21. Bölüm

328 21 15
                                    

Sanırım "Oha yebe gelmiş! Bu yazar ne kadar da sorumsuz." dediğiniz bir zamana denk geldim. Hatta bunları dediğinizi duyar gibiyim. Hikayeyi bir süreliğine askıya almıştım. Bunu size belirtmemem çok ayıp oldu, biliyorum ama neden belirtmedim ben de bilmiyorum.

En içten özürlerimle bu yeni bölümü yazdım. Kızlar Arasında benim efsanem. Bu yüzden bu efsaneyi bırakmayacağım ve devam edeceğim.

Askıya alınma durumlarında size kesinlikle duyurular verilecektir. Kızlar Arasında ailesinin bozulmasını istemiyorum. Sanırım yeni kapak güzel olmuş. :D Ne diyorsunuz?

Kapak için teşekkürler Ebranisan :D

İpek sen unutulmazsın kankam. Ve tüm okuyucularım :D

"Bedel zamanından kastın o şey değildir umarım?" dedim korkakça. Yoksa cidden kötü şeyler olabilirdi.

"Tam da o bebeğim." diye fısıldadı ve bana yaklaşmaya başladı. Üstüne baktığımda olmadığını gördüm. Ve hızlı yumruklar atmaya başladım.

"Ah, ne yapıyorsun aşkım?! Kalk su getir aşşağıdan diyecektim, su bitmiş!" dedi kendini korumaya çalışırken.

"He tabi. Manyağa bak. Bir de suyla fantezi yapacak!"

"Cemre! Biz o şeyi yapmayacağız aşkım. Sadece sen bana 'su' getireceksin. Bu kadar fesat olman benim suçum değil." dedi su kelimesine baskı uygulayarak. Ve bana da sonradan dank etti.

Bedelim ona gecenin bu karanlığında, üç kat aşşağıdaki upuzun ve ıssız koridordan geçip, gizemli ve bir o kadar da korkunç olan bodruma girip, bir de yetmezmiş gibi daha ilerisindeki yemekhaneden su getirmek. Oradaki loş ışıkların da yanıp sönmesini katarsak...

"Hayatta kendi başıma gitmem!"

"Gideceksin. Sen ben gibi seksi bir varlığı yerde yatırırken düşünecektin onu." dedi sırıtarak.

"Yea bi git işine be!" diyip ona sırtımı dönüp uyumaya başladım. Psikopat ışığı da açmamıştı.

"O zaman benimle birlikte geleceksin." dedi ve kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı.

"Yemin ederim salaksın sen ya." dedim ve kaderime razı olarak onunla birlikte odadan dışarıya çıktım.

"Salağım, ama sadece sana salağım." dedi. Ben de yaptığı kafiyeye küfürlerim eşliğinde aşşağı kata indim. Tabii yanımda da o vardı.

O demişken. Bu mal kız kıyafetlerini giymemiş ve sadece peruğunu takmıştı. Erkek kıyafetleriyle dolanan bir kız. Aman ne hoş gözüküyor.

İçimden göz devirip tekrar önüme döndüm. İçimden göz devirme işlemini hep yaparım arkadaşlar.

Sonunda korkunç bodrum katına gelmiştik. Işıklarını niye tamir ettirmiyorlar buranın yahu?! Tamam zaten sadece sabah geliyoruz ama olsun. Bodrum katı sonuçta. Öcüler falan korkar. Cık cık cık. Tamam vurmayın.

Sağ tarafıma baktım ve korkudan seksenbeş büklüm olmuş Rüzgar'ı gördüm. Evet seksenbeş büklüm. Çünkü, bu büklümleşmeye iki az kalırdı.

"Rüzgar, burada kız olan benim. Senin korkmaman gerekiyordu. Hatta öne geçmen gerekiyordu." dedim ve onu kolumdan tutarak öne ittim.

"Ya Cemre. Yan yana gitsek? Burası 'Denişik' bir yer olduğu için korkuyorum."

"Durumun 'Denişik' diyecek kadar vahim ha? Geç lan geç. Ben ne yaptım seninle sevgili olacak kadar kötü acaba?" dedim ve sonunda şaka şaka demeyi de ihmal etmedim. Rüzgar gerçekten iyi bir çocuktu ve onu kaybetmeye hiç mi hiç niyetim yoktu.

"Rüzgar. Rügar karşıdaki insan silüeti ne Rüzgar?!"

Ve ikimizde aynı anda bağırdık.

"Ohaa!"

Aradaki tek fark, onun öküz gibi çok çıkan ve kaskalın erekek sesiyle bağırmasıydı. "Rüzgar senden çok özür diliyorum aşkım birazdan diyeceklerim için! Ama bunu söylemem gerekiyor!"

"De, zaten ölücez!" diye yine kaskalın bir sesle bağırdı.

Sesim manda sürüsü geçiyor gibi yaklaşan ayak seslerine karışırken bir yandan da onu yandaki tuvalete doğru sürüklüyordum.

"Aklına sıçayım! Gir şu tuvalete!"

Rüzgar tuvalete girdiğinde ben de tüm yurda ne diyeceğimi düşünüyordum.

Şimdi yandık Rüzgar. Şimdi gerçekten yandık.

Yorum yapın pılis ve Sarışın Bela kitabıma bakmayı unutmayın. Bu kitabı severek okuyorsanız kesinlikle o kitabımı da seversiniz :D

Kızlar ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin