Merhaba arkadaşlar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar :)
Ne yani Bulut intikam almadan kalbini bütün güzel duygulara kapattı mı? Bulut'un her cümlesi kalbime siyah bir nokta bırakıyordu. Bu işin sonunda masum birinin zarar görmesini kaldıramam ben. Gerçi bu hikayede kim suçlu ki? Abime aşık olan Yağmur mu? Gizem'e aşık olan abim mi? Bu hayattaki tek varlığı olan kardeşini kaybeden Bulut mu? Hiçbirşeyden haberi olmayan Arda mı? Yoksa düşünmekten kafayı yemek üzere olan ben mi suçluyum?
İlaçlarımı alıp yatağa uzandım. Gerçekten yorucu bir gündü. Bulut bana Arda'yı nereden tanıdığımı sorduğunda 'tanımıyorum sadece bir an öyle söyledim 'gibi birşeyler mırıldandım. Neyse ki Bulut inanmış gibiydi. Umarım bu işten kimse zarar görmeden kurtuluruz. Birden kulaklarımda Bulut'un sesi canlandı 'yüreği yaralı küçük kızım' kendimi sırıtırken buldum. Ne oluyor bana böyle? Hayır Bulut'un sözlerinden etkilenmemeliyim. Benim kalbime giren tek erkek Oğuz. Ben onu kalbime mühürledim.'Uyan artık gözlerini özledim' benim bir an önce uyumam gerekiyor. Tam gözlerimi kapatmıştım ki odanın kapısı çaldı ve Bulut geldi.
"Uyumamışsın" dedi.
" Düşünüyordum" dedim.
" Ne düşünüyordun?"
"Bu işin sonunu. " diye kısaca cevapladım.
"Düşününce nasıl bir sonuca vardın peki?"dedi zaten beni dikkatle dinliyordu ama daha çok dikkat kesildi. Sanki söyleyeceğim kelimeler onun için önemliydi.
"Karanlık. Karanlıktı bir sonuca varamadım. O kadar karanlıktı ki Bulut ben bu işin sonuna dair hiçbirşey göremedim. Sonra derin.
O kadar derin ki Bulut ben bu işin sonunu göremedim. Uzun. O kadar uzun ki Bulut ben bu işin sonunu göremedim. Ağır. O kadar ağır ki Bulut ben bu işi kaldıramayacağım. Yani ben korkuyorum. O kadar korkuyorum ki Bulut bunca zaman yalnız olan ben yanımda birini istiyorum,bana sarılacak birini istiyorum. "
Bu sözlerim üzerine Bulut birden beni kendine çekip sıkıca sarıldı. O kadar sıkı sarıldı ki beni kolları arasında saklamak ister gibi.
" Korkma prenses korkma. Ben senin yanında olduğum sürece Hiçbirşeyden korkma. Herşeyin bir sonu vardır. Zifiri karanlığın bile bir sonu,en derin kuyunun bile bir sonu,en uzun yolun bile bir sonu, en ağır yükün bile bir sonu vardır prenses. Bu hikayenin de bir sonu var. "
Bulut'a daha sıkı sarıldım bu gerçekten iyi hissettirmişti. Bana birinin sarılmasına değil bana Bulut'un sarılmasına ihtiyacım vardı. Onun sahiplenici ,koruyucu kollarına ihtiyacım vardı. Ama bana neden bunu yapıyordu? Beni korumak bana yardımcı olmak zorunda değildi. Beni evine almak zorunda değildi.
" Bulut"
"Söyle prenses"
Bulut'un kollarından ayrılarak onunla göz teması kurabildim. Ama onun kolları arasından çıkmak boşluğa düşmek gibi hissettirdi.
" Bana neden yardım ediyorsun? Beni neden evine alıyorsun? Heleki böyle önemli gizli işlerin olduğu halde."
Bulut'un gözlerinden yumuşak bir bakış geçti.
" Ahh Rüya ahh. İnan bende bilmiyorum. Sadece şunu bil. Ne olursa olsun seni yanımda istiyorum. Seni korumak istiyorum. Benim kollarım arasında ol istiyorum. " dedi.
Gözlerimin içine birşey söylememi ister gibi baktı.
" Senin yanında olmak istiyorum. " dedim . Sanki benden daha fazla konuşmamı istiyordu. Daha güzel şeyler söylememi istiyordu. Ama söyleyeceğim kelimeler beni mutsuz edecekti sonra. Oğuz'a ihanet etmişim gibi hissedecektim. Mesela' bana sarıl 'demek istiyorum ama diyemiyorum. Aklıma gelen kelimeler dilime ulaşamıyor.
"Yarın Arda buraya gelecek. Sana bunu söylemek için gelmiştim."
" Nasıl yani?"dedim korkuyla.
" Arda benim arkadaşımdı. Yağmur'la arası bir ara çok iyiydi. İstanbul'a geldiğinde de ona çok yardım etmiş. Yağmur'un ev arkadaşlarına da sordum onlar da Arda'dan şüpheleniyor. Biz onu birşeyden haberimiz yokmuş gibi buraya çağırdık bir süre burada kalacak. Bende ona itiraf ettireceğim ."
" Bulut ortada kesin birşey yok. Arda yapmamış olabilir. " dedim. O masum diye avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum.
" Rüya Yağmur'u tanımıyorsun onun hayatında çok fazla erkek olmaz ki zaten. Onun hayatındaki bütün erkekleri toplasan iki elin parmağını geçmez. " dedi. Onun açısından bakınca haklıydı bir yerde.
" Peki o zaten İstanbul'da kalıyor. Neden bu evde kalsın ki?"
Bulut sinsice sırıttı.
" Evi bir harebeye dönmüşse ne yapsın? " diye sordu. Sırf bu evde kalması için evine kim bilir ne yaptılar. Artık soracak birşeyim kalmamıştı Bulut herşeyi düşmüştü zaten.
"Uyu artık. Söylediklerimi unutma ben seninleysem korku seninle olmasın. " dedi ve alnımdan yavaşça öptü.
Güne gözlerimi Efsun'un Aras'a bağırışları ile açtım. Aras tam bir çocuktu. Efsun ise Bulut dışında herkese karşı sert davranıyordu. Galiba Bulut'tan hoşlanıyordu ama Bulut'un Efsun'a pek yüz verdiği yoktu. Neden bilmiyorum ama Efsun Bulut'a yakın davrandıkça sinirleniyor Efsun'a içten içe nefret bekliyorum. Yiğit diğerlerine göre daha aklı başında daha ciddi. Bulut gördüğüm kadarıyla bu sıralar sadece Arda'yla ilgileniyordu. Efsun ve Aras'ın tartışmalarına göz deviryor ve' çocuk gibi davranmayın' diye azarlıyordu. İlginç olan ise kimsenin Bulut'a karşı gelmemesi. Zilin çalması ile düşüncelerimden sıyrıldım. Evet bakalım Arda kimmiş. Yiğit gidip kapıyı açtı. Uzun boylu esmer oldukça yakışıklı biri geldi. Demek Arda böyle biriydi. Bana birini çok anımsatıyordu ama kimi? Arda'nın arkasından eve biri daha girdi. Hayır hayır bu kadar büyük bir düğüm olamaz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
RomantizmYalnız kalmaya mahkum bir kız. "İntikam mı aşk mı"diye düşünen bir adam. Onlar hayatın belki en büyük acılarıyla karşılaştılar ve yalnız kalmak onlar için bir tercih değil mecburiyet.