Arkadaşlar kusura bakmayın, biraz rahatsızlandım. Normalde bölümü daha erken yayınlacaktım ama, sağlık sorunları yüzünden yayınlayamadım maalesef :/ Bu arada yeni kapak nasıl olmuş? Yeni kapak için deli arkadaşım Eceye teşekkür ederim ^^ Ecoş çok seviyom seni, hepinizi çooook seviyorum. Hepiniz canımsınız ^^ Ve farkındayım bölüm kısa oldu ama bir daha ki bölümde İstanbula dönecekler ve baya uzun olacak merak etmeyin :)
Madem kapağı hazırladı o halde bu bölüm Ece'me gelsin bitutamdeniz ^^
Bölüm sınırı : 100 Vote, 140 yorum :) Keyifli okumalar...
Hilmi Cemle kapıdan içeriye girdiğimizde etraf karanlıktı. Korkudan Hilmi Cem'in elini daha çok sıktım.Bir anda ışıkların açılması ve bizimkilerin saklandıkları yerden ''Sürpriz!'' diyerek çıkmasıyla gülümsemem yüzüme yayıldı.
Tabi ya, bugün benim doğum günümdü !
''İyi ki doğdun Sero, iyi ki doğdun Sero! İyi ki doğdun, iyi ki doğdun, Mutlu yıllar sana!'' diyip alkışladılar. Sevinçten elimle ağzımı kapattığımı bile anca fark ettim. Hilmiyle içeriye geçtik.
Begüm neşeli ses tonuyla ''E hadi, mumları üfleyip dilek tut!'' diyip ellerini çırptı. ''Boş versenize benim dileğim zaten gerçekleşti.'' dedim.
Hepsi bana anlamadığını belli eden bakışlar atarken, Hilmi Cem kolumu omzuma atıp saçlarımı öpücük kondurdu.
''E pastayı kesseydin bari.'' diyip araya giren Oflaza , herkes dönüp tip tip baktı. Omuz silkti ''Ne? Pasta çok güzel görünüyor.''
''E keselim madem..'' dedim. Ve pastayı alıp mutfağa ilerledim. Pastayı dilimledim ve tabaklara katmak için arkamı döndüğümde mutfak girişinde bana merakla bakan Begüm, Sahra, Oflaz ve Merveyle karşılaştım. ''Şimdi bir şey sormayın. Sonra hepsini tek tek anlatıcam.'' diyip tabakları aldım.
Pastaları katıp içeriye geçtik. Herkes normal bir şekilde pastalarını yerken Begüm ve Anıl birbirlerine pasta yiyip kıkırdıyordu. Herkesin onlara baktıklarını fark edince normal bi şekilde yemeye başladılar. ''Durun durun..'' diyip ayağa fırlayan Merveyle irkildim. ''Hediyeleri unuttuk.'' diyip içeriye fırladı.
Herkes teker teker odadan çıktı ve Hilmiyle biz de yalnız kaldık. Çok geçmeden içeriye geldiler. ''Evet açılışı benimle yapıyoruz.'' diyip sırıtan Anıla gülümsedim. Arkasında sakladığı paketi çıkartıp bana uzattı. Hediyeyi açtım ve içinden tüm Galatasaray oyuncularına imzalatılmış forma çıktı. ''Yaa, çok sağol enişte.'' diyip Anıla sarıldım.
''Önemli değil baldız.'' dediğinde ayrıldık. Bu sefer de Begüm bir kutu uzattı ''Bu da benden dünyanın en tatlış sister'ına gelsin.'' dedi. Kutuyu alıp açtım ve Sneijder imzalı olan Galatasaraylı top! ''İnanmıyorum! Begito cansın!'' diyip Begüme sıkıca sarıldım.
''Doğum günün kutlu olsun aşkım.''
''Çok sağol kuzum.'' diyip yanağından öptüm.
''Bu da benden, ayak üstü oldu ama olsun.'' diyip elindeki küçük kutuyu uzatan Sahraya gülümsedim. ''Ya ne gerek vardı Sahra?''
''Vardı vardı.. Hadi aç artık.'' dedi. Kutuyu açtım ve içinden üstünde küçük semboller altın sarısı bir bileklik çıktı. ''Çok teşekkür ederim.'' diyip Sahraya sarıldım. ''Rica ederim canım.''
Bileğimi uzattım ve bilekliği taktı. Gerçekten çok hoştu. Merve de ikimizin orta okulda ve geçen gün plajda çekildiğimiz resmi çıkarttırıp uzun bir kolye yaptırmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Sen Tonu |düzenleniyor|
FanficHayat acımasız bir öğretmendir, önce sınav yapar sonra ders verir.