10.BÖLÜM: İYİ GECELER PRENSES.

1.6K 84 23
                                    

-SAVAŞ-

Sinemaya gelmiştik ama benim hala aklım o Ali denen herifte. Ben filmi izlemek yerine Nazlı'yı izlemeyi tercih ediyordum. Nazlı benim onu izlediğimi fark edince "Filmi mi izleyeceksin yoksa beni mi?" diye sordu. Cevabım tabi ki de onu izlemek. Tam filmi izliyorken yavaşça kulağına eğildim. "Ali kim?" diye sorduğumda oldukça şaşırdı. Bana doğru döndü. Sadece bir nefes uzaklığımda duruyordu öylece. Gözlerine bakıyordum, sorumun cevabını almak için. Gözlerime bakmayı bıraktı ama bakışları dudaklarıma kaydı bu sefer. Tam ben de onun dudaklarına bakmaya başlamıştım ki hızlıca kafasını çevirdi. Filme bakmaya devam ediyordu ama ben tekrar sordum.

Savaş: Ali kim?

Nazlı: Ali benim yani Aslı'yla bizim çocukluk arkadaşımız. Ben Ali'yle büyüdüm. Ali benim abim, kardeşim, dostum, dert ortağım... Kısacası Ali benim her şeyim. Hayatımdaki en değerli insanlardan biri. Neden bu kadar merak ediyorsun bunu?

Her şeyim demesi canımı biraz sıksa da en azından Ali'nin Nazlı'yla sadece arkadaş olması beni rahatlatmıştı. O da şimdi kendi sorusunun cevabını merakla bekliyorken gülümsedim. Kulağına eğildim yavaşça.

Savaş: Çünkü seni kıskanıyorum. Hem de çok kıskanıyorum. Elimde değil Nazlı ya. seviyorum seni. Çok seviyorum.

Bu cevap onu mutlu etmiş gibiydi. Gülecek gibi oldu ama hemen sildi yüzündeki o ifadeyi. Ciddi haline döndü tekrar. Hiçbir şey söylemedi. Filmi izlemeye başlıyordu ki 5 dakikalık mola verildi. Nazlı molalardan nefret ederdi. Lisedeyken yani.

-FLASHBACK-

Bugün Nazlı'yla sinemaya gidecektik. Okul çıkışında benim arabamla yola koyulduk. Nazlı hemen radyoyu açtı. Arabada oluşan sessizliğe dayanamazdı hiç. Çıkan şarkı güzeldi. Keyifle eşlik etti Nazlı şarkıya. Arada bana bakıp gülümsüyordu. Ben de sahte de olsa gülümsemeye çalıştım. Nazlı'yla bir iddia yüzünden çıkmaya başlamıştım. İlk başta o da diğer kızların aynısıdır diye düşünüyordum. Ama yanıldığımı fark etmem uzun sürmedi. Onu üzmeyi istemiyordum. Artık iddia falan da umrumda değildi. Ama bu işten nasıl sıyrılacağımı hiç bilmiyordum. Düşünceler aklımı kurcalarken geldiğimizi fark ettim. Arabayı park edip içeriye girdik. Sinema salonun olduğu kata çıkınca Nazlı hemen vizyondaki sinema filmlerine bakıp hangi filmi seçeceğini düşünmeye başladı. Yanına gittim. Gülümseyerek bana döndü. Parmağını film afişlerinden birine doğru tutup "Buna girelim mi? Lütfen." dedi. İtiraz etmedim ve biletleri aldım. Ben ve romantik komedi... Yok artık yani! Ama el mahkum katlanacağız Nazlı Hanım için. Mısırları alıp filmin olduğu salona girdik. Yerlerimize oturur oturmaz film başladı. Nazlı kahkahalar atıyordu her komik sahnede. Bu hali hoşuma gitmişti. Onu izliyordum resmen ama o bunun farkında bile değildi. Filme 5 dakikalık mola verildiğinde kafamı hemen boş beyaz perdeye çevirdim. Filmi izlemediğimi anlamasın yani. Nazlı sıkıntıyla ofluyordu. O az önce eğlenen kız yoktu sanki karşımda.

Savaş: Ne oldu canım? Az önce ne güzel eğleniyordun. Bir sorun mu var?

Nazlı: Yok. Bir sorun yok da ben bu film molalarından nefret ediyorum.

Savaş: Neden ki?

Nazlı: Ya filmin büyüsünü, heyecanını bozuyor bu mola olayı. Ne var yani mola falan yapmasalar? Filmin en güzel sahnesindeydik ya. Of yani! Neyse mola bitmek üzere, hadi sen de bu sefer filmi seyret.

Mola bitmişti. Yüzündeki tebessümü bozmadan filme odaklanmaya başladı. Onu izlediğimi fark etmiş miydi yani? Of Nazlı of! Ne yapacağım ben seninle?

-FLASHBACK SON-

Aklıma gelen bu anıya gülümsedim. Ne kadar da aptalmışım o zamanlar. Nazlı'nın değerini onu kaybedince anlayan bir geri zekalıydım ben. O bana aşkla bakıyorken, yanımda mutluyken ben onun kıymetini bilememiştim. Şuan o kadar pişmanım ki anlatamam. Nazlı'ya baktığımda Aslı'nın kulağına eğilmiş, bir şeyler söylüyordu. Ya film hakkında ya da benim hakkımda. Ben ikincisini tercih ediyorum tabi. Filmin molası bitince Nazlı hemen önüne döndü. Ben de onu izlemeye devam ettim. Eminim yine o günkü gibi onu izlediğimi fark ediyordu. Ama hiçbir şey söylemedi. Sadece filmi izledi. Film bitince salondan çıktık yavaşça. Nazlı hemen telefonunu aldı ve birini aradı. Konuşmalarından anladığım kadarıyla Ali'yi aramıştı. Ali yanımıza gelmiyordu. Nazlı da gideceğimiz yerin adresini mesaj olarak atacakmış Ali Bey'e! Mesajı atınca Burak "Hadi gidelim." dedi. Nazlı'yla birlikte yine motorla gidecektik yani. Bana gideceğimiz yerin ismini söyleyince "Biliyorum ben orayı ya. Gidelim hadi." dedim. Nazlı'ya kaskını uzattım ve kendi kaskımı da geçirdim kafama. Nazlı sımsıkı sarılmıştı belime. Ona göre bu bir mecburiyet olsa da ben bu durumdan gayet memnundum. Yarım saat sonra gideceğimiz yere gelmiştik. Nazlı hemen motosikletten indi. Kaskını çıkardı ve o güzel yüzü ortaya çıktı. Ben de kaskımı çıkarmıştım. Hep birlikte girdik içeriye. Ali bizden önce gelmişti. Yanına gittik.

AMA SENİ SEVİYORUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin