"Selam!" Diye içeri girdi zengin müşterimiz. Bize 2 kurabiye ve doğum günü için çilekli pasta sipariş etti. Pastayı özenle yapmamızı da üstüne basa basa tekrarladı. Zengin olunca her şeyi elde edebileceğini zannediyor. Ah şu şımarık zenginler!
Pastanın 2 güne hazır olacağını söyledik. Kafasını öne ve arkaya sallayarak çıktı dükkandan.
Okula gitmek için eve çıkıp üstümü değiştirdim. Yoldan geçen bir taksiye binip okulun yolunu tuttum. Çok geçmeden okuldaydım. Sınıfa girdiğim de yağmur oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce el salladı ve gülümsedi. Yanına gittim birbirimize sarıldık.
Hoca geldiğin de hiç bir şey demeden önümüze dönüp hocayı dinlemeye başladık. Yaklaşık 50 dakika süren bir matematik dersi faciası bittiğin de derin bir nefes aldım. Caner uzaktan el salladı. Yanına gittik.
-Naber prenses ? Dedi Caner.
-İyidir kanka bildiğin gibi sen ?
Dedim hafif bir gülümsemeden sonra.
-İyi.
Deyip kısa bir cevap verdi. Sonra arkasını dönüp kantine doğru yol aldı. Biz de onu takip ediyorduk. Gidip buzdolabından içecek alıp bir masaya oturdu. Bende bir büskivi alıp yanına gittim. Yağmur da benim yanıma gelip oturdu. Caner bir yere bakıyordu. Yada birine. Kime baktığını anlamak için arkamı döndüğüm de dibim de semih'i gördüm. Canerle birbirlerine dik dik bakıyorlardı.
-Hey! Noluyor ?
Dedim. Semih bana bakıp :
-Hiçç. Mert seni çağırıyor.
-Neden ?
-Bilmiyorum. Gel hadi.
Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Kalkıp onu takip ettim. Gittiğimiz yerde mert duvara yaslanmış bizi bekliyordu. Beni görünce hiç bir şey olmamış gibi hareket etmeden bekledi. Yanına gittiğim de şöyle dedi:
-Şu okul balosuna benimle gelme ister misin ? Dedi.
Nasıl yani Mert Yılmaz mı ?
Oha süper. O okulun en yakışıklısı. Bu süper.-Peki.
Dedim. Pek umursamaz gibi yapıyordum. Ama içim içimi yiyiyordu. Arkamı dönüp yürümeye başladığım da kolumdan tutup beni kendine çevirdi ve :
-Seni cumartesi günü saat 20.00 da alırım. Dedi.
Kafamı tamam şeklinde sallayıp. Okula girdim. Bu süperdi. İnanamıyorum mert yılmazla bir balo. Harika ötesi.
Yağmurun yanına gittim ve konuştuklarımızı anlattım. O da benim gibi çok heyecanlandı. Yağmur çok iyi bir arkadaş onu kaybetmek istemiyorum. O benim ailem gibi.
Sınıfa gittiğimizde Caner bana dik dik bakmaya başladı. Yanıma gelip şöyle dedi:
-Ne dedi o çocuk sana.
-Beni baloya davet etti. Ayrıca bundan sanane ki ?
-Doğru banane.
Dedi ve yerine gidip oturdu. Bizde yağmurla birlikte kendi yerimize geçip oturduk. Hocanın gelmesini bekledik. Defterimi ve kitabımı çıkardıktan sonra kollarımı bağlayıp etrafı izledim. Hoca geldiğin de kollarımı çözüp hocanın yoklama almasını dinledim. Sıra bana geldiğin de "Burda" dedim. Sıra derse geldiğinde arkama yaslanıp dersi dinlemeye başladım. Ders tarih !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Liseli Hikayesi
Teen FictionHayatta her an zorluklarla karşılaşabiliriz. Her zaman istediğimiz olmaz. Bu durumların karşısın da güçlü kalmamız gerekir. Defne de bu zorluklar karşısında ne olursa olsun direnmeye çalışıyor. İşte bir liseli hikayesi...