşündüm; hayır,değildim. Allah yanımdaydı. Bir dua kadar yakınımda... Duaya sarıldım korkunç adama karşı.

Bana daha da yaklaşmıştı. Elindeki çakıyı ağzıma götürdü yavaşça. Bağıramıyordum. Hatta öyle ki;bazı kurbanlık koyunlar gibi razı olmuş, hareketsizce yatmıştım. "Dilini çıkar!"diye bağırdı kaba adam. Çaresiz başımı sallayıp ona karşı kendimi korumak için ağzımı açmayı istememek yerine dilimi dışarı doğru uzatmayı tercih etmiştim. İstemeden oluyordu her şey..

 Korkunç,ürkütücü bakışlarla bir dilime bakıp bir gözlerime bakıyordu. Ardından kapı aniden açıldı ve kaba adam yerle bir oldu. Can havli ile hemen doğruldum,gelen kişiye baktım. İnce uzun bir gölgeden ibaretti. Gözümü kaba adama çevirdiğimde kafasından vurulmuş yatıyordu. Sessiz ölümünün sebebi susturucu olmalıydı. Kafamı Eslem 'e çevirdiğimde ise acı ve korkudan dolayı olsa gerek baygın yatıyordu. Kafamı gelen adama çevirdiğimde kapıda değilde hemen önümde dikilmiş duruyordu. Ardından kapıdan bir ses daha geldi ve onun da ardından Eslem'in hıçkırır gibi son nefes alıp verişi... Uzun ince adam onu da susturucuyla vurmuştu. Kapıdan gelen ses ise sadece rüzgardı. Eslem'in yanına gidecek oldum. Gözlerimdeki yaşlara engel olamıyordum. Bu adam bizi kurtarmayacak mıydı? Eslem'in neydi suçu? Sorular ardı ardına sıralanırken, uzun adam kolumdan tuttu ve kaldırdı. Önüne itti ve konuşmadan ellerimi  çekmeye kalmadan bağlayıverdi. Hala ağzımı açıp konuşamıyordum. Yalnızca gözyaşlarım vardı.

 Yavaşça kapıdan çıktık. Ardımda bir yakın arkadaş ve bir de psikopat bir adamın cesedini bırakmıştım. Uzun adam kolumdan tutmaya devam ederken karanlık koridorda yürüyorduk. Dar ve bir o kadar da boş koridorda... Korkuyu vücudumun her bir zerresinde ayrı ayrı hissedebiliyordum. Neler olacağını merakla beklemekle yetiniyordum. Belki öldürülecektim işkencelerle,belki de serbest bırakılacaktım. 2.inci şık daha cazip gelse de 1.sinin olacağı muhtemeldi. Ama bilemezdim...

Üç SaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin