Kuroko,derin kızıllara bakarken zaman kavramını unutmuştu.Sanki hiç bu tümsekten yuvarlanmamışlardı,üstleri toz içinde değil ,elleri Akashi'nin göğsüne başından beri karşı koymuyordu.Belki de böylece durarak,onun tarifi imkansız sıcaklığıyla birlikte eşsiz kokusunu ciğerlerine çekmek istiyordu.İstemese de onun mükemmelliğine çekildiğini hissediyordu ve ellerinde buna karşı koyacak takati kalmamıştı artık.Kızararak başına başka yöne çevirdi,Akashi'nin elleri hala belindeyken gözlerine bakmak zora sokuyordu onu.
"Konuşmamızın bittiğini düşünmüştüm,Akashi-kun."
Akashi çocuğun gözlerini çevrede gezdirerek söylediği cümleyle ,belindeki ellerini daha da sıkılaştırdı.Böylece Kuroko'nun gözleri anın verdiği refleksle ona çevrilmişti.
"Olaylara noktayı koyabilecek tek kişi benim ,Tetsuya.Ben bitti demeden bitmez."
Akashi'nin az önceki alaylı yüzüne nazaran şuanki ciddiyeti üzerine gerilmişti Kuroko.Onun değişken kişiliğine karşılık bazen ne tepki vereceğini bilemiyordu,yanındayken ne kadar temkinli hareket etmeye çalışsada kızıl saçlı çocuğun sinirleneceği bir şey elbet çıkıyor ,bu da işleri sarpa sarıyordu.İçinde bulundukları rahatsız edici duruma son vermek için onu yatıştırmayı denedi.
"Pekala ,Akashi-kun.Öyleyse ne istiyorsun?"
Kuroko'nun sesi istemese de bugün olanlardan kaynaklı yorgun ve bıkkın çıkmıştı.Aksi halde Akashi'nin daha da gerilen kaşlarının bir başka açıklaması olamazdı.Elleri daha da sıkılaşırken olayların gidişatı hiç de iç açıcı gibi görünmüyordu.Kuroko kendisini bu olaydan kurtaracak bir şeyler düşünmeye çalışırken yukarıdan gelen seslerle kurtarıcısı olabilecek durumdaki kişiye baktı.
"Hey,siz oradakiler !İyi misiniz?"
Akashi'nin elleri beline yaptığı baskıyı durdurmuş onu serbest bırakmıştı.Hiçbir şey söylemeden kalktı üzerinden .Gözlerini yukarı,onları izleyen çocuğa çevirdiğinde düştükleri durumu açıklamak için konuşmaya başladı.
"Altımızdaki toprak kaydığı için buraya yuvarlandık,yardım edebilir misiniz?"
Kuroko,çoğul konuşurken onları izleyen çocuğun bakışları yerden kalkmış üzerini silkeleyen Akashiye kaymıştı.Kızıl saçlı çocuğu görünce yüzünde beliren şaşkınlığa karşın onu bastıran mutluluk ifadesi de neyin nesiydi?Gözleri parlıyordu sanki.Kuroko rahatsızca olduğu yerde kıpırdandı,çocuğun Akashiye olan bakışlarından hoşlanmamıştı.
"Akiyama!Lan orada domalmış ne yapıyorsun?"
Arkadan gelen ses üzerine çocuk çömeldiği yerde doğruldu.
"Fazla konuşmada şuradakileri çıkaralım."
"Ha?Ne diyorsun lan?!"
Çocuk doğrulduğu yerde arkadaşına yöneldi ve başını tuttuğu gibi kafasına baskı uygulayarak aşağı bakmasını sağladı.
Arkadaşı,ani tepkisine şaşırmış olacak ki birkaç kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra nihayet dikkatini Kurokolara verebilmişti."Aşağı yuvarlanmışlar,git ip getir de yukarı çıkaralım."
Arkadaşı gelen açıklama üzerine kıkırdadı.
"Onun nasıl becermişler ki ,baksana kaç metre aşağıdalar."
Arkadaşının durumu alaya alması üzerine çocuğun kaşları çatıldı.
"Hadiii!"
Arkasına bile bakmadan gelen sabırsız ses üzerine koşmaya başlamıştı bile diğeri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Machigai -Akakuro-
Fiksi PenggemarHayatımın o gün bu denli değişeceğinin farkında bile değildim. Ben basketten vazgeçmek isterken, o, tehlikeli gözlerini üzerime dikmiş ve bana bir yol açmıştı . O zamanlar saftım nereden bilebilirdim ki her şeyin onun gözlerinde yatan bir yalandan...