İsimsiz kahramanın adı söylenince sinirle karşıdan gelene bakıyordu. Turuncu saçlı ağabey yanımıza kadar gelmişti. Sataşacak gibi bir havayla kapşonlu ağabeyin dibine kadar sokuldu. İkisininde birbirlerine attıkları sinirli bakışlar oldukça ürperticiydi. Etraftaki bazı öğrencilerin gözü onlardayken Eslem kapşonlu ağbeyin kolunu tutup aniden geri çekti. "Abi!Ne yapıyorsun!" Kapşonlu abi kolunu Eslem'den kurtatrıp "Sen karışma Eslem!" diyerek onu tersledi. Eslem sinirle "Abi.." diye söylenince Turuncu saçlı ağabey söze girdi "Vay be Eslem! Sat öz ağabeyini... Hep taraf tutmadınız mı zaten!" diyerek arabaya bir hırsla girdi. Diğer yandan konuşan öğretmenlerden birinin "Haydi arabaya." ikazıyla öğrenciler arabaya doluşmaya başladılar. Sona Eslem ile ben kaldığımda,ona soru sormak için döndüğümde bana bakıp"Evet ikisi de ağabeyim. Ferit abim, annemin oğlu. " Sonasında tekrar soru sormak için dudaklarımı araladığımda"Annem sözde üvey tabii" Hiç beklemediğim şeyleri duymak normal olarak şaşırtmıştı beni. "Otobüste anlatırım diiyerek asık suratıyla otobüse yöneldi.
İki garipsediğim ağabey ve en yakın arkadaşım nasıl olurdu da kardeş çıkabilirlerdi.Şaka gibiydi. Hayır,hayır rüya gibi... Lakin rüyamı yaşadığım gerçeğini değiştirmiyordu.
Otobüse geçtiğimizde bana her şeyi anlamıştı. Üvey annesini kendi annesi gibi gördüğünü ve annesinin yokluğunu ona hissettirmediğini ve dahasını... Ağabeylerinin küçüklükten beri kötü anlaştığını,aynı evde yaşamıyormuş gibi davrandıklarını da anlatmıştı. Hala garipsiyordum. Halbuki hal tavır olarak ikisi birbirlerinin aynıydı. "Ferit ağabeyim beni çok sever,Berk ağabim de öyle tabii. Lakin ikisinin anlaşmazlığı yüzünden hep ortada kalıyorum Feride..." gözlerinden birkaç damla düşüvermiş,burnu kırmızıya kesmişti. "Ferit ağabeyime daha yakınım,çünkü daha anlayışlı ve eğlenceli birisi." İçine kapalı sessizliğinin içinde boğulan birisi,nasıl olurdu da 'eğlenceli' olabilirdi? Şaşkınlıkla kaşlarım kalkmıştı. Anlamışçasına"Eğlenceli biriydi" diye düzeltti. Ardından devam etti"Sana çok benzeyen canından çok sevdiği bir kardeşi vardı. Hatta adaştınız bile! Sesin bile onunkine benziyor. Eğer o gitmeseydi,seni o sanırdım." Dayanamayıp sordum"O nerede?" Diye. Bir an yeri buldu gözleri. "O,Ferit ağabeyimin Feridesi, geçen sene kütüphanede olan bir kazada başına darbe almış... Şu anda bizi izliyor olsa gerek..." Eslem'in son cümlesinin ardından içim cız etmişti. Sormakla onu üzmüştüm. Zaten annem hep derdi de "Fazla merak başa bela..."