-Percy-
Nico'ya sinirlendim.Çok hemde.
"Sana yardım etmeye çalışıyordum Nico.İnsanları kendinden soğutmayı çok iyi beceriyorsun."
Nico'nun gözleri büyüdü.
"Yani gerçekten sen...Benden soğudun mu?" Ses tonu çok kırıktı.
"Hayır." Neden ben bu çocuğa sinirlenemiyorum?!
"Percy...Burda benden uzaklaşman ve 'Senden nefret ediyorum!' demen gerek."
"Nico sen az önce bana Percy dedin.Demek ki aramız o kadar uzak değil." Nico kızardı ve bende sırıttım.
"Percy sırıtma,şurada senden nefret etmeye çalışıyorum." Bunu dediğinde kahkahalar atmaya başladım.
"Sesli düşünmeye lanet olsun!" Nico kendini tokatladı.
Nico'nun elini tuttum.
"Kendini tokatlama." Nico daha da çok kızardı ve sonra durumu anlayıp bana tokat attı.Kendini tokatlama dediğim için beni tokatlamasına gerek yoktu."Kendini tokatlama dedim de,beni de tokatlama."
Nico kıpkırmızı kesildi."O bana dokunduğun içindi."
Hala elini tuttuğumun farkına varınca bende kızardım.Kızara kızara gidiyorduk işte.Aslında kızarmamızda çok saçmaydı ama olsun.Nico'nun yüzü yine hayalet beyazına döndü.
"Bir daha dokunmak yok,anlaştık mı?"
"Yani bu arkadaş olacağız demek mi?" Gülümsedim.
"Yani deneyebiliriz ama çok umutlanma Jackson."
-Nico-
Neden ona kıyamadım?Daha az önce ondan kurtulmaya çalışıyorum.Sanırım dengesiz bir insanım.Belki de ona karşı hissettiğim şey yüzündendir.Onla deliler gibi yakınlaşmak istiyordum ama bu isteğime karşı koydum ve kaşlarımı çattım.
"Seni hala Bianca olayı için affetmedim.Yani bana sadece bir yere kadar yaklaşabilirsin."
Percy yere baktı. "Bianca olayı için senden kaçıncı kere özür dilemem gerekiyor?"
"İstediğin kadar özür dile,ben daha çocuktum ve psikolojim bozuldu.Hiç bir yararı yok."
Gerçeği söylemek gerekirse ona sadece 2 yıl sinirli kalmıştım.Sonra kızgınlığım tuhaf bir şeye dönüşmeye başladı.Güneş batıyordu."Git Jackson."
"Ne?"
"Git.Beni seven herkes öldü.Bendeki şanssızlıkla bunun kendine de olmasını istemiyorsan git Percy."
Percy bana gülümsedi. "Sen lanetli falan değilsin Nico."
"Zaten seni umursadığımdan da değil Jackson.Gel lanetli hayatıma ve bana değer verdiğin için öl.Öldüğün anda bunu hissedeceğim zaten."
Percy'nin pespembe dolgun ve parlak dudaklarına bakarken buldum kendimi.Sizde kendinizi ikisine "Şimdi öpüşün hadi!" ruh halinde bulduysanız bendensiniz.Ben...Onun dudaklarına falan bakmıyordum!Ben sadece şey...Bana sırıttığı için bakıyordum!Yani o güzel,tuzlu ve yumuşak olduğunu tahmin ettiğim dudakları tatmak istemiyordum!
Şu an Afrodit'in beni izleyip "Hıhı evet tabiki istemiyorsun." dediğini hissediyorum.Lanet kadının bana açtığı belaya bakın!
"Şey...Nico neden dudaklarıma bakıyorsun?"
Silkelendim ister istemez."Ben senin dudaklarına falan bakmadım Jackson!"
Percy olayın garipliğini anlamış olacak ki bana baktı ve "Peki." dedi.
Hayır kesinlikle gay olduğumu bilmiyordu.Yoksa bu kadar rahat olmazdı.Ona göre benim kendisinin dudaklarına odaklanmam imkansızdı.Bu aptal durumdan kurtulmanın tek yolunun ona bağırmak olduğunu anlamıştım.
