5.BÖLÜM: YOK ARTIK! ŞAKA MI BU?

1.9K 87 8
                                    

-SAVAŞ-

Nazlı kantinden çıkarken arkasından bakakaldım. Peşinden bile gidemedim. O son söylediği laflar canımı o kadar çok yaktı ki. Nefes alamıyorum resmen. Yüzüm yok arkasından gitmeye. Haklı çünkü. Sonuna kadar haklı hem de. Ama pes etmek yok. Nazlı'yı geri kazanmak için her şeyi yaparım. Hem de her şeyi. Hala Nazlı'nın çıktığı kapıya bakıyordum. Beni kendime getiren kişi yine Burak oldu. Omzuma elini koyduğunda transtan çıkmış gibiydim. Kendime geldiğimde masaya oturduk. Aslı hala buradaydı. Nazlı'nın peşinden gitmemişti. Ve bana çok sinirli bir şekilde bakıyor. Sanki elinden gelse beni bir kaşık suda boğacakmış gibi. Ağzını araladı. Kim bilir neler diyecek şimdi? Yandın oğlum Savaş.

Aslı: Senin burada ne işin var?

Savaş: Nazlı için geldim. Onu görmeye geldim.

Aslı: Ben sana ne dedim? O kızdan uzak duracaksın demedim mi?

Savaş: Dedin.

Aslı: O zaman hala hangi yüzle çıkıyorsun onun karşısına?

Savaş: Bak Aslı. Sen bana Nazlı'dan uzak dur dedin. Evet, bunu söyledin. Ama eğer hatırlıyorsan ben de sana ondan uzak durmayacağımı söyledim. Nazlı beni affedene kadar pes etmeyeceğim ben. Ben onsuz tam 3 yıl geçirdim. Tam 3 yıl onun adını sayıklayarak uyudum ben. Her sabah onun resimlerine günaydın dedim. Artık onsuz geçirecek bir günüm bile yok benim.

Aslı: Sen o kıza zamanında neler yaptığını unuttun galiba. O kızı ne hale getirdiğini biliyor musun sen? Her gece ağlama krizlerine girdi o kız senin yüzünden. Sen onun hayatını mahvettin. Yaşama sevincini yok ettin gerizekalı!

Aslı bunları söylerken kendime hakim olmaya çalıştım ama başaramadım. Bu sefer sakin kalamadım. Beceremedim. Sandalyeyi devirerek ayağa kalktım. Aslı şaşkın ve korkmuş bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu. Burak da öyle. Bir anda bağırarak konuşmaya başladım. Bütün kantinin gözü bizim üzerimizdeydi.

Savaş: Biliyorum! Allah kahretsin ki biliyorum! Ben ona neler yaşattığımın farkındayım. Belki de ölene kadar da bunu unutmayacak, belki ölene kadar da beni affetmeyecek. Ama ben bunların hepsini göze alarak geldim! Duydun mu Aslı beni? Burak bana her Nazlı sinir krizi geçirdi dediğinde ben etrafı kırdım, döktüm, dağıttım. Onun orada canı yanarken benim de Amerika'da canımdan can gidiyordu! Aslı sen bana istediğini söyle, istediğini yap. Ama gerçek asla değişmeyecek. Asla!

Aslı: Neymiş o gerçek Savaş Bey? Söyle de biz de bilelim.

Savaş: Gerçeği mi öğrenmek istiyorsun?

Aslı: Evet, aynen öyle. Söyle hadi.

Savaş: Ben Nazlı'ya aşığım! Hem de o iddiayı öğrendiği zamandan beri. O bana öyle bir bakıyordu ki ben o bakışlarının altında eziliyordum. Suçluluktan ya da pişmanlıktandır diye düşündüm ilk başlarda. Ama sonradan anladım. Ben ona sırılsıklam aşık olmuştum. Onu kendi yaptığım hata yüzünden kaybettim. Ve şimdi onu geri kazanmak istiyorum.

Aslı: Yalan söyleme! Sen ona aşık olsaydın Amerika'ya gitmezdin! Seven insan sevdiğini bırakıp gitmez!

Savaş: Evet, haklısın gitmez. Ama Nazlı bana o zamanlar öyle kızgın bakıyordu ki. Ben boğuldum onun gözlerine bakarken. Kendimden nefret ettim. Eğer gidersem Nazlı mutlu olur sandım. Ama ne o mutlu oldu burada, ne de ben mutlu oldum orada. Ben her gün onu düşünmekten kafayı yiyordum. Bir gün fark ettim ki onsuz yapamıyordum ben. Bana ne kadar nefretle, kinle baksa da sonuçta gözleri gözlerime değiyordu İzmir'de. Geri dönmeye o an karar verdim ve işte buradayım. Bak Aslı anlıyorum Nazlı'yı tekrar üzmemden korkuyorsun. Ama sana söz veriyorum böyle bir şey bir daha asla olmayacak.

AMA SENİ SEVİYORUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin