Merhaba kuzular. Sınır dolmasa da ben size bölümü tamamlayıp yayınladım. Sınır koymuyucam. Düzenleme yapmam gerek. Hepinizi öpüyorum :* Kendinize iyi bakın <3
Aradan bir kaç saat geçmiş ve Serenay Begümü aramıştı. Begüm tüm olanları Serenaya anlatmıştı.
Hilmi Cemle eve dönüyorlardı ve birden Hilmi Cem'in telefonu çaldı. Anıl arıyordu. Hemen telefonu açtı "Alo?"
"Alo? Merhaba ben *** hastanesi doktoru Alp Kırşan. Anıl Tetik için aramıştı sizi.."
"Anıla bir şey mi oldu?" dedi ve durdu. Serenay pür dikkat onu izleyip diniliyordu.
"Anıl bey ufak bir kaza geçirdi ve son arananlarda siz vardınız.. Kardeşi misiniz?"
"Hayır ama kardeşim kadar yakın.. Neyse ben ailesine habet verip o hastaneye geliyorum."
"Tamam, teşekkürler. Geçmiş olsun." diyen doktor Alp ile telefonunu kapattı. Serenay merakla ona bakıyordu. "Ne olmuş? Ne hastanesi? Ne Anılı?"
"Yolda anlatırım." diyip Serenayın elini tuttu ve koşarak durağa ilerlediler. Boş olan bir taksiye binip hastaneye gitmeye başladılar.
Araba çalıştığında Hilmi Cem hastanenin adını söyledi ve sonra ona merakla bakan Serenaya döndü. "Anıl.. Kaza geçirmiş. Hastaneden aradılar.."
Serenay eliyle ağzını kapatıp şaşkınca baktı. Sonra elini çekip "Durumu nasılmış?"
"Bilmiyorum.."
Serenay dolan gözleriyle Hilmi Ceme baktı. "Hilmi Cem, ben bunu Begüme nasıl söylerim?" dedi. Hilmi Cem sıkıca sarılıp saçlarını okşadı.
"İstersen ben söylerim." diye öneride bulundu. Serenay yavaşça geri çekilip gözlerini sildi. "Olmaz. Benim söylemem lazım." dedi.
"Tamam bende babasını aramalıyım. Hoş umrumda olacağını sanmam ya.." dedi. Serenay kafasıyla onaylayıp cebinden telefonunu çıkardı.
Begüm hemen telefonu açıp kısık sesiyle "Alo?" dedi.
"A-alo, Begüm?"
"Efendim Sero?"
Serenay zorlukla "A-Anıl.. Kaza yapmış." dedi. Begüm donup kaldı. Cevap veremedi. Sonra Serenayın "Begüm! Cevap versene." diye bir kaç kere seslenişiyle kendine geldi.
"Hangi hastane?"
...
Begüm ameliyathanenin kapısının hemen yanındaki koltuğa oturmuş Anıl'ın ameliyattan çıkmasını bekliyordu.
Beklemek.. O kadar zordu ki. Sürekli içi içini kemiriyordu. En çokta korkuyordu.. 'Ya Anıla bir şey olursa?' diye aklından geçirmeden edemiyordu. Ama öyle bir şey olursa cidden ne yapardı düşünemiyordu bile.
Düşündükçe nefesi kesiliyordu. Sürekli dua ediyordu. Ağlıyordu. Ama hala Anıldan bir haber alamıyordu.
"Ya niye bir şey söylemiyorlar? Ne oldu Anıla? Biri bir şey söylesin artık kafayı yicem!" diye bağırıp daha çok ağladı.
Yanında oturan Serenay ona sıkıca sarıldı. "Sakin ol Begüm. Anıl güçlüdür. İnan bana kurtulacak. Sana söz veriyorum."
"Söz mü? Anıl iyileşecek mi?" diyip ayrıldı. Serenay burukça gülümsedi. "Söz."
Begüm sıkıca sarıldı dostuna. Bir şeylere inandırmak istiyordu kendini. Yoksa o da biliyordu, Serenayın da elinden bir şey gelmediğini.
Herkes gelmişti hastaneye. Anılın tüm arkadaşları ; Hilmi Cem, Turabi, Sahra, Merve Aydın, Oflaz, Gökhan hatta Yiğit bile.. Ama sadece babası yoktu. Baba demeye bile utandığı babası...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Sen Tonu |düzenleniyor|
FanficHayat acımasız bir öğretmendir, önce sınav yapar sonra ders verir.