"GİT BAŞIMDAN JACKSON."
Bana anlamsızca baktı.Bende ona baktım."Sadece biraz yalnız olmak istiyorum tamam mı?"
Percy gülümsedi."Böyle de işte.Ama gitmeden önce birşey sormak istiyorum sana."
"E-evet elbette." dedim.
"Seni hiç gülerek göremeyecek miyiz?"
Ona baktım."Maalesef öyle bir şey asla olamayacak Jackson."
Percy bana bakmaya başladı.Sinir bozucuydu onun yeşil-mavi gözlerini görmek,gülümseyen suratını görmek.Sinir bozucuydu ama insanın içi gidiyordu.Onu istiyordum,ama kendi iyiliği için ondan uzak durmalıydım.
"Mesafeli olacaksın tamam mı?Fazla yaklaşmak yok."
Çünkü o yaklaşırsa bende yaklaşabilirdim.
Bende yaklaşırsam Annabeth beni öldürebilirdi.
Yani evet mesafeli olmamız gerekiyordu.
"Tamam fazla yaklaşmak yok,ellemek yok,acımak yok,o adı ağzıma almak yok.Anlaşıldı."
Bir an gülümseyecek gibi oldum ama gülümseyemedim.
"Şimdi git başımdan." dediğim anda yüzü düştü ve ayak sesleri gitmeye başladı.
Gökyüzüne baktım.Tam da Zoe'nin yıldızına."Bianca'ya iyi bak lütfen.Tamam mı?"
İçimden tamam demiş olmasını umduktan sonra gölge yolculuğu ile babamın mekanına gölge yolculuğu yaptım.-Percy-
Nico ile aramızın düzelmeye başladığını düşünüyordum.Tamam yine kaba davranıyordu,yakınlaşmama izin vermiyordu ama hala iyiye gidiyordu.Bir kere beni artık Bianca'nın ölümünden suçlamıyordu değil mi?
Yoksa suçluyor muydu?
Uzunca bir süre bende kendimi Bianca'nın ölümünden suçlamıştım içten içe.Nico bana bağırdıkça ben daha kötü hissediyordum.Şimdi onun bağırmasının nedeninin değiştiğini kavramaya başlamıştım.Henüz yeni nedeni bilmiyordum,ama öğrenip telafi edecektim.
Nico ile yakın arkadaşlar olacağız.
Biliyorum.
Bölüm geç geldi ve kısa geldi ama olsun :D her yazarın bir üşenme süresi vardır.
Nico:Çok bekledim lan!Özür dilerim Nico :3 ama ne yapayım çok üşendim.
Percy:Demek sen yazıyorsun bunları...Apollon'un çocuğu olmalısın.
Yok yok Percy,ben Nico'nun kız kardeşiyim.
Percy:Nico oğlum kaç kızkardeşin var senin?!
Nico:Bu günlerde fazla arttı.Artık sayamıyorum.Ama seninde baya var.
Evet fangirllerde melez.Muhahahahhahhah!
Percy:Bu kız manyak.
Psikopatı tercih ederim.
Nico:Psikopatsında manyaksında.
Teşekkürler Nico ^_^
Percy:Yalnız farkettin mi bu kısımlar bölümden uzun.
Farkettim ve umrumda değil :D bölümün 600 kelimesini bunlarla dolduruyorum sanırım.
Bu arada arkadaşlar Imagine Dragons - Monster dinleyin Nico'ya çok uyuyor.Hihihi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
King of the Ghosts -Percico Fanfic-
FanficPercy Jackson mükemmel kelimesinin beden bulmuş haliydi.Ölümcül hatası bile arkadaşlarına fazla güvenmekti.Güzel bir kızarkarkadaşı,kaslı bir fiziği,güzel bir yüzü vardı.Tek kelimeyle mükemmeldi. Nico di Angelo ise tersiydi.Kabaydı,soğuktu ve sinirl...