6.BÖLÜM: BENİ AFFET.

1.7K 80 3
                                    

ASLI: AYDİLGE- AH BİR SEVSE

BURAK: YALIN- AŞK DİYE

SAVAŞ: ALİ ATAY- BENİ AFFET

-NAZLI-

Yok artık! İnanamıyorum. Bu adam beni delirtmeye mi çalışıyor ya? Biz şimdi resmen Savaş'la aynı okuldayız. Bir de karşıma geçip bunu bir marifet gibi söylüyor. Yok onu her gün görecekmişim de yok ona alışsam iyi olurmuş da. Of! Bu kabustan uyanmak istiyorum şuan. Zaten bana bu okulda olduğunu söyledikten sonra yanımızdan gitmişti. Burak bana korkuyla bakıyordu. Ama hiç şaşırmamış gibiydi. Sanki bu olanlardan haberi var gibiydi.

Nazlı: Burak!

Burak: Efendim canım arkadaşım. Efendim Nazlıcığım. Söyle canım.

Nazlı: Biliyor muydun?

Burak: Neyi biliyor muydum?

Nazlı: Burak! Lafı dolandırıp durma. Zaten sinirliyim. Savaş'ın bu okulda okuyacağını biliyor muydun?

Burak: Yani Nazlı şimdi şey...

Nazlı: Biliyordun tabi. Hiç bilmez olur musun! Sen bana böyle bir şeyi nasıl söylemezsin Burak ya! Benden nasıl saklarsın bunu?

Burak: Ya Nazlı biliyordum. Tamam biliyordum ama sana söylemeye zamanım olmadı gerçekten. Daha dün akşam öğrendim ben de. Özür dilerim.

Nazlı: Dileme. Benden özür falan dileme. Ne yapacağım ben şimdi ya? Her gün her Allah'ın günü karşıma çıkacak. Of!

Ben Burak'la tartışırken daha doğrusu Burak'ı azarlarken Aslı nihayet yanımıza gelmişti. Bize şaşkınlıkla bakınca Burak durumu ona özet geçti. Aslı da en az benim kadar şoka girmişti. Ben şoktan çıkar çıkmaz Aslı'yı kolundan tuttuğum gibi okula soktum. Derse girdik. Aslı dersi dinleyip notlarını alıyordu. Ama ben sadece bedenen bu sınıftaydım sanki. Ruhum, aklım, kalbim de Savaş'taydı. Bana ne yapmış olursa olsun ben onu aklımdan da kalbimden de söküp atmayı başaramamıştım. Evet denedim, çabaladım hatta çok uğraştım ama başaramadım. O öyle bir hakimiyet kurmuştu ki kalbimde, onu oradan çıkarmak imkansızdı. Ama bana yaşattıklarını da unutamıyordum. Bu öyle bir ikilem ki içinden çıkamıyorum. Onu seviyorum ama affedemem. En azından şimdilik... Ya yanılıyorsa ya bunların hepsini geçmişte yaptıkları için vicdan azabı duyduğu için yapıyorsa? O zaman bir daha toparlayamam kendimi. Bu yüzden Savaş Bey'in sabrını ölçüyorum. Bakalım daha ne kadar dayanabilecek? Aslı seslenince yavaşça ona dönüyorum.

Nazlı: Dalmışım canım. Ne diyordun?

Aslı: Kantine gidelim mi diye sormuştum. Burak bizi bekliyormuş da.

Nazlı: Tamam olur.

Kantine gider gitmez her zamanki masamıza oturduk. Burak da kalkıp bize kahve aldı. Ona kızgın değilim Savaş konusunda. Sonuçta kuzeni yani. Atsan atılmaz satsan satılmaz. Burak bana seslenince ona bakıyorum.

Nazlı: Efendim Burak? Söyle canım arkadaşım.

Burak: Sen bana kızgın mısın hala? Bak vallahi Savaş'ın bu okulda okuyacağını ben de yeni öğrendim. Ne olur kızma bana.

Nazlı: Tamam tamam. Sakin ol önce. Hayır kızgın değilim sana. Ben sana hiç kızgın kalamıyorum ki zaten ya.

Burak: Birtanesin sen ya. Kızlar bu akşam karaoke yapmaya gidelim mi?

Aslı: Ya ne güzel olur aslında. Gidelim mi Nazlı?

Nazlı: Arkadaşlar ben çok yorgunum. Keyfim de yok zaten. Siz ikiniz gidin ve benim yerime de eğlenin olmaz mı?

AMA SENİ SEVİYORUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin