Yeni bölümü ne zaman yayınlarım hiç bir fikrim yok ama kendi kendime bir sınır belirledim, mesela 80 oyu geçince paylaşıyım gibisinden ve biraz da ona bağlı :) Yeni kitabımı yayınladım, onu da 30 oyu geçince 2.bölümü yayınlamayı düşünüyorum. Neyse kuzucuklar öpüyorum sizi gocaman :* <3 hepinizi ayrı ayrı seviyom :)
Multimedia Bozok'un açtığı şarkı lkhlkjhşjkhl o kısmı okurken açın lkjjlh
2 HAFTA SONRA..
Abim sonunda Ankara'dan gelmiş ve onunla doya doya hasret gidermiştik. İyi haber; abim bundan sonra hep bizim yanımızda kalacakmış, kaydını İstanbul'a aldırmış. Asıl iyi haberse Begüm'ün iyileşmesi sanırım. Ama tam hala tam iyileşmediği için okula gelmiyordu, şanslı görl. Biz ise Hilmi ile uyuklaya uyuklaya okula geliyorduk. Tek korkum bir gün bu uyku yüzünden yolun kenarında sızıp kalıcaz sonra mafyalar bizi kaçırıp organ mafyalarına satacak sonra onlar da dalak,böbrek,ciğer Allah ne verdiyse bizi kurbanlığa çevirecekler.
Okula girdik ve daha dersin başlamasına 20 dakika olduğu için banklara oturduk. ''Hilmiii?'' diyip sırıttım. Tabi bana da rahat batıyor. Baygın baygın bana döndü ve bıkkınlıkla ''Efendim Sero?'' dedi.
''Yok bir şey.'' diyip kafamı başka yöne çevirdim ve kollarımı göğsümde birleştirdim ''Neden küstün şimdi güzelim?'' diye sordu. İnatla aynı yöne baktım.
''Sen benden iyice sıkıldın dimi ? Serenay şu depresyonundan çıksa da bende huzura ersem diyorsun. Hatta Begüm bir an önce iyileşsin şu Serenay belasından kurtulayım, kafam rahat etsin falan da diyorsundur.''
''O nereden çıktı ?''
''Diyorsundur sen, bıktın benden dimi?'' diyip ağlamaya başladım. Aklımı kaçırıyorum galiba, noluyo lan? Hilmi Cem'in bana sarılmasıyla ağlamayı kestim.
''Küçüklüğünden beri yanında ben vardım. Begüm yokken de ben vardım. Senden kaçacak olsam çoktan bunu tavırlarımla belli ederdim. Asıl sen benden kaçmayı aklının ucundan dahi geçirme yoksa aklını alırım kedicik.''
''Tamam ama söz ver. Beni bırakmayacaksın.''
''Söz.''
''Hoş zaten bırakmaya kalksan abime söylerim burnuna bi vurur tam tur yapar yerine gelir.'' dedim ve güldü. Zil çalınca çantalarımızı alıp sınıfa çıktık. Begüm olmadığı için Hilmi ile beraber oturduk, zaten Anıl ile araları kötüyken oturmaları pek iç açıcı olmaz.
Bozok hoca sınıfa girdi ve yoklamayı alır almaz ders işlemeye başladı, tüm sınıf uflayıp pufladı ve konuşmaya başladı. Bozok hoca bir anda dönüp ''Kim konuşuyor lan patatesler?!'' diye bağırdı ama ses gelmedi.
''Hocam 45 yaşındasınız ya hani kulaklar falan. Yanlış duymuşsunuzdur.''
''Ben 41 yaşındayım, 45 değil arada 3 sene var.''
''Hayır hocam 4.'' diyen çocuğa tüm sınıf gülmeye başladı''Tamam lan işlemiyorum ders.''diyen Bozok hocayı herkes alkışlayıp tezahüratlar atmaya başladı ''Ama tahtadan benim seçtiğim şeyi izleyeceğiz.'' diyip güldü. Tüm sınıf kabul etti ve Bozok hoca tahtayı açtı.
''Patatesle ilgili bir şey açmıyorsa bende bir şey bilmiyorum.'' diyen Hilmiye kıkırdadım. ''Alın patatesler size klipli şarkı.'' dedi ve açtı.
Herkes şaşkınca videoyu izlerken Hilmi ile ben gülüyorduk. Bozok hoca tüm ders boyunca bize o videoyu izletmişti ve sınıftan çıkarken 'patatessss' diye bağırmıştı.Bir ara gülmekten ölüyordum. Karnım feci halde ağrımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Sen Tonu |düzenleniyor|
Fiksi PenggemarHayat acımasız bir öğretmendir, önce sınav yapar sonra ders verir